Geçiş güzergâhındaki Van'da uyuşturucu okul bahçelerine kadar girdi
Şenol BALI
VAN - Ortadoğu’dan Avrupa’ya uyuşturucu trafiğinin geçiş güzergahındaki kentlerden Van'da uyuşturucu kullanımı yaygınlaşıyor.
İran sınırdaki Van, uyuşturucunun geçiş güzergahındaki kentlerden biri. Afganistan başta olmak üzere Ortadoğu ülkelerinden getirilen uyuşturucu buradan Avrupa'ya taşınıyor.
Van Emniyet Müdürlüğü, bu yılın ilk 7 ayında 531 uyuşturucu operasyonu düzenlediğini, 3 ton 693 kilo uyuşturucu ve 38 bin 878 uyuşturucu hapa el koyduğunu duyurdu. Bu operasyonlarda 720 kişi gözaltına alındı ve 192'si tutuklandı.
İŞSİZLİK, GÖÇ, ÇARPIK KENTLEŞME
Van'da uyuşturucu kullanımı da her geçen gün artıyor. Uyuşturucuya başlama yaşının 10'a kadar düştüğü belirtiliyor. Kenttin en önemli sorunları; işsizlik, göç, istihdam sorunu, artan nüfus ve çarpık kentleşme. Van'ın 1,5 milyona yakın nüfusunun yüzde 45'ini gençler oluşturuyor.
'VAN UYUŞTURUCU GEÇİSİNDE MERKEZ KONUMUNDA'
Artı Gerçek’e konuşan Hayatın Renkleri Solmasın Derneği Başkanı sosyolog Osman Turgut, ortaya çıkan bağımlılık tablosunu kentin sınır ili olmasından kaynakladığını söyledi. Turgut bu konuda şunları anlattı: “Türkiye’ye giren uyuşturucu maddelerin büyük bir kısmı İran üzerinden Van’a ve Van’dan da Avrupa ülkelerine sevkiyatı yapılmak üzere İstanbul’a transfer ediliyor. Van'ın Başkale ve Gürpınar ile Hakkâri’nin Yüksekova ilçesi, İran’a sınır olmaları nedeniyle uyuşturucu madde geçişinin en yoğun yapıldığı yerler. Türkiye, nasıl ki yasadışı uyuşturucu ticaretinde bir geçiş bölgesi ise Van da İran’dan gelen uyuşturucunun İstanbul üzerinden Balkanlara ve oradan da diğer Avrupa ülkelerine sevkinin yapıldığı bir merkez konumunda."
'YÜZDE 80'İ UYUŞTURUCUYU SOKAK SATICILARINDAN TEMİN EDİYOR'
Artan nüfus, yükselen işsizlik, çevre kent ve ilçelerden göç, ailelerin çok çocuklu yapısı ve eğitim durumu Turgut’un dikkat çektiği diğer nedenler. Yaptıkları bir saha çalışmasına değinen Turgut, uyuşturucu temininin büyük oranda sokakta sağlandığına dikkat çekerek, şu değerlendirmede bulundu: “Madde bağımlısı bireylerin ortak özelliklerine bakıldığında karşımıza sırasıyla; genç olanların ailesinin sosyo-ekonomik durumunun kötü, aile ilişkileri sorunlu ve okul başarısı düşük olduğu görülüyor. Aileleri eğitimsiz olanların, antisosyal kişiliklerin, dışlanmış bireylerin, tükenmişlik sendromu yaşayanların, zorunlu göçe maruz kalmış olanların, çekingen ve hiperaktif olanların çıktığı görülüyor. Ayrıca yaptığımız çalışmalarda uyuşturucu madde kullanıcılarının maddeye başlama nedenleri arasında arkadaş etkisinin ve merak duygusunun olduğu vurgulanıyor. Kullanıcıların yüzde 80’inin maddeyi ya sokak satıcılarından ya da yabancı kişilerden temin ettiklerini söylüyor."
