Elazığ'lı kadınlar müftü nikahına karşı
Elazığ Fırat Üniversitesi öğrencileri müftülere verilmek istenen resmi nikah yetkisine tepki gösterdi.
Evren DEMİRDAŞ
Müftülere resmi nikâh yetkisi verilmesini içeren, Nüfus Hizmetleri Kanununda Değişiklik Tasarısı’nı değerlendiren Fırat Üniversitesinin kadın öğrencileri yapılan bu değişikliğine tepki göstererek bir an önce geri çekilmesini istediler.
'BU TASARI LAİKLİĞE ZARAR VERİR'
Müftü ve İmamlara verilmek istenen resmi nikah kıyma yetkisi öncelikle laikliğe aykırı olduğunu belirten Gazetecilik bölümü 4.sınıf öğrencisi Dilan Avcı, "Ben bir Alevi vatandaşı olarak bu tasarının bir asimilasyon politikası olduğunu düşünüyorum. Çünkü toplumda bir çok farklı mezhebe bağlı olan toplumlar var bununla birlikte topluma psikoloji baskılar yoluyla bu dayatmaları yaparak farklı mezhep ve inançta olan vatandaşları bir dönüştürmeye dönü bir çalışma olduğunu düşünüyorum. Ak Parti'nin gelmiş olduğu günden bugüne kadar kadınlara yönelik tek bir olumlu karşılayacağımız bir adımı olmadı bu hazırlanan bu tasarıda da gördük ki Ak Parti bu anlayışını ısrarla sürdürmeye devam edecek. Kadını bir birey olarak görmeyen, eve kapatan, tek görevinin çocuk doğurmak olduğunu düşünen, kadın-erkek eşitliğine inanmayan erk bir zihniyetin kadınlara danışmadan böyle tasarıları meclise getirip yasalaştırması biz kadınlar için büyük tehlikeler arz ediyor. Başta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı olmak üzere Ak Parti içindeki tüm kadınlar bu tasarıya karşı çıkması gerekiyor. Bir an önce bu tasarının yasalaşmadan geri çekilmesi ve laikliğimize zarar verecek yaklaşımlardan uzak durmaları gerekiyor. Yoksa bu ülke kadınlar için daha yaşanmaz bir hale gelecek" ifadelerini kullandı.
'DİN VE DEVLET İŞLERİ İNATLA BAĞDAŞTIRMAYA ÇALIŞTIRIYORLAR'
Fen Edebiyat Fakültesi Öğrencisi Ezo Doğan ise "Bu tasarıda kadın hassasiyeti göz ardı ediliyor özellikle bu son zamanlarda daha da ayyuka çıktı. Kadınlar böyle tasarılarla değersizleştiriliyor, maalesef kadınlar tabiri caizse bir süs eşyası olarak görülmeye başladın bu hükümet döneminde. Baktığınızda kadınlara yönelik yapılan haksız, hukuksuz uygulamalar karşısında kadının sesi daha da yükselmeye başladı ve Ak Parti, kadınları avucunun içine alarak tek bir kişi tarafından yönetilmelerini onun istediği gibi bir yaşam tarzına uymaları için elinden geleni yapıyorlar. Kadının değersiz olduğunu, bir hiç olduğunu bizlere benimsetmeye çalışıyorlar. Biz Türkiye'nin laik bir devlet olduğunu söylüyoruz din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılması gerektiğiniz söylememize rağmen, Din ve devlet işlerini inatla birbiriyle bağdaştırmaya çalıştırıyorlar.
'MEDYAMIZ SİYASİLERİN SESİ DEĞİL HALKIN SESİ OLMALIDIR'
Müftüler, imamlar bu ülke için önemli kişiliklerdir lakin her kanun çalışmasının bu mesleklere göre yönelik yapılması ve diğer mesleklerin göz ardı edilmesi bir öğretmen adayı olarak benim zoruma gidiyor. Bu ülkede binlerce öğretmen atama bekliyor, iki üniversite bitirmiş olan insanlar iş bulamıyor bunalıma girip intihar ediyorlar. hükümet bunlara yönelik çalışmalar yapacağına gündemi meşgule edecek çalışmalar içerisine giriyor. Ayrıca şunu da belirtmek isterim, Alternatif bir kaç medya haricinde medyamız kadınlara yapılan haksızlıklara ses çıkarmamasını da ayrıca kınıyorum. Medyamız siyasilerin sesi değil halkın sesi olmalıdır" dedi.
'ÇOCUK GELİNLERİN SAYISI ARTACAK'
Bu tasarının çocuk gelinlerin sayısını artıracağına dikkat çeken Radyo Sinema Televizyon Bölümü Öğrencisi Nisa Yılmaz, "Avrupa'da 13-14 yaşındaki kız çocuklarına zorla nikah kıyılmadığından dolayı bu yasa eğer meclisten geçerse bu ülkede çocuk gelinlerin sayısı daha da fazlaşacak. Çocuk gelinler konusunda Türkiye'nin belirli kesimlerinde maalesef ki daha bilinç oluşmadığı için kız çocukları mağdur olacaklar. Bu tasarı ülkemin insan hakları konusunda ne kadar geri olduğunu ülkemizin ne kadar dramatik bir ülke olduğunun göstergesidir. Bu tasarıya tüm kadınların tepki göstermesi zorunlu bir durumdur. Belirle süreçlerde gündemi meşgul edecek konular atılıyor medyanın sayesinde halka zararı olan bir kanunu, bir tasarıyı halka çok iyi, yararlı bir şeymiş gibi empoze ediliyor. Cehaletin üstü demagojiyle kapatılmaya çalışılıyor. Ülkemizde başta eğitim olmak üzere hukuk,sağlık, ekonomi, kültür gibi birçok alanda sorun varken fuzuli işlerle gündemi meşgul etmek bu ülkenin insanına haksızlıktır. Bizim bir an önce eğitim, adalet, ekonomi ve kültür sorunlarımızı düzeltecek adımlar atım bu ülkeyi ileri düzeylere taşımalıyız cehaletten kurtulmanın tek yolu budur" diye konuştu.