Diyarbakır'daki kadınlara yönelik gözaltılar İstanbul'da protesto edildi

Yağmur KAYA

+GERÇEK- Kadınlar Birlikte Güçlü oluşumu, Diyarbakır'da yapılan ev baskınlarında aralarında Sur Belediyesi eski Eşbaşkanı Filiz Buluttekin, Şırnak'in İdil Belediyesi eski Eşbaşkanı Nevin Oyman, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES) Amed Şube Sekreteri Fatma Yıldızhan ve Nihal Yanık'ın bulunduğu çok sayıda kadının gözaltına alınmasını Kadıköy'de Süreya Operası önünde "Kadınlar yargılanmaz" diyerek protesto etti.

Gözaltına alınan 24 kişinin derhal serbest bırakılması talep edilen açıklamada, "Erkek devletin" Kürt kadın kurumlarını özellikle hedef aldığı vurgulandı.

Eylemde, "Erkek devlet şiddetine karşı dayanışmamız da ortak mücadelemiz de ortak" pankart açılırken sık sık "Kadınlar birlikte güçlü", "Jin (Kadın), Jiyan (Yaşam), Azadi (Özgürlük)" sloganı atıldı.

Açıklamada bulunan Didem Acabey, kadınların özgürlük ve eşitlik, hayatları ve haklarımız için 25 Kasım’da erkek egemenliğine, yoksulluğa, işsizliğe, güvencesizliğe, ucuz işgücüne, ev içi emek sömürüsüne, hukuksuzluğa, cezasızlığa, ayrımcılığa, her gün yaşanan kadın katliamlarına, trans cinayetlerine, savaşa, ırkçılığa, erkek-devlet şiddetine karşı sokaklara çıktığını belirtti.

İstanbul Sözleşmesi'nden feshedilmesinin şiddetin önünün açılmasına, faillerin cesaretlenmesine neden olduğunu dile getiren Acabey, devletin, mücadele eden kadınları gözaltı ve tutuklamalarla engellemeye çalıştığı söyledi.

'KÜRT KADIN KURUMLARI ÖZEL SAVAŞ POLİTİKASIYLA HEDEF ALINIYOR'

Acabey, "Bu sabah Diyarbakır’da kadın mücadelesi veren Rosa Kadın Derneği’nden, TJA’dan, sendikalardan 24 arkadaşımız, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde ses çıkardıkları için gözaltına alındı. Her gün şiddet faili erkekleri koruyan, kadın cinayetlerine meşru kılıf uyduran iktidar eşitlik, özgürlük ve şiddetsiz bir yaşam için mücadele eden Kürt kadın kurumlarını özel bir savaş politikasıyla hedef almayı sürdürüyor. Erkek-devlet şiddetine karşı dayanışmamız da mücadelemiz de ortak" diye konuştu.

'KADIN KAZANIMLARINI YOK EDİLİYOR'

Acabey, Kadınlar için mücadele edenler yargılandığına dikkat çekti. Yasaların suçlular için uygulanmadığını söyleyen Acabey, kadın kazanımlarının ortadan kaldırılmaya çalışıldığını kaydetti.

"Kadınlar için artık güvenli bir yer kalmadı" diyen Acabey, Aysel Tuğluk, Deniz Poyraz, Şule Çet, Pınar Gültekin, Garibe Gezer, Gülistan Doku, Çilem Doğan, Ayşe Gökkan, Gültan Kışanak gibi nice kadının adalet beklediğini belirtti. Erkek devlet kadınların direnişini engellemeye çalışıyor.

'8 MART'I TÜM ENGELLERE RAĞMEN GERÇEKLEŞTİRDİK'

Acabey açıklamayı şu sözlerle sürdürdü:

"25 Kasım’dan 8 Mart’a taşıdığımız isyan ve coşku İstanbul’dan Amed’e Dersim’den İzmir’e ülkenin her yerine yayıldı. Biz kadınlar erkek devlet şiddetine karşı hayatlarımız haklarımız özgürlüğümüz için en haklı taleplerimizi ve itirazlarımızı 8 Mart’ta tüm engellemelere baskılara rağmen gerçekleştirdik. Direnişimiz ortak, mücadelemiz ortak. Kadın dayanışmamız her geçen gün daha da büyüyor.

'KÜRT KADINLARI DÜN OLDUĞU GİBİ BUGÜNDE DİRENİYOR'

Kadınları gözaltı ve tutuklamalarla engellemek isteyenlere bir kez daha sesleniyoruz; daha önce de denediniz, sonuç alamadınız, kadın mücadelemiz her geçen gün daha da büyüyor. Kürt kadınları dün olduğu gibi bugün de erkek devlet şiddetine karşı mücadele etmeye devam edecek. Kadın mücadelesi yürüttüğü için 30 yıl ile cezalandırmak istediğiniz Ayşe Gökkan, 8 Mart, 25 Kasım ile ilgili konuştuğu için rehin tuttuğunuz Sebahat Tuncer, Gültan Kışanak, Aysel Tuğluk bugün cezaevlerinde direnmeye devam ediyor.

'MÜCADELEMİZİ YARGILAYAMAZSINIZ'

Kadınlar her yerde eşitlik ve özgürlük için mücadele etmeye devam ediyor. Mücadelemizi yargılayamazsınız. Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılsın."

Eylem slogan ve alkışlarla son buldu.