Gergerlioğlu’na gönderilmek istenen mektuba 'örgütle iltisaklı kişi' denilerek el konuldu
‘Gergerlioğlu’nu yasadışı bir örgütün üyesi olarak göstermişler’ diyen avukat Ece, mektubu gönderen müvekkili hakkında da soruşturma başlatıldığını aktardı.
Yağmur KAYA
ARTI GERÇEK-Silivri 5 No’lu Cezaevinde bulunan Şiyar Yıldırım’ın Meclis İnsan Hakları Komisyonu Üyesi ve Halkların Demokratik Partisi (HDP) Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu’na göndermek istediği mektuba "Örgütle iltisaklı olan kişilere cezaeviyle ilgili doğru olmayan bilgiler anlatacağı" iddiasıyla el konuldu.
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Vedat Ece, müvekkili Şiyar Yıldırım ile yaptığı görüşmede, tecrit koşullarını anlattığı mektubundan ötürü müvekkiline de disiplin soruşturması açıldığını anlattı.
‘SUÇLU, YASADIŞI BİR ÖRGÜTÜN ÜYESİ, CEZAEVİNİN İTİBARINI DÜŞÜRECEK BİR KİŞİ’
"Örgütle iltisaklı olacak kişilere cezaevinin işleyişi ile ilgili doğru olmayan bilgiler vereceğini ve örgütle iltisaklı olduğu söylenen kişilerin cezaevinin itibarını zedeleyeceği’ gerekçesiyle mektuba el konuldu. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nu yasadışı bir örgütün üyesi olarak göstermişler" diyen Avukat Ece, şöyle devam etti: "Bu sebeplerden dolayı mektuba el koydular ve müvekkil hakkında soruşturma başlattılar. Burada anlaşılıyor ki; yasal bir partinin seçilmiş olan bir vekiline suçlu, yasa dışı bir örgütün üyesi ve cezaevinin itibarını düşürecek bir kişi olarak göstermişler."
‘GERGERLİOĞLU HAKKINDA KARA PROPAGANDA YÜRÜTÜLÜYOR’
"Hükümetin, Ömer Faruk Gergerlioğlu hakkında son dönemlerde bir kara propaganda yürütmüş olması, kendisinin yasa dışı bir örgüt üyesi olarak gösterilmiş olmasının devamında, cezaevi idaresi de Gergerlioğlu hakkında bu tür beyanlarda bulunmuş" şeklinde konuşan Ece, "Kendisinin yasa dışı bir örgütle iltisaklı olabileceği ve cezaevi kurumu hakkında yanlış bir bilgi vereceği disiplin soruşturması evrakında anlatılmış" diye ekledi.
Avukat Vedat Ece
PANDEMİ GEREKÇESİYLE HER TÜRLÜ FAALİYETE YASAKLANDI
Avukat Ece, cezaevi idaresinin son bir yıldır Covid-19’u gerekçe göstererek tutukluların haklarını ya kaldırdığını ya da en asgari düzeye indirdiğini ifade etti. Müvekkili Yıldırım’ın mektubunda maruz bırakıldıkları hak ihlallerini anlattığını söyleyen Ece, tutukluların içinde bulundukları durumu "canlı bir tabuttayız" diye tanımladıklarını ifade etti. Tutuklulara gönderilen kitapların verilmediğini, pandemi gerekçe gösterilerek spor, kültürel etkinlik gibi etkinliklerini kaldırıldığını dile getiren Ece, "Koğuş dışında bütün kültürel etkinlikler yasak hale getirildi" dedi.
EŞİNİN YAZDIĞI KÜRTÇE MEKTUP ‘ÖRGÜTSEL AKTARIM OLABİLİR’ DENİLEREK VERİLMEDİ
Ece, cezaevindeki hak ihlallerine ilişkin müvekkilinin aktardıklarını şöyle paylaştı:
"Müvekkil, revire ve hastaneye sağlık sorunları ağır olan mahpuslar dışında götürülmediklerini ve diş tedavisine aylardır ‘doktor yok" gerekçesiyle çıkartılmadıklarını anlattı. Yine bir mahpus eşine mektup göndermiş. Eşi de kendisine Kürtçe bir mektup göndermiş. Cezaevi idaresi Kürtçe yazılan mektuba ‘Tercümanımız yok. Eğer tercüman parasını karşılarsanız, mektubu tercüme ederek içeriğini öğrendikten sonra size teslim ederiz’ gerekçesiyle mahpusa vermemiş. Daha önce böyle bir uygulama yoktu. Her cezaevinden Mektup Okuma Komisyon’larında Kürtçe bilen bir memur oluyor ve tercüme edildikten sonra mahpusa verildi. Mahpusun ısrarına rağmen mektup verilmemiş. Son olarak mektupta örgütsel bir aktarım olabileceği söylenerek mektubun okunmadan verilmeyeceğini söylemişler. Eşler arasında yazılan bir mektuba önce ‘tercüman yok’ diyerek sonra da böyle bir gerekçeye sığınıp mahpusun mektubunu vermemişler."
