Ersanlı: Özerklik siyasi bir konudur
KCK İstanbul Ana Davası'nda bugün Prof. Büşra Ersanlı ifade verdi.

HABER MERKZEİ - 205 Kürt siyasetçinin yargılandığı "KCK İstanbul Ana Davası"nda savunma yapan Prof. Büşra Ersanlı, "Özerklik, ya da yerel öz yönetim konusu siyasi bir konudur ve ben siyaset bilimciyim. Türkiye'de Kürt siyasal hareketinin ilk kez gündeme getirdiği bu konu tartışılmadığı ve suçmuş gibi algılandığı için bu konuda bilimsel araştırma yapma gereğini duydum" dedi.
205 Kürt siyasetçinin yargılandığı "KCK İstanbul Ana Davası"nın 14'üncü duruşması İstanbul 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Aralarında Prof. Büşra Ersanlı'nın da bulunduğu çok sayıda tutuksuz yargılananın katıldığı duruşmada, Özgürlükçü Hukukçular Platformu (ÖHP) üyesi avukatlar hazır bulundu.
DURUŞMADA GÖZALTI
Kimlik tespiti ile başlayan duruşmada, mahkeme telefon ile görüntü çektiği belirtilen bir izleyicinin telefonunu alarak polise teslim etti. Polis izleyiciyi gözaltına aldı.
'SORUNLARA ÇÖZÜM ARADIM'
Duruşmada ilk olarak savunma yapan Prof. Büşra Ersanlı, "Lise yıllarımdan beri liberal bireysel değil toplumsal/sosyalist görüşleri benimsedim, bu görüşlerin şiddet yoluyla gerçekleşebileceğini hiç düşünmedim. Çok sevdiğim ve hiçbir zaman vazgeçmeyeceğim ülkemin yönetimlerinin demokrasiyi benimsemesini bekledim ve umdum, kısıtlı bir demokrasiyi yeterli ve insan tabiatına uygun bulmadım. Bu nedenle gençliğimden beri önce toplumun taleplerini ve sorunlarını ele alan kitaplara, düşüncelere ve örgütlenmelere ilgi duydum. Sadeliği, sosyalist ilkelerin hayata geçirilmesini benimsedim, benim gibi düşünenlerle birlikte sorunlara çözüm aradım ancak hiçbir zaman illegal bir parti üyesi olmadım" dedi.
'ÖLÜNCEYE KADAR YAPACAĞIM'
"Kendimi ne bir bireyin ne de bir grubun talimatlarına teslim ettim" diyen Ersanlı, "İlk kez 58 yaşında eşbaşkanlık sistemini benimsemiş olan bir partiye girdim. Daha önce herhangi bir partiye girmedim. Faaliyetlerin doğru bulduğum BDP'de, kadın erkek eşitliği için çalışmak, evrensel siyasal bilim çerçevesinde partileri ve ideolojileri ders olarak sunmak gibi kabiliyetlerim doğrultusunda canla başla çalıştım. Bir akademisyen olarak bunu ölünceye kadar yapacağım" dedi.
'BİLİM İNSANI TALİMATLA İŞ YAPMAZ'
Bir akademisyenin hiçbir zaman mutlak bir doğruya inanmadığını dile getiren Ersanlı, "Her sorunun her olayın birçok nedeni vardır ve bunlar araştırılmaya muhtaçtır. Tüm canlıların hayat standardını yükseltmek, bilimi ilerletme ile doğrudan bağlantılıdır ve bu da çok yönlü araştırma İnceleme gerektirir, sabır işidir. Bilim insanı hiçbir zaman talimatla iş yapmaz, tecrübeleri değerlendirir. Bunu başaramayanlar siyasi partilerin ya da farklı liderlerin sorgusuz sözcüsü olabilirler ancak sorgusuz sualsiz olduklarında bilim dışı kalmaya mecburdurlar. Ben hiçbir zaman böyle bir tavrı benimsemediğini çok iyi biliyorum" diye konuştu.
‘ÖZERKLİK SİYASİ BİR KONUDUR’
"Özerklik, ya da yerel öz yönetim konusu siyasi bir konudur ve ben siyaset bilimciyim" diyen Ersanlı, "Türkiye'de Kürt siyasal muhalefetinin ilk kez gündeme getirdiği bu konu tartışılmadığı ve suçmuş gibi algılandığı için bilimsel araştırma yapma gereğini duydum" dedi.
Ersanlı’nın ardından dönemin Kürt Eğitim ve Dil Hareketi (TZP Kurdî) öğretmenlerinden Mülazim Özcan Kürtçe savunma yaptı. Özcan, "Şimdiye kadar yaratılan hukuk ilke ve değerleri insanların bir arada yaşaması için büyük bir şans ve değerdir. Günümüzde her ne kadar eksik yanları olsa da evrenselliği vardır" dedi. Özcan, kişinin kendi kimliğini ve toplumsal gerçekliğini seçme şansına sahip olmadığını dile getirdi.
'BASKIN BENİM İÇİN DEĞİLDİ'
Özcan’ın ardından sanık Cemale Eser, Kürtçe savunma yaptı. Eser, polislerin eşi için eve baskın yaptığını ancak eşi evde olmadığı için kendisinin gözaltına alındığını söyledi. Eser, hakkındaki suçlamaları kabul etmediğini dile getirerek, beraatını istedi.
Dönemin Barış ve Demokrasi Partisi (BDP) Kadın Komisyonu üyesi Hülya İpek ise Kürtçe yaptığı savunmasında suçlamaları kabul etmediğini söyledi. TZP Kurdi üyesi Lütfü Balbal ise Kürtçe savunmasında "Bu ülkede eğer bilimsel siyaset uygulanmış olsaydı yüz yıldır halklar arasında süregelen çelişkiler çözülmüş olacaktı. Kürt sorunu demokratik ve bilimsel bir yaklaşımla çözülebilir" dedi. Ergenekon davalarındaki tahliye ve beraat kararlarına dikkat çeken Balbal, "Bunlar için açılan davalar hemen sonuçlandırıldı. Bizim davalar ile Ergenekon davalarını açan yetkililer aynıydı. Ancak Ergenekon davaları tazminatla sonuçlandı, bizim davalar ise daha da devam ediyor" diye konuştu.
ARALIK'A ERTELENDİ
Savunmaların ardından duruşmaya ilişkin mütalaasını veren iddia makamı, savunması alınmayanların savunmasının alınmasını talep etti. Kısa bir ara verdikten sonra kararını açıklayan mahkeme heyeti, dava kapsamında yargılananlar hakkında "örgüt üyesi olmak" ve "örgüt yöneticisi olmak" iddiasıyla herhangi bir soruşturma ve kovuşturma olup olmadığının araştırılmasını ve sonuçlarının mahkemeye gönderilmesini istedi.
Mahkeme heyeti, duruşmayı 15 Aralık'a erteledi. (MA)