Ekrem İmamoğlu, 'Akın Gürlek' ve 'bilirkişi' soruşturmaları kapsamında ifade verdi: İfadesinin tam metni

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında açılan iki ayrı soruşturma kapsamında İstanbul Adalet Sarayı'na ifade verdi. İmamoğlu ifadesinde, "Sözümün eriyim, dediğim şeyler belli" dedi.

Artı Gerçek - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Akın Gürlek ile ilgili yaptığı açıklamalar ve CHP davalarında yer aldığını söylediği aynı bilirkişi ile ilgili sözleri sebebiyle hakkında başlatılan iki ayrı soruşturma kapsamında İstanbul Adalet Sarayı'na gelerek ifade verdi.

Ekrem İmamoğlu'nun iki soruşturma kapsamındaki ifadeler yaklaşık bir buçuk saatte tamamlandı. İmamoğlu ifadesinin tam metni şöyle:

"Üzerime isnat olunan suçlamaları anladım. Malum 20/01/2025 tarihinde yapmış olduğum bir paneldeki konuşmada sarf ettiğim söylemlere dair Re'sen soruşturma açıldığını öğrendim. Konuya ilişkin beyanımın aynen şu şekilde geçmesini istiyorum. Bugün burada bulunmamın nedeni, hukukun değil talimatların egemen olduğu bir düzenden kaynaklandığını düşünmekteyim.

'SÖZÜMÜN ERİYİM'

Şöyle ki; Ben 'hak yemem ama hakkımı da yedirmem' diyerek seçilmiş bir kişiyim. Ve sözümün eriyim. İsnat edilen suçla bağlantılı olarak dediğim şeyler belli, burada da tekrar ediyorum: 'Biz senin evlatlarını bile bu muamelelerden kurtarmak için seni yöneten aklı bu milletin zihninden söküp atacağız. Söküp atacağız ki senin evlatlarının kapısına birileri dayanmasın... senin evlatlarını sabahın köründe evinden kimse almasın... söküp atacağız ki senin dahi yuvana, çocuklarının geleceğine huzuru temin edelim. Bizim derdimiz bu.'

Biz, hukukun talimatla değil, evrensel ilkelerle işleyeceği bir gelecek için gece gündüz çalışıyoruz. Çocuklarımız da gelecek kuşaklar da adaletin sıcaklığıyla huzur ve güven içinde uyuyabilsinler diye.

Resmi davet yazısıyla ifade vermeye pekala davet edilebilecek olan CHP Gençlik Kolları Genel Başkanımızın kapısına gün doğmadan çok sayıda polisle birden gidilmesini eleştirirken, bir abi - bir baba şefkatiyle sarf ettiğim sözlerimi tehdit olarak görmek, bağımsız yargıyı, gerçek adaleti tehdit olarak görmek demek olduğunu düşünüyorum.

'İFADE ÖZGÜRLÜĞÜDÜR'

Kanaatimce, benim bu sözlerimden ancak yargı üzerindeki hakimiyetini kaybetmekten korkanlar tehdit algılayabilir. Benim sözlerimde tehdit ve hedef göstermek yoktur. Benim yaptığım ifade özgürlüğüdür. Ve ifade özgürlüğü anayasal bir haktır. İfade özgürlüğü, adli makamlara ve onların işleyişine yönelik eleştirileri de kapsar.

Demokratik düzenin bir gereği olarak uğradığımız haksızlıkları milletimizle paylaşmak; yaşanan usulsüzlükleri eleştirmek ve bu uygulamaların 'hukuka güvene' zarar verdiğini dile getirmek ne zamandan beri tehdit sayılmıştır? Ülkenin en büyük partisinin bir belediye başkanı olarak, iktidara geldiğimizde kurulacak düzende “hukuka güven olacak, yargıya güven olacak, yargı bağımsız ve tarafsız olacak, kötü ve intikamcı zihniyete son verilecek, ülkeye adalet gelecek ve kimse sabah erkenden inzibat marifetiyle derdest edilip götürülmeyecek” demek, ne zamandan beri tehdit sayılmaktadır.?

'ASIL TEHDİT 'TURPUN BÜYÜĞÜ HEYBEDE' DİYEREK HEDEF GÖSTERENLER'

Bence asıl tehdit 'Turpun büyüğü heybede' diyerek yargıya doğrudan müdahale edenler tarafından yapılmaktadır. Yine bence 'Turpun büyüğü heybede' diyerek hedef gösterenler, bu sözleriyle bir yandan da yargı mensuplarının bağımsız ve tarafsız çalışamayacaklarını deşifre etmektedirler. 'Yargı üzerindeki tüm baskıları kaldıracağız, asla yargıya talimat vermeyeceğiz, baskı uygulamayacağız' sözünü veren bir yöneticiyi tehdit olarak gören akıl, milleti tehdit olarak görüyor demektir.

Çünkü bağımsız yargı millet adına karar verir. Bağımsız yargı da milli iradenin bir parçasıdır. Türkiye, liyakatli savcıların ve hâkimlerin onurlu ülkesidir. Bu ülke, hırsızların, yolsuzların, yetim hakkını yiyenlerin karşısına dikilen milletin öz evladı olan hukukçulardan yanadır. Yine onlar, bizim iktidarımızda bağımsız olarak çalışabileceklerdir ve “bırakın adalet yerini bulsun, isterse kıyamet kopsun” diyebileceklerdir.

