'Gebe çocuklar yanlış politikaların sonucu'

‘Devlet politikaları çocukların haklarına ihanet ediyor’ diyen sağlık örgütleri acil önlem talep etti.

'Gebe çocuklar yanlış politikaların sonucu'

ARTI GERÇEK - Türk Tabipler Birliği, Adli Tıp Uzmanları Derneği ve Türkiye Psikiyatri Derneği ortak bir açıklama yaparak Kanuni Sultan Süleyman Hastanesi’nde ortaya çıkan 'çocuk anne' skandalını değerlendirdi. Toplantıya Adli Tıp Uzmanları Derneği’nden Doç. Dr. Gökhan Ersoy, Türkiye Psikiyatri Derneği Prof. Dr. Yıldız Akvardar ve Türk Tabipler Birliği'nden Prof. Dr. Raşit Tükel katıldı.

Ortak açıklamada çocuk gebelerin son dönem politikalarının sonucu olduğu vurgulandı. "Yaşanan son olay devletin nüfus, aile, sağlık ve adalet politikalarının çocuklar yönünden koruyucu nitelik taşımadığını bir kez daha göstermiştir" denilen açıklamada, kız çocuklarının eğitimden uzaklaştırılarak bu sürece itildiği belirtildi.

TÜKEL: 18 YAŞIN ALTINDAKİLER ÇOCUKTUR

Toplantıda ilk sözü alan Raşit Tükel çocuk gebelerin adli makamlara bildirilmemesi konusuna değinerek, "Çocuk kavramı 18 yaşın altındaki tüm bireyleri kapsar ve Çocuk Hakları Sözleşmesi ile çocuğun hakları koruma altına alınmıştır. Çocuğun sağlığını, fiziksel ve psikososyal gelişimini olumsuz yönde etkileyen cinsel davranışlar istismar olarak kabul edilir. Çocukların yaşadıkları istismarı damgalanma, inanılmama korkuları, koruyucu sosyal sistemin eksikliği nedeniyle bildirmeleri güçtür. Çocuğun gebeliği cinsel istismarın güçlü göstergelerinden biridir" dedi.

ÇOCUK YAŞTA HAMİLELİK VE DOĞUM ÖLÜM NEDENİ

Dünya Sağlık Örgütü verilerini açıklayan Tükel şunları söyledi: Hamilelik ve doğum sırasındaki komplikasyonların tüm dünyada 15-19 yaşları arasındaki kız çocuklarının en fazla görülen ölüm nedeni olduğunu bildirmektedir. Bu gebeliklerde ölü doğum ya da bebek ölümü oranı 20 yaş üzerindekilerden iki kat fazladır. Gebe çocuklar bir yandan vücut gelişim geriliği, cinsel yaralanmalar, ağır kanamalar, kansızlık, depresyon ile sağlıklarını yitirirken, diğer yandan yaşlarına uygun olmayan sorumlulukları üstlenme, öğrenimden kopma, sosyal yaşama katılamama, sosyal yalnızlık, iş bulamama sorunlarını yaşarlar. Onların çocukları da düşük doğum ağırlığı, erken doğum, enfeksiyonlar ve bebek ölümleri, gelişme geriliği, okul sorunları, istismar riski altındadırlar.

Sağlık Bakanlığı 2007-2017 yılları arasında, 17 yaş ve altındaki çocukların dünyaya getirdiği bebeklerden 2 bin 404’ünün bir gün yaşayamadan hayatını kaybettiğini açıklamıştır. 12-17 yaş arasındaki kız çocuklarının hamilelik döneminde hayatını kaybetme riski, 20-24 yaş arasındaki hamilelerin ölüm riskinden 5 kat fazla bulunmuştur. 2013 yılında yapılan Türkiye Nüfus Araştırmaları, ülkemizde her yüz kadından yedisinin 15-19 yaşları arasında evlendirildiğini, beşinin ergenlik döneminde doğum yaptığını gösteriyor. Her yüz çocuktan altmışı kendisinden beş ya da on yaş büyük insanlarla evlendiriliyor. 15-19 yaşı çocuklar için bu evliliklerin yarısında yalnızca dini nikâh yapılıyor.

'KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMİ ÇOK ÖNEMLİ'

Türkiye Psikiyatri Derneği’nden Yıldız Akvardar ise tüm bu süreçlerin birey üzerinde yarattığı travmanın bireyin hayatı ve tüm toplumu etkilediğini belirterek, "Sosyal yaşam ve eğitim hayatı tümüyle engelleniyor. Özgüven eksikliği, depresyon, mutsuz birey, mutsuz toplum, çocuğun ve toplumun mutluluğu için erken yaşta evlilik ve kız çocuklarının eğitimi çok önemli" dedi.

Toplantıda ayrıca bu tepkilerin erken gebelik yaşayan kadınları sağlık kurumlarına başvurmaktan alıkoyduğu, evde doğumun anne ve bebek ölümlerine neden olduğu belirtildi. 3 milyondan fazla Suriyeli göçmenin sorunun bir parçası olduğunun kaydedildiği toplantıda, alınacak acil sağlık önlemleri ve uzun vadeli politikaların Suriyelileri de kapsaması gerektiği dile getirildi.

ttb