‘KAMUOYU OLUŞMASIN İSTİYORLAR’
Tutuklulara yönelik baslı ve hak ihlallerinin son 2 yıldır arttığına dikkat çeken Ece, tutukluların dış dünyayla iletişim kurmamaları için özel bir gayret sarf edildiğini vurguladı. Ece, baskıların ya yasallarla ya da cezaevi idaresinin keyfi uygulamalarıyla kat be kat arttığını belirterek şöyle devam etti: "Cezaevindeki tecrit koşullarının basınla, milletvekilleriyle, dış dünyayla paylaşılmasının önüne geçmek istiyor cezaevleri. Bu nedenle doğrudan bir milletvekiline gönderilmek istenen mektup engelleniyor. Bir kamuoyu oluşturulmasın diye bu mektuplara el konulmuş olabilir. Hapishanede nasıl uygulamalara maruz kaldıklarını anlatıyor. Kendisine açılan disiplin soruşturmasıyla ilgili verilen evrakta mektuba el konulduğunu anlıyor."
‘TAMEMEN KEYFİYET’
ÖHD İstanbul Şubesi Hapishane Komisyonu üyesi Vedat Ece, ceza yargılamalarında suç teşkil eden maddelerin açıkça yer aldığını dolayısıyla haberleşme ya da mektup yazma hakkını kullandığı için bir tutukluya disiplin soruşturulması açılamayacağını vurgulayarak "Burada tamamen bir keyfiyet söz konusu" diye belirtti.
‘MEKTUPLAR, CEZAEVİ MEKTUP KOMİSYONU’NDA OKUNUYOR’
Avukat Ece, mektuplara el konulmasının; tutukluların maruz kaldıkları uygulamaların, Meclis kürsüsünde anlatılmasının önüne geçmeyi hedefleyen bir uygulama olduğunu söyledi. Ece, "Çünkü müvekkilim disiplin cezası alacak, suç teşkil edecek bir mektup yazmıyor. Zaten mahpuslar, mektupların, cezaevi Mektup Okuma Komisyonu’nda okunduğunu, bu şekilde kişilere ve kurumlara ulaştırıldığını biliyorlar. Bir insanın suç olabilecek şeyleri yazması, devletin ve cezaevi idaresinin önüne sermesi zaten düşünülemez."
‘CANLI BİR TABUTTAYIZ’
"Mahpusların sohbet hakları, spor yapma hakları, sağlık hakları ellerinden alınmış durumda. "Canlı tabut" olarak niteliyorlar. Avukat görüş odaları tamamen bir muşambayla kaplı ve avukatın kişiyle teması söz konusu değil. Cezaevinin içinde kalan gardiyanlarla dışarıda kalan gardiyanlar birbiriyle temas etmiyor. Aileler kapalı görüş yapıyor. Yani dışarıdan cezaevine temas eden kimse yok. Fakat mahsusların Corona bahanesiyle hakları ellerinden alınıyor. Bundan dolayı mahpuslar ikinci bir tecrit altında yaşadıklarını söylemeye çalışıyorlar."
‘MAHPUSLARIN ANAYASAL HAKLARI BİR AN ÖNCE YERİNE GETİRİLSİN’
Avukat Ece, son olarak, bir an önce tutukluların haberleşeme hürriyetlerinin sağlanması gerektiğini belirterek, sözlerini şöyle noktaladı:
"Her mahpus her yurttaş gibi anayasal düzende ya da İnfaz Yasası’nda kendilerine tanınan haklardan yararlanmalı. İnfaz Yasası’nda spor hakkı, sohbet hakkı, kültürel etkinlik hakkı, mektuplaşma, haberleşme hakkı gibi durumlar söz konusu ama yerine getirilmiyor."