Eğitim İş'ten müfredat tepkisi: Bu kabusa 'dur' demeliyiz

Eğitim İş Elazığ Şube Başkanı Hüseyin Selçuk, AKP'nin yaptığı müfredat değişikliğine hazırladığı 29 sayfalık raporla yanıt verdi.

Eğitim İş'ten müfredat tepkisi: Bu kabusa 'dur' demeliyiz

Evren DEMİRDAŞ

ARTI GERÇEKEğitim Bir Sen'in "Gecikmiş Bir Reform: Müfredatın demokratikleştirilmesi" adıyla hazırladığı raporun yayımlanmasından hemen sonra Milli Eğitim Bakanlığı müfredatla ilgili taslak programını kamuoyuyla paylaştı. Eğitim İş Elazığ Şube Başkanı Hüseyin Selçuk, Bakanlığın taslağı ile AKP yanlısı Eğitim Bir Sen’in yayınladığı raporları kıyaslayarak ikisi arasındaki benzerliğe dikkat çekti.

"Raporları yazanların, program okur yazarlığı, öğrenme öğretme kuramları ile ölçme değerlendirme konularında bazı sorunları ve yetersizlikleri olduğu anlaşılmaktadır" diyen Selçuk, MEB'in yeni eğitim müfredatını hazırlarken yararlandığı Eğitim Bir Sen’in raporuna ilişkin eleştirilerini de dile getirdi.

Eğitim İş Şube Başkanı’nın tepkisinden öne çıkan başlıklar şöyle:

"MÜFREDATIN ART NİYETLİ ÇABASI AÇIKTIR"

Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın kamuoyuna ‘müjde’ olarak sunduğu 2017-2018 Eğitim Dönemi müfredatı üzerinde yaptığımız ayrıntılı inceleme, AKP döneminde Milli Eğitim müfredatında yapılan en köklü değişikliklerden biri olan yeni müfredatın artniyetli çerçevesini ortaya koymuştur.

İki yıldır süren çalışmalarla meydana getirildiği söylenen müfredat için bu alandaki eğitim-bilim uzmanlarının, üniversitelerin ve demokratik kitle örgütlerinin tümünün değil, yandaş sendikaların ve Bakan Yılmaz’ın ifadesiyle 100 bine yakın öğretmen ve velinin görüşü alınmıştır. Bu 100 bin öğretmen ve velinin kim olduğu sorusu da, en az müfredatın kendisi kadar karanlıktır.

"KHK GİBİ TEPEDEN İNMECİ MÜFREDAT"

Eğitim İş olarak, Bakanlığın aylar önce açıkladığı taslak müfredat raporunun yandaş sendika Eğitim Bir Sen’in "Gecikmiş Bir Reform: Müfredatın Demokratikleştirilmesi" adı altındaki taslak müfredatla neredeyse aynı olduğunu ortaya çıkarmış ve kamuoyuyla paylaşmıştık. Müfredatın son örneği de Bakanlığın yol göstericilerinin değişmediğini, ortaya koymuştur.

Yangından mal kaçırırcasına yeni müfredatı getiren Bakanlık, bu müfredatı hem kısa bir zamanda ve şeffaf olmayan bir süreçte hazırlamış, hem de pilot uygulamaya gitmemiştir.

Bakan’ın son ana kadar üzerinde ince çalışmalar yapıldığını iddia ettiği müfredatın, içeriğinin sadece yandaş sendikalarca değil, yandaş yayınevleri tarafından bile biliniyor olması da trajikomiktir.

"EVRİM’İN OLMADIĞI BİR BİYOLOJİ"

Hayatı ve canlıları anlamanın en bilimsel yolu olan biyoloji dersi, ‘dünya ve yaşamın kökeni’ konularına yer verilmeyerek ‘sadeleştirilmiştir!’

Canlıları inceleyen bir bilim dalından, Google’da bile arandığında 6.810.000 sonuç çıkan, hakkında 200 bini aşkın bilimsel makale yayımlanan evrim teorisi çıkartılmıştır. Trajikomik biçimde ise evrim teorisiyle iç içe olmadan düşünülemeyecek mutasyon, doğal seçilim ve adaptasyon kavramlarına dokunulmamıştır. Bu haliyle öğrenciler, anlayamadığı kavramları ezberlemek durumunda kalacaktır ve yaşamı sorgulamaktan çok uzaklaşacaklardır.

İnsanlık tarihini anlamak için en önemli kalıntıları ‘çanak çömlek’ olarak tanımlayıp, 2 metro durağını daha fazla önemseyen zihniyet, fosil kayıtları ve jeolojik oluşum konularını da müfredattan tamamen silmiştir.

"ATATÜRKÇÜLÜK TASFİYE EDİLDİ, OSMANLICILIK GELDİ"

Laik eğitime adeta savaş açan AKP, siyaseten en vurucu hamlelerini Türk Dili ve Edebiyatı alanındaki değişiklikleriyle yapmış, Atatürkçülük kavramını müfredattan silmiştir.

Cumhuriyet değerlerine ve Atatürkçülük kavramına en önemli saldırılardan bazıları da İlköğretim Sosyal Bilgiler dersinde ve 8.sınıflarda okutulan T.C. İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük dersi programlarında yapılmıştır. Atatürkçülük konuları çıkarılmış, 15 Temmuz ve Osmanlı övgüsüne yer verilmiştir.

Cumhuriyet değerleriyle çatışıp sürekli Osmanlı vurgusu yapan AKP, müfredatta kendi zihniyetini somutlaştırmıştır. Daha önceki program da olduğu gibi, 7.sınıf programında yer verilen Osmanlı Tarihi konularında sadece kuruluş ve yükselme dönemi ele alınırken gerileme ve dağılma dönemlerine hiç yer verilmemiştir.

"AZ SAYIDA OLUMLU DEĞİŞİKLİK KAMUFLEDİR"

Yeni müfredatta, Tıpkı AKP’nin torba yasalarında olduğu gibi, az sayıda olumlu denilebilecek değişiklik, böyle bir siyasi hamleyi kamufle etmek için serpiştirilmiştir.

AKP döneminde yapboza çevrilen eğitim sistemi, bu müfredatla birlikte artık bütününü bulamayacak yanlış yapboz parçalarından ibaret olacaktır.

Uluslararası standartlar ve teammüllerin aksine; bu kadar kapsamlı bir değişikliği, pilot uygulama yapmadan tüm ülkede başlatacak olan Bakanlık, müfredatın başarı ya da başarısızlığını, uygulanabilirliğini nasıl ve hangi kriterlerle ölçecek sorusu da cevapsızdır.

Unutmayalım; yavrularımızın eğitimi, ülkemizin nasıl bir yere dönüşeceğini, içinde yaşayanların nasıl yurttaşlar olacağını belirleyecektir. Bugün bu karanlık eğitim tablosuna ses çıkarmayan herkes, yarın yaşayacağı cehennemi onaylamış olacaktır.

Eğitim-İş olarak, tüm demokratik kamuoyunu, bu müfredat kabusuna ‘dur’ demeye çağırıyoruz!

Eğitim İş Milli Eğitim Bakanlığı atatürkçülük Eğitim Bir sen Evrim