Gar katliamı davası ertelendi: 'IŞİD bunu tek başına yapmadı'

Gar katliamı davası ertelendi: 'IŞİD bunu tek başına yapmadı'
Gar Katliamı Davası’nın 23’üncü duruşmasında katliamdan sorumlu sanıkların avukatı davacılara hakaret edince izleyecilerle arasında gerginlik yaşandı. Duruşmada tüm talepleri reddeden mahkeme heyeti davayı 24 Nisan'a erteledi.

Artı Gerçek - IŞİD'in 10 Ekim 2015 tarihinde Ankara Tren Garı’nda yaptığı ve 103 kişinin ölümüyle sonuçlanan canlı bomba saldırısına ilişkin Gar Katliamı Davasının 23’üncü duruşması, Ankara 4’üncü Ağır Ceza Mahkemesinde görüldü. Duruşmayı İnsan Hakları Derneği (İHD) Ankara Şube Eş Başkanı, Kamu Emekçileri Sendikaları Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Ahmet Karagöz ve Genel Sekreteri Sevgi Yılmaz, 10 Ekim Barış Derneği, Davanın tarafları ve pek çok kişi izledi.

Kimlik tespitiyle başlayan duruşmaya tutuklu 4 sanık, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile bağlandı.

'SANIK ŞARTLI TAHLİYEDEN FAYDALANABİLİR'

Avukat Senem Doğanoğlu, eksik delillerin dosyaya eklenmesini ve taraflarına iletilmesini tekrar talep etti. Katliamın faillerinden biri olan Mehmettin Baraç’ın neden önemli olduğunu belirterek, “Mehmettin Baraç dosyanın Bingöl ayağının önemli faillerinden biriydi. Şartlı tahliyeden faydalanırsa bir yıl sonra aramızda. Baraç’ın bu dijitallerinin içinden IŞİD’in bütün infazlarının, soykırım sürecinin propaganda malzemeleri çıktı. Bunlar üye olmadan elde edemeyeceği kanıtlardı. Bugün 8 yıl sonra dosyaya gelen bir bilirkişi raporu var ve bu dijitaller ancak değerlendiriliyor. 10 Mart 2016’da alınan dijitaller neden 2022 yılında inceleniyor? Zaten çıkmasına bir yıl kalmış bir sanıkla ilgili ‘Ne olacak’ deniyor” dedi.

'BELGELERİN SAKLANDIĞI BİR YARGILAMA'

Doğanoğlu, sözlerine şöyle devam etti: “Bizim için devletin bütün sorumluluğuyla, sadece devlet ajanlarının değil, IŞİD’lilerin nasıl kullanıldığını bilmek bizim için önemli. Gelinen aşamada Baraç’ın devlete çalışmadığını söyleyebilir miyiz? Söyleyemeyiz. Çünkü dijitallere ulaşamıyoruz. Belgelerin saklandığı, ayıklandığı, unutulduğu bir yargılama içerisindeyiz. Ama sizin temas ettiğiniz bir delile bizim temas etmemiz kabul edilebilir bir durum değil. Devletin çizdiği sınıra güvenelim istiyorsunuz, bununla yetinelim istiyorsunuz. Bizim güvenme gibi bir sorumluluğumuz yok, Türkiye’nin her yerinde olan, Barış sürecinin son mitinginin katliamıdır. Bir mitingde katledilmiş olmamızdır” diyerek Baraç ile ilgili dijitallerin taraflarına verilmesini talep etti.

'IŞİD TEŞVİK EDİLMİŞTİR'

Avukat İlke Işık, katliam ile ilgili dijitallerin bilerek saklandığını vurgulayarak, “15 Ekim’de bütün belgeler Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına geliyor. Savcılık bunları araştırması gerekirken hiçbir şey yapmaz, çünkü o dosyaları sakladılar, yok ettiler. O dönemin Valisi bugünün İçişleri Bakanı. 2015 Antep’inde yapılmayan bunlar. Bu dosya sanıklarının gezmeleri sağlanmış, örgütlenmek bir yana teşvik edilmiştir” dedi.

'GÖREVİNİ YAPMAYAN BİR EMNİYET VAR'

Her şey belirginken Yakup Şahin ve Hüseyin Tunç’un yakalanmamasında Gaziantep Emniyeti'ne neden hiçbir şey yapılmadığının sorulmasını isteyen Işık, “2019 yılında belgeler gelince talep ettik yapılmadı. 2021 yılı ocak ayında biz suç duyurusunda bulunduk hala hiçbir işlem yapılamadı. Soruşturma numarası bile almayan bir suç duyurusundan bahsediyoruz. Görevini yapmayan Gaziantep emniyetini neden Cumhuriyet Başsavcılığı koruyor? Çok somut bir örnek, görevini yapmayan bir emniyet ve sonrasında gerçekleşen bir katliam var. Bu dosyanın Adalet Bakanlığı’na sorulmasını istiyoruz. Neden suç duyurumuzla ilgili hiçbir şey yapılmadı?” diye konuştu.