Bence yargıyı, siyasi çıkarlar için araç hale getirenler günü gelecek, hukuk önünde gerçek bir muhasebeye tabi tutulacaktır. Bu bizim sözümüzdür. Bu yine belirttiğim gibi, halkın adalet talebinin karşılığıdır.

'ASLA TESLİM OLMAYACAĞIZ'

Yargıyı araçsallaştıran siyasiler er meydanına çıkıp mertçe yarışmak yerine, böyle yollara başvurmaktan vazgeçmesini istiyorum. Herkes kendini milletin ferasetine teslim etsin. Çünkü millet büyüktür! Şu da unutulmasın hiçbir baskı, hiçbir tehdit, halkın adalet mücadelesini durduramayacaktır. Bu düzen güçlü bir hukuk devleti olma yönündeki mücadelemizle arzu ettiğimiz hedefe ulaşacaktır. Bu yöndeki inancımız tamdır. Aynı zamanda hukukun talimatla değil, evrensel ilkelerle işlemesinin sağlamak için elimizden gelen mücadeleyi vereceğiz.

Bizim saikimiz, bu milletin evlatlarını şafak operasyonlarıyla gözaltına alanlar ve her muhalif sesi hukuksuz bir biçimde mahkum edenler yaptıkları adaletsizliğin zerresini bile göremeyecekleri bir ortam tesis etmektir.

Bu israf ve yağma düzeni yalnızca hukuku değil, emekçinin ekmeğini, gençlerin umudunu, milyonların alın terini de çaldığını düşünüyoruz. Bu düzen depremde, yangında zorda kalan insanlarımızın canını aldı. Biz buna asla teslim olmayacağız.

Bu büyük millet, adaletin yeniden tesis edildiği günleri mutlaka görecektir. Ve hakkımda açılan bence bu siyasi soruşturmanın cevabını millet sandıkta verecektir.

Yüce milletime arz ederim. Soruşturma konusu olay olan ve 'Bak Başsavcı sana söylüyorum...' şeklinde devam eden konuşma içeriğinde kimsenin onur, şeref ve saygınlığını zedeleyecek söylem ve hitap içerisinde bulunmadım. Kimsenin kendisi veya yakınlarına zarar verebileceğinden bahisle bir söz sarf etmedim. Ve aynı şekilde herhangi bir kimseyi hedef haline getirebilecek bir durum içerisinde yer almadım. Böyle bir hareket ve eylem içerisinde bulunmam mümkün değildir. Üzerime atılı suçlamaları kabul etmiyorum."

POLİS MÜDAHALESİ

Partililer sabahın erken saatlerinden itibaren İstanbul Adalet Sarayı önünde toplanırken adliye önündeki meydanda polis araçları ve TOMA'lar yer aldı. C blok kısmında da zırhlı araçlar bekletildi.

Çağlayan Adliyesi'nde İmamoğlu ifade verdiği sırada, CHP il örgütünün Çağlayan Adliyesi önüne getirmek istediği ses sistemi yüklü otobüsün geçişine izin verilmedi. Bu sırada adliye önünde bekleyenlere polis müdahale etti. Polis, müdahale sırasında zaman zaman biber gazı sıktı.

CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, adliye önünde toplanan kalabalığa, “Otobüsün oraya geçmeye izin vermiyorlar. Buraya gelin” diye seslendi. Daha sonra kalabalık ile polis arasında yine arbede çıktı. Polis ikinci kez biber gazı sıkarken, çok sayıda kişi etkilendi. Daha sonra destek için gelenler kişi bariyerleri aştı. Ekrem İmamoğlu’nun konuşma yapacağı otobüsün önünde toplanıyor.

BELEDİYE BAŞKANLARI DA ADLİYEDE

Çankaya Belediye Başkanı Hüseyin Can Güner, Balıkesir Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Akın, CHP Bursa Milletvekili Nurhayat Altaca Kayışoğlu, Trabzon Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Kaya gibi çok sayıda belediye başkanı Çağlayan Adliyesi'ne gelirken, İmamoğlu'na desteğe gelen bir isim de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş oldu.

Ekrem İmamoğlu, 'Akın Gürlek' ve 'bilirkişi' soruşturmaları kapsamında ifade verdi: İfadesinin tam metni - Resim : 1

MANSUR YAVAŞ: DAYANIŞMAYA GELDİK

İmamoğlu’na destek için Çağlayan Adliyesi’ne gelen Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, burada gazetecilere açıklama yaptı. “Soruşturulmaz insanlar olduğumuza inanmıyoruz ama konuşması bitmeden soruşturulma açılması adliyeye gölge düşürüyor, yargılamaya gölge düşürüyor" diyen Yavaş, “Biz bugün dayanışmaya geldik. İçeriye girerken yanında olamıyoruz ama yanında olduğumuzu gösteriyoruz” diye konuştu. (HABER MERKEZİ)

Ekrem İmamoğlu İstanbul Adalet Sarayı