'ÜÇ CEZAEVİNDEKİLERİN YÜZDE 66'SI UYUŞTURUCU NEDENİYLE YATIYOR'
Van’daki T tipi, F tipi ve M tipi cezaevlerindekilerin yaklaşık yüzde 66'sının uyuşturucu nedeniyle cezaevinde olduğu bilgisini veren Turgut, "Uyuşturucu kullananlar bunu söyledikleri veya tedavi olmak için bile olsa hastaneye başvurdukları takdirde polisin bilgisi olacağı, ailelerinin haberi olacağı korkusuyla genellikle kendilerini açığa vurmak istemiyorlar. Ama hâlihazırda kentte ciddi sayıda bağımlı bulunuyor" dedi ve ekledi: "2015 yılında Van Büyükşehir Belediyesi tarafından organize edilen madde bağımlılığı çalıştayında uyuşturucu madde kullanımının Van’da 10 yaşına kadar indiği yönünde beyanlar vardı. Yine birkaç gün önce bize başvuran ve bizim başka yerlere yönlendirdiğimiz 10 yaşlarında çocuklar oldu. Okul çevrelerindeki bakkallarda tekli ve paketli sigara satılıyor. Bu ve bunun gibi durumlar denetim mekanizmasının eksikliğini gösteriyor."
AMATEM ve ÇEMATEM KENT MERKEZİNDEN UZAK
Van Bölge Eğitim ve Araştırma Hastanesi bünyesinde açılan AMATEM (Alkol ve Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi) ile ÇEMATEM (Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi) yıllardır kentte çalışmalarını yürütüyor. Turgut, bu iki kurumun da başka kurumların da kentteki uyuşturucu kullanımı ile ilgili herhangi bir veri tabanı oluşturmadığına dikkat çekti. Turgut, kurumların kent merkezinden uzak olmasının da bağımlılar ve ailelerinin kurumlara ulaşmasını zorlaştırdığını dile getirdi.
'DANIŞMA VE REHABİLİTASYON MERKEZLERİNE İHTİYAÇ VAR'
Kentte uyuşturucuya bağlı ölümler ve uyuşturucunun etkisiyle intihar girişimleri sık sık yaşanıyor. Geçen yıl bir otelde uyuşturucu kullanan iki gencin cenazesi bulunmuştu. Türkiye’nin uyuşturucu kaynaklı ölümler konusunda dünyada birinci sırada olduğunu vurgulayan Turgut, bunun bağımlılıkla ilgili çalışmaların yetersiz olmasından kaynaklandığını söyledi. Turgut, şöyle devam etti: "Benim görüşüme göre biz bağımlıyı kendimize uydurmaya çalışıyoruz. Halbuki zarar azaltma yaklaşımında kurumlar bağımlıya uyar. Böylece sitemin içine giren bağımlı da daha sağlıklı yaşamayı öğrenir ve bir süre sonrada uyuşturucuyu bırakır. Biz de bağımlının merkezlere gelmesi bekleniliyor. Evlere gidilmiyor. Bu nedenle kent olarak danışma ve rehabilitasyon anlamında merkezlere ihtiyacımız var."
'UYUŞTURUCU OKUL BAHÇELERİNE KADAR GİRDİ'
Eğitim- Sen Van Şube Başkanı Murat Atabay ise uyuşturucu kullanım yaşının oldukça düştüğünü ve uyuşturucunun okul bahçesine kadar girdiğini anlattı. Atabay, izlenimlerini şöyle aktardı:
“Bölgede uyuşturucu kullanımı yaş grubu olarak çok aşağıya düştü. Bireysel olarak kullananlar var ama bilinçli olarak kullandırtıldığına dair şüphelerimiz var. Ekonomik durum, toplumsal olarak uygulanan kültür kırımı politikaları sonucu yönelimler arttı. Devlet yetkilileri konuyu ailenin duyarsızlığına, ekonomik duruma bağlıyor ama burada aileler kadar devletin de yerine getirmesi gereken sorumluluklar var. Sivil toplum örgütlerinin bu konuda yapması gereken çalışmalar var. Bizim de eksikliklerimiz var. Devlet önleyici tedbirler konusunda sorumluysa sivil toplumun da bu tedbirlerin uygulanması konusunda sorumluluğu var. Çocuğun uyuşturucuya bulaşmasını imkânlı hale getiren koşulların ortadan kalkması konusunda devletin üzerine düşeni yapmadığını hatta toplumu yozlaştırma aracı olarak kullanıldığını düşünüyoruz."