İÇİŞLERİ BAKANI HAKKINDA SUÇ DUYURUSU TALEBİ

Avukat Eylem Sarıoğlu, Bu katliamın organizasyonun en önemli isimlerinden bir olan Yunus Durmaz ile ilgili bazı hususların altının çizilmesi gerektiğini belirterek, “Hakkında 3 dosyadan yakalama kararı verilen birinin telefonu tespit edilmesine ve dinlenmesine rağmen 20 gün boyunca Yunus Durmaz yakalanmıyor. Yunus Durmaz neden yakalanmadı sorusunu soruyoruz. Gaziantep valisi Ali Yerlikaya Gaziantep Cumhuriyet Başsavcısı ve dosyada görev almış yetkililer hakkında görevi kötüye kullanmasına karşın mahkemenizden suç duyurusunda bulunulmasını istiyoruz” dedi.

'YERLİKAYA IŞİD’E KARŞI NE YAPTI?'

Sarıoğlu, şöyle devam etti:

"Televizyonlarda Ali Yerlikaya’yı görüyoruz. Birçok suç örgütünün yakalandığını görüyoruz. Ali Yerlikaya Antep valisi iken IŞİD’e karşı hangi faaliyetleri gerçekleştirmiş bunu sormak gerekiyor."

Sanık Resul Demir de dosyalardaki belgeleri tekrar talep etti. Erman Ekici, kendisi ile alınan pek çok kişiye takipsizlik verilmişken neden kendisinin hala tutuklu olduğunu belirtti. Hiçbir suçlamayı kabul etmeyen Ekici Resul Demir gibi mahkeme sürecinin belgelerinin kendisine iletilmesini isteyerek tahliyesini talep etti.

'DURUŞMAYA ARA VERİLDİ'

Erman Ekici’nin avukatı, Heyam Fidan, Mahir Çayan ve Che Guevara’ya katil diyerek anılmalarına tepki gösterdikten sonra mahkemeyi izleyen taraflar sanık avukatına tepki gösterdi. Davacı ailelere küfür ve hakaret eden sanık avukatı ile izleyiciler arasında gerginlik yaşandı. Mahkeme heyeti, bunun üzerine duruşmaya ara verdi.

TÜM TALEPLER REDDEDİLDİ

Mahkeme heyeti, verilen aranın ardından direk ara kararını açıklayarak, duruşmayı 24 Nisan’a erteledi. Ara karar sonrası 10 Ekim Barış Derneği (10 Ekim-Der) tarafından Ankara Adliyesi’nin D Kapısı önünde basın açıklaması gerçekleştirildi.

‘DEVLET VE YARGI DUYARSIZ’

Açıklamada ilk olarak konuşan 10 Ekim-Der Eşsözcüsü İshak Kocabıyık, devletin ile yargının duyarsız ve umarsız tavırlarının kendileri açısından artık şaşırtıcı olmadığını aktararak, “Şaşırtıcı olmayan bir şeyle daha karşılaştık; sanık müdafilerinin kışkırtıcı, provoke edici şekilde güya savunma yaparken bizlere hakaret etmeleriyle karşılaştık. Şunun bilinmesini isteriz ki; 10 Ekim Katliamı Davası, iki kişinin bir birin öldürdüğü bir dava değildir. Bu dava; bilerek, planlanarak iki IŞİD’linin kendini patlatmasıyla 104 arkadaşımızı kaybettiğimiz bir katliamdır” dedi.

‘SALONU DOLDURMAYA DEVAM EDECEĞİZ’

Derneğin bir diğer eşsözcüsü Mehtap Sakinci Coşkun ise, davanın artık adlı bir vaka olarak görülüp, küçümsendiğini belirtti. Mahkeme heyetinin sanık avukatların hakaretlerine karşın salonu terk ettiğini ve saldırıya dair tutulan tutanakları kabul etmediğini de söyleyerek, "Biz salonları doldurmaya devam edeceğiz. Bir sonraki celsede yine gelmeye devam edeceğiz, yine mahkeme heyetinin gözünün içine bakarak, 'gerçek adaleti tesis edin' diyeceğiz" diye konuştu.

Sakinci, bir sonra görülecek duruşma için kamuoyuna katılım çağrısı da yaptı.

‘İÇİŞLERİ BAKANLIĞI BİR ŞEY YAPMIYOR’

Açıklamada en son olarak söz alan dava avukatı İlke Işık ise şunları söyledi: “Her yerde, her şeye operasyon yapan İçişleri Bakanlığı neden IŞİD’lileri yakalamak için bir şey yapmıyor? Savcılıklar, mahkemeler duvar oluşturuyor. Bütün bunların nedenini biliyoruz. Gerçek sorumlulara ulaşmamamızı istemiyorlar. Gerçek gün gibi açık; 10 Ekim günü IŞİD bir katliam gerçekleştirdi. IŞİD bunu tek başına yapmadı. Taleplerimizi her biçimde, her yerde söylemeye devam edeceğiz. Herkesin yargılandığı, tüm sorumluların cezalandırıldığı gerçek adaleti istiyoruz. Bunun için mücadelemiz devam edecek.” (MA)

Öne Çıkanlar