En güçlü delil sarı kırmızı yeşil şallar

Savcılık cinayeti işleyenleri bulmak yerine mevcut sanıklar üzerinden iddianame hazırlamayı tercih etti. Şafak YILMAZOĞLU Ceylanpınar dosyasının ilk...

En güçlü delil sarı kırmızı yeşil şallar

Savcılık cinayeti işleyenleri bulmak yerine mevcut sanıklar üzerinden iddianame hazırlamayı tercih etti.

Şafak YILMAZOĞLU

Ceylanpınar dosyasının ilk gün yayınlanan bölümünde Savcılık iddianamesinin hazırlanmasına kadar gelen sürece baktık. Cinayeti işleyenlerin görülmek istenmediği dönemde, eldeki kişiler sahte ihbarlarla sanık oldular. Savcılık ise cinayeti işleyenleri bulmak yerine mevcut sanıklar üzerinden iddianame hazırlamayı yeğledi. Nihayetinde savcılık iddianameyi hazırladı. Savcılık şu kanaate varmıştı:

"Şüpheliler Lütfi Abir, Murat Abir ve Ömer Kılınç’ın olay tarihinden önce şehit edilen polis memurlarının karşısında bulunan 5 nolu daireyi kiralayarak keşif faaliyetinde bulunup suçun icra hareketlerine başladıkları, olay gecesi birlikte hareket ettikleri PKK-KCK YDG-H bölücü terör örgütü mensupları Mehmet Naci Yılmaz (Olay tarihinde YDG-H terör örgütü sorumlusu olarak faaliyet gösteren), Sedat Aydın, Hasan Aydın, Hüseyin Aydın, Aslan Bulut ile Hasan Işık’ın Suriye ülkesinden geçişini sağladığı PKK-PYD örgüt mensupları ile birlikte 5 nolu dairenin arka balkon kısmından şehit edilen polis memurlarının balkonuna girdikleri ve buradan sessizce içeriye sızarak Okan Acar ve Feyyaz Yumuşak’ı iki ayrı susturucu takıldığı düşünülen 7,65 mm çapında silah ile uyku halinde iken şehit ettikleri, kasten öldürme fiilini hangi şüphelinin bizzat gerçekleştirdiğinin hangi şüphelinin gözcülük yaptığının tespit edilemediği, bununla birlikte şüphelilerin eylemi iştirak halinde gerçekleştirdiğinin sabit olduğu.."

CİNAYETE İLİŞKİN HİÇBİR KANIT YOKTU

Savcılık ifadesinde şüphelilere sorulan soruların bir çoğu facebook paylaşımlarıydı. Sedat Aydın’ın cep telefonunda yapılan incelemede "zafer işareti yapan yaşlı bir kadının boynunda terör örgütünün renklerini simgeleyen sarı kırmızı yeşil şal olduğu halde fotoğraf çekildiği, diğer fotoğrafta ufak bir çocuğun üzerinde örgütün renklerini simgeleyen sarı kırmızı yeşil renkli şalın çocuğun beline dolandığı halde fotoğraf çekildiği, diğer fotoğrafta ise ufak bir çocuğun boynuna sarılmış halde terör örgütünün renklerini simgeleyen sarı kırmızı yeşil şalın çocuğun boynuna sarıldığı" tespit edilmişti!

Ömer Kılınç, cinayetin işlendiği gece Ceylanpınar’da bile değildi. Olaydan 5-6 saat önce iki arkadaşıyla birlikte Elazığ’a gitmişti. Suruç katliamında ölen bir arkadaşının cenaze törenine katılacaktı. Diyarbakır çıkışında bir dinlenme tesisinde yemek yerken görüntüleri de HTS kayıtları da vardı. Ama ‘olayı organize etmek, polislerin bulunduğu binanın karşısında keşif yapmak ve diğer kişilerle birlikte polisleri öldürmekle’ suçlanıyordu.

Hüseyin Aydın’ın bir konser sırasında giydiği yöresel kıyafet ve siyah beyaz puşi ile çektirdiği fotoğraf da suç delili sayılıyordu. Hüseyin Aydın’a yöneltilen suçlamalar arasında sokağa çıkma yasaklarının olduğu günlerde Nusaybin’de olduğu, hatta sigara almak için sokağa çıktığı da vardı. Aydın, Nusaybin’e gitmediği gibi sigara kullanmadığını da söylüyordu.

Savcılığın bir diğer iddiası ise HTS kayıtlarıydı. Hani şu ihbarcılardan Ali’nin "Bunlar olayı yaptığında telefonlarını yanlarına almamışlar" sözünü hatırlayın. Savcılığa göre Sedat Aydın ile Mehmet Naci Yılmaz’ın olay gecesi telefonları aynı anda kapatılmış ertesi gün aynı anda açılmıştı ve sinyal aynı baz istasyonundan alınıyordu. Oysa Aydın ile Yılmaz komşuydu. Üstelik sorgularında cep telefonlarını o gece kapatmadıklarını söylüyorlardı. Ve ne yazık ki savcılığın delil olarak iddianameye yazdığı HTS kayıtlarının orijinalleri ya da kopyaları ortada yoktu. Avukatlara göre savcının talimatıyla yok edilmişlerdi.

Polisleri öldürmekle suçlanan 9 kişiden bir kaçı birbirini tanıyordu. Genellikle kahvedeki okey arkadaşları ya da komşulardı. HDP ve DBP çizgisinde siyaset yapıyorlardı.