'ÇOCUKLAR İÇİN SOSYAL,SPOR VE KÜLTÜR AKTİVİTELERİ ÖNCELENMELİ'
Okullarda sosyal, kültürel aktiviteler ve spor aktivitelerinin hayata geçirilmesi gerektiğini dile getiren Atabay, “Okullarda çocuklara ideolojik eğitimler vermek yerine, çocukların sosyal ve spor gelişimlerine katkı sunacak kurslar veya etkinlikler yapılabilir. Bunlar öncelenmediği gibi, çocukları kendi ideolojik çizgisine getirmek için bir eğitim modeli oluşturulmuş. Burada da kültür sanat yok maalesef. Çocuklar, kültür, sanat ve spor aktivitelerine yönlendirilmeli. Keza denetim mekanizması geliştirilmeli. Uyuşturucunun okullara kadar inmesini kolaylaştıran nedenlerin tespit edilmesi ve bunları engellemeye dönük polisiye tedbirlerin alınması lazım" diye konuştu.
'VAN ARTIK SADECE UYUŞTURUCUNUN GEÇİŞ GÜZERGAHI DEĞİL'
Sınırdaki uyuşturucu geçişinin engellenmediğini belirten Atabay, kentin sadece geçiş güzergahı değil aynı zamanda bir kullanım merkezi haline geldiğini belirterek, şöyle devam etti: “Van, uyuşturucu trafiğinin güzergahlarından biri. Sınır denetiminin sağlandığını söyleyen, duvar ören iktidar uyuşturucunun geçmesini maalesef önlemiyor. Uyuşturucu nasıl bu kadar rahat geçiyor, bu insanın kafasına soru işareti getiriyor açıkçası. Eskiden sadece geçiş güzergahı iken bugün bilinçli olarak kullanım merkezi haline dönüştürülüyor. "
YEŞİL SOL PARTİLİ SAĞYİĞİT MECLİS GÜNDEMİNE TAŞIDI
Uyuşturucu sorunu siyasetin de gündeminde. Geçen günlerde konuyla ilgili soru önergesi veren Yeşil Sol Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, şunları söyledi:
“Van’ın bir sınır kenti olması, Afganistan ve İran üzerinden çizilen rotanın bir parçası olmasına neden oluyor. Çünkü çeteler uyuşturucuyu Van üzerinden Avrupa’ya taşıyor. Yüzlerce kilo uyuşturucu madde yakalandığı basına yansıyor ama ne ilginçtir ki Van’da uyuşturucu kullanımı daha da artmış durumda. Burada bir çelişki var. Demek ki bir kısmı ele geçirilse de daha büyük miktarda uyuşturucu piyasaya sürülüyor. Halkı, özellikle de gençleri uyuşturup, yozlaştırmak ve siyasi hak arayışından koparmak için bağımlı hale getirmeyi amaçlayan bir akıl da var. Yani gençler tweet atmasın, siyaset yapmasın da ne yaparsa yapsın yaklaşımı hâkim. Van’da da aynı yaklaşım var. Van’da devlet de kamu kurumları da biliyor ki durum iç açıcı değil. Anneler, babalar çocuklarını kurtarmak için çırpınıyor ama ne maddi ne manevi bir destek var. Dolayısıyla Van’daki durumu günden güne kötüleştiren bir kanıksama söz konusu. Zaten siyasi iktidarın çok da umrunda değil. Eğer olsaydı bugün her il için Meclis araştırma komisyonları kurulmuş olurdu.".
