'FETÖ'nün yerini Süleymancı, Menzilci ve Hakyolcu'lar aldı'
Yargı sistemini eleştirdiği için sürgün edilen Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ, yargıdaki yeni tarikatları anlattı.

HABER MERKEZİ - Birgün gazetesine yazdığı "Majestelerinin yargısı" başlıklı yazıdan sonra Ankara’dan Urfa’ya sürülen Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ Birgün'e konuştu.
HAKİM VE SAVCILARIN HANGİ TARİKATTAN OLDUĞU KONUŞULUYOR'
Karadağ, yargıda Fetullah Gülen cemaatinin yerini Süleymancılar, Menzilciler, Hakyolcular gibi tarikat ve cemaatlerin aldığını söyledi.
"Her şeyden önce seçim yasasında, bir seçimde aday olan hâkim ve savcıların mesleğe geri dönemeyecekleri yazıyor. Hâkimler ve Savcılar Kanunu’nda da hüküm var ve diyor ki: "siyasi partiye girenlerin meslekten ilişiği kesilir". Fakat şimdi, Türkiye’de, AKP ilçe yöneticileri gibi, günlük siyasetin içine girmiş, tavrını belli etmiş kişiler hakim olarak alınıyor. Daha önce seçimlere girmek için aday olmuş, seçilememiş ya da aday yapılmamış yargıçlar, bu dönemde mesleğe yeniden alınıyor. Düşünün, siyasetçi kimliğiyle "bunlara şöyle yapılmalıdır" diyen bir insan yargıç olduğunda nasıl adil karar verecek diye düşünmez misiniz? Yargıda önceden feyz alınan ulema Gülen cemaatinin ulemalarıydı, bugün ise 'şimdi hangi ulema var' diye soruyoruz. Bunu sormak durumunda kalıyoruz, çünkü neticede yargı içinde ulemadan, tarikatlardan bahsediyoruz. Biri diğerinin yerine geçiyor. Yargı camiası içinde hakim ve savcılardan biri bir yere atandığında, Hakyolcu, Süleymancı, Menzilci, fark etmez; hangi tarikata bağlı olduğu konuşuluyor."
'ADALETE GÜVEN YÜZDE 3'E DÜŞTÜ'
"Türkiye’de artık herkes, hiçbir hakimin, hiçbir savcının siyasi iktidarın lafından çıkamayacağını biliyor" diyen Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ, yargıya ve adalete güven endeksinin yüzde 60’lardan yüzde 3’e düştüğünü söyledi.
Yargı sistemini ve iktidarı eleştiren hukukçuların görevden alındığını ya da sürgün edildiğini belirten Karadağ, yapılanların tamamının hukuka aykırı olduğunu söyledi:
"Bu kadar siyaset ile iç içe girmiş bir yargı sisteminin içinde sadece eleştirdiğimiz, yargı bağımsız, hukuk üstün, yargıç teminatlı olsun, örgütlenme hakkı ve ifade özgürlüğü korunsun dediğimiz için, bağımsızlık ve tarafsızlık gerçek anlamda gerçekleşsin, yaşama geçirilsin dediğimiz için görev yerimiz değiştiriliyor, sürgün ediliyoruz. Adalet talepli örgütlü mücadelemiz engellenmek isteniyor ve Sendika merkezinden uzaklaştırılıyoruz. Bu yapılan, hem yargıçlık teminatı bakımından hem de sendikal yasalar açısından, bütün ulusal ve uluslararası hukuka aykırı. Dahası ben 30 yıllık yargıcım, bunun 18 yılında da birinci sınıfım. 30 yıllık, birinci sınıf bir yargıcın Ankara’dan Urfa’ya atanması için ciddi bir sebep olması gerekir. Ama bugün kimse bir sebep gösterme gereği dahi duymuyor ve asıl tehlikeli olan kısmı da burası."