POLİSLERİN ÇELİŞKİLİ İFADELERİ

Sanıkların avukatları, müvekkillerinin suçsuzluğunu ispatlamaya çalışırken olay gecesi polislerin uğradığı marketin ve yanlarındaki mesai arkadaşlarının ifadelerinin neden alınmadığı sorusunu gündeme getiriyordu. Ortada büyük bir soru işareti daha duruyordu.

Olaydan bir gün sonra 23 Temmuz 2015’te yani ölen polis memuru Okan Acar’ın mesai bitimi uğradığı marketin sahibinin ifadesi alınmıştı. Market sahibi Şeyhmus Sağlam, Okan Acar ile Feyyaz Yumuşak’ı iki aydır tanıyordu. O gece saat 23.30 sıralarında Okan Acar’ın yanında Enver ve Mete adlı polis memurlarıyla markete geldiğini, alışveriş yaptıktan sonra yine servis aracına binerek ayrıldıklarını söylüyordu.

İki gün sonra market sahibinin sözünü ettiği Enver Güler’in ifadesi TEM Büro Amirliğinde alınmıştı. Enver Güler, Okan Acar ile aslında eski ev arkadaşıydılar. Ceylanpınar’a gelmeden önce Şanlıurfa il merkezinde görev yaparken aynı evde kalmışlardı. İfadesinde o gün mesai saatinin bitiminde yani 23.30’da personel servis aracına bindiklerini söylüyordu. Yol güzergahında diğer polislerin tamamının indiğini, serviste sadece Okan Acar ile kendisinin kaldığını anlatıyordu. Anlatımına göre kendisi servisten inerken Okan Acar da inmişti ve bakkala girerek bisküvi ile meyve suyu almıştı. Market sahibinin ismini verdiği Mete adlı polisten ise hiç söz etmiyordu.

En güçlü delil sarı kırmızı yeşil şallar - Resim : 1

Enver Güler'in ifadesi…

Acar ile Feyyaz Yumuşak’ın öldürüldüğünü ise sabah 10.05’te terör büro amirliğinde çalışan bir arkadaşının telefonuyla öğrendiğini söylüyordu.

Okan Acar’ın ilçede Arap kökenli arkadaşlar edindiğini, bazı isimler de vererek anlatıyordu. Bu isimlerden birisi polise ihbar telefonu açan şahıslardan birinin adıyla aynıydı: Ali.

Güler bu ifadesini 2 Ocak 2017’de Ceylanpınar Asliye Ceza Mahkemesi’nde de tekrarlıyordu ve diğer polis memuru Mete’den yine söz etmiyordu. Mahkemede olay günü nerede olduğunu ise şöyle açıklıyordu:

"Olay günü gecesinde rahmetli Okan’ın cenazesini defnetmek için Niğde’ye yola çıktık, cenaze defin günü Niğde’deydim…"

Olayla ilgili bilgisi ve görgüsü olmadığını söyledikten sonra ise "Olay olduğu sıralar genelde Ceylanpınar içerisinde Mavi Büfe diye tabir edilen işyeri çevresinde toplu gösteriler ve olaylar meydana gelirdi, ancak olayın olduğu gün yani 21 Temmuz 2015 tarihinde Ceylanpınar sınırları içerisinde hiçbir olay olmadığın hatırlıyorum. Diğer günlerin aksine sessiz bir gündü…"

Market sahibinin dile getirdiği üçüncü polisin ifadesi sanık avukatlarının tüm başvurularına rağmen bir türlü ifadesi alınmıyordu. Nihayet tam 17 ay sonra 18 Ocak 2017’de Metehan Daban adlı polis memuru Ceylanpınar Asliye Ceza Mahkemesi’nde ifade verdi.

İlginç bir şekilde Metehan Daban da o günlerde ortalığın karışık olmasına rağmen olay gecesi "çok şaşırtıcı bir şekilde hiçbir toplumsal olay olmadı, bize de herhangi bir görev yazılmadı" diyor ve devam ediyordu. "O akşam normal olağan bir şekilde saat 22.00’de görevimizin bitmesi gerekiyor iken biz 23.30’da servis aracımıza bindik" diyordu. Market sahibinin de anlattığı gibi üçünün birlikte markete girdiklerini daha sonra Enver ile kendisinin evlerine gittiğini söylüyordu. Aslında ifadesinde ve mahkemede kendisinden hiç bahsetmeyen diğer polis Enver ile ev arkadaşıydı. İki polisin ölüm haberini nasıl aldığına dair verdiği ifade ise kuşkuları artıracak cinstendi:

En güçlü delil sarı kırmızı yeşil şallar - Resim : 2

Metehan Daban'ın ifadesi…

"Ertesi sabah bizim mesai saatimiz 09.00’da başlaması gerekiyor iken ev arkadaşım polis memuru Enver Güler o sabah saat 08.40 civarlarında telaşlı bir şekilde evin içinde koşuşturmaya başlamış, ne olduğunu kendisine sorduğumda rahmetli Okan ve Feyyaz’ın intihar ettiğini duyduğunu söyledi."

İlginç bir şekilde polislerin öldürüldüğü evin güzergahındaki mobese kayıtları da cinayet günü çalışmıyordu. Polislerin karşı dairesini kiralayan Murat Abir ile arkadaşları Lütfi Abir ve Ömer Kılınç, 17 ay tutuklu kaldıktan sonra 14 Ocak’taki duruşmada tahliye edildi.

Taziye ziyaretinden dönerken otomobildeki haciz nedeniyle emniyete giden ve cinayet suçlamasıyla tutuklanan gençler ise 17 aydır cezaevinde yatıyor.

Yazının önceki bölümünü okumak için > En güçlü delil sarı kırmızı yeşil şallar - Resim : 3

ceylanpınar