'MÜCADELE KAĞIT ÜZERİNDE KALIYOR'
Sayyiğit, artan işsizlik, yoksulluk, göç ve uyuşturucuya kolay erişim gibi birçok neden sıraladı. Kürt sorununun çözümsüzlüğü ve bölgenin yoksullaştırılması da Sayyiğit’in dikkat çektiği nedenlerden. Uyuşturucuya karşı mücadelenin kâğıt üstünde kaldığını vurgulayan Sayyiğit, şu değerlendirmede buundu:
“Devlet aklı, herkesten daha çok bunun farkında ama etkili bir adım atmış mı? Hayır. Çünkü bunu gençliği kontrol için kullanıyor. Gençler kendi kentlerinde bir iş bulup çalışamıyorsa, kendi dilinde kültürel etkinlikler ve eğitim yoksa, belediyelerin halk merkezli çalışmalarına kayyım atanmışsa nasıl bir umuda tutunabilir? Siyasi iktidar gençliğin umudunu çaldı. Dolayısıyla Van’ın bu durumda olmasının özel politikalarla bir ilişkisi var. Aksi durumda, sorun ortaya konulup bir çözüm üretmek zor olmazdı. Kâğıt üzerinde kalan bir mücadele var. Bu da eğitimcilerin ve sivil toplumun çalışmalarını sonuçsuz bırakıyor. Çünkü siyasi iktidar mensupları, devlet aklının Kürt kentlerine bakışı sorununun çözümünü engelliyor."
'KAYYIM ATANMADAN ÖNCE BELEDİYELER ÇALIŞMALAR YAPIYORDU'
HDP'li belediyelere kayyım atamalarına değinen Sayyiğit, yerel yönetimlerin rolüne değindi:
"Uyuşturucu kullanımını azaltmak, hiç değilse yaygınlığını kırmak konusunda yerel yönetimler çok önemli. Belediye demek doğrudan halk demek. Halkın süreçlere doğrudan katılımının olduğu bir yer. Uyuşturucunun Van’da artmasının nedenleri ortada, bunları sıraladık. Ama ortada uyuşturucuyla mücadele yok. Belediyelerimizle birçok kültür ve sanat etkinliği yapabiliyorduk. Buna yönelik birimlerimiz aktifti. Her yönetici ve eş başkan yönettiği şehrin bir parçası aynı zamanda. Kentin tüm sorunlarını kendine dert edinebiliyor, buna yönelik daha çok çalışma yürütebiliyor. Ama kayyım ve etrafındaki bürokrat kesimi bunu yapabilecek durumda değil. Uyuşturucuya karşı mücadelede kent dinamikleri rolünü oynar. Yeter ki önü açılsın. Devletin de siyasi iktidarın da yapacağı şey Van’da artan işsizlik ve yoksulluğa bir çözüm üretmek. Şehrimizi geri bıraktıran politikalardan vazgeçmek."
'KAMU SPOTLARINDA KÜRTÇE YOK'
Parti olarak uyuşturucu sorununa karşı aktif bir siyaset yürüttüklerini vurgulayan Sayyiğit, uyuşturucu ile mücadele için hazırlanan kamu spotlarında Kürtçe’ye yer verilmemesini eleştirdi.
'ORTAK MÜCADELE ŞART'
Sayyiğit’e göre kentte uyuşturucuyla mücadele konusunda etkin bir mücadele yok. Sayyiğit'in önerileri ise şöyle:
“Uyuşturucu ile mücadele tek başına olacak bir iş değil. Siyasi partiler, STK’lar, meslek odaları, yerel yönetimler, basın, halk ile birlikte çalışmalı. Burada devlete düşen şey kolaylaştırıcı olmak, çalışmanın önünü açmak. Ama ne yazık ki bu konuda bir dağınıklık var. Bu da uyuşturucuyla mücadelenin etki alanını daraltıyor. Yerel basın da önemli bir rol oynayabilir. Özellikle yerel seçimlerden sonra ciddi adımlar atılmalı. Van’da kent konseyi kurulabilir, birlikte ortak mücadele edilebilir. Biz de bu sorunu Meclis’te her fırsatta dile getireceğiz, partimizin il ilçe örgütleri de bu yönlü çalışmalarını sürdürecek."
Göç, yoksulluk, işsizlik ve kayyım kıskacındaki Diyarbakır’da uyuşturucu yaşı dokuza düştü