Diyarbakır'da tüm kadınlar birleşti

Siyasi parti, meslek odaları, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarından çok sayıda kadın bir araya gelerek 'Dicle Amed Kadın Platformu'nu kurdu.

Diyarbakır'da tüm kadınlar birleşti

Remzi BUDANCİR

ARTI GERÇEK-
Demokratik Bölgeler Partisi’ne (DBP) bağlı belediyelere kayyım atanmasının ardından bölgede faaliyet yürüten neredeyse tüm kadın kurumları kapatıldı. Kadınların şiddet, cinsel taciz, tecavüz gibi birçok sorunla karşı karşıya kaldığı bu dönemde Diyarbakır’a önemli bir adım atıldı. HDP, DBP, CHP, Saadet Partisi, EMEP, DTK, KESK, TMOB ve Diyarbakır Barosu'nun da aralarında bulunduğu 25’e yakın kuruluştan kadınlar Güneydoğu Gazeteciler Derneği'nde bir araya gelerek "Dicle Amed Kadın Platformu" adı ile yeni bir oluşuma gitme kararı aldı.

İLGİLİ HABER: 2018'İN İLK AYINDA 28 KADIN ÖLDÜRÜLDÜ

KADINLAR CİNSEL SALDIRI VE ŞİDDETLE KARŞI KARŞIYA


Toplantı öncesi düzenlenen basın toplantısında platform adına konuşan Arin Zümrüt, kadınların gerek özel gerekse kamusal yaşamda şiddete maruz kaldığını söyledi. Kadına yönelik şiddetin, toplumsal hayatın farklı alanlarında kadınların yaşadığı ayırımcılığın en belirgin göstergesi olduğunu hatırlatan Zümrüt, "2017 yılında, 409 kadın ve kız çocuğunun öldürüldüğü, 332 cinsel saldırının gerçekleştiği, 387çocuğun istismara uğradığı kayıt altına alınmıştır. Rakamların yüksekliği, kadına yönelik şiddetin yapısal dinamiklerden beslenen çok yönlü bir toplumsal sorun olduğunu ve siyasi iktidarın duyarsızlığını ortaya koymaktadır. Toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dayalı yönleri olduğu gibi, sosyo-ekonomik durum ve ataerkil kültürel kabullerin de etkisi büyüktür" dedi.

KADIN DAYANIŞMASI ZORUNLUDUR

Modernlik ve demokrasinin kadın üzerinden tartışıldığı ve hatta simgeleştiği günümüz koşullarında kadına yönelik şiddet ve ayırımcılığın ulaştığı noktaya dikkat çeken Zümrüt, açıklamanın devamında şunları söyledi: "Kadınların gerek özel gerekse de kamusal yaşamda maruz kaldıkları şiddete, emek sömürüsüne, ayırımcılığa, cinsiyetçi, milliyetçi ve militarist politikalara, taciz ve tecavüz kültürüne karşı vermiş oldukları mücadele, uzun soluklu bir mücadele olup; elde edilen başarı ve kazanımlar, güçlü kadın birlikteliklerinin sağlanması ve zor koşullar altında dahi olsa, kadın dayanışmasının gerçekleştirilebilmesi ile açığa çıkmıştır.

OHAL VE KHK’LER KADINI HEDEF ALIYOR

İçinde bulunduğumuz OHAL koşullarının ve otoriterleşen yönetimin KHK’ler yoluyla tesis etmeye çalıştığı yeni rejimin, toplumsal muhalefeti baskılama ve ortadan kaldırmaya yönelik zor yöntemlerinin ilk hedefinin kadınlar olması tesadüf değildir. İktidarın, kadınları egemen cinsiyetçi değerler içerisine hapsederek, toplumun yarısı iken azınlık psikolojisi içerisine sokmayı hedefleyen kadın politikalarının teşhiri için çıktığımız bu yolda; Rosa Lüksemburg’un ‘Hareket etmeyen, zincirlerini fark edemez’ sözü çıkış noktamız olmuştur. Ortak yaşam değerleri çerçevesinde bir araya geldiğimiz platform bileşenlerimizle, kadını ‘anne’, ‘bacı’, ‘eş’ gerçekliği içerisinde kimliksizleştiren; eğitim hakkını elinden alan, iş yaşamından uzaklaştırarak eve hapseden ve tecrit uygulayan cinsiyetçi politikalara karşı kadın mücadelesini yükseltme kararlılığı içerisindeyiz.

"MÜFTÜLERE NİKAH KIYMA YETKİSİ VERİLİYOR, TACİZ VE TECAVÜZ FAİLLER İYİ HAL İNDİRİMİ ALIYOR"

Her ne kadar, kadının erkekle eşit söz hakkına ve temsil yetkisine sahip olduğu hukuki açıdan düzenlenmiş ise de mevcut yasaların sosyal hayatta uygulanabilirliği açısından bakıldığında kadınlar bir çok engelle karşılaşmaktadır. Toplumsal cinsiyet rollerinin kadın ve erkek için öngördüğü yaşam kalıplarının sosyal ve ekonomik eşitsizliklerle birleşmesi, kadının kendisini var etme arzusu içerisinde olduğu ekonomik, sosyal ve siyasal yaşamda etkin ve aktif bir şekilde olabilmesini imkansız kılmaktadır.

Yetersiz de olsa var olan hukuki düzenlemelerin toplumsal altyapısının oluşturulması; müftülüklere resmi nikah kıyma yetkisinin verildiği, taciz ve tecavüz faillerine iyi hal indiriminin uygulandığı, çocuk istismarcılarının cezasız kaldığı ve çocuk yaşta hamileliklerin gizlendiği bu süreçte ivedi bir zorunluluk olarak önümüzde durmaktadır.

"KADIN KURUMLARININ KAPATILMASI, İKTİDARIN KADINA KARŞI ALDIĞI BİR TUTUMDUR"

Bu açıdan uluslararası sözleşmeler ve ulusal yasal düzenlemelerin uygulanması, sürekliliğin sağlanarak toplumda yürütülmesine aracılık edecek mekanizmaların oluşturulması büyük bir ihtiyaç iken, farkındalık yaratmayı ve dayanışmayı esas alan kadın kurumlarının kapısına kilit vurulmuş olmasını, iktidar tarafından kadınların özgürlük ve eşitlik iradesine karşı ortaya konulmuş bilinçli bir tutum olarak ele almaktayız. Görüyoruz, farkındayız ve sessiz kalmayacağız! Yaşamı savunmaya devam edeceğiz. İnanç ve kararlılıkla, bedel ödenerek yaratılan değerlerin savunucusuyuz. Elde ettiğimiz kazanımları korumak, büyütmek ve toplumsallaşmasını sağlamak için bir aradayız."

diyarbakır KADINLAR kuruldu