Günay: Devletin 'Aydınlatamadığı' değil, 'Aydınlatmadığı' cinayet vardır
Remzi BUDANCİR
+GERÇEK - Batman’da 28 yıl önce katledilen DEP Mardin Milletvekilli Mehmet Sincar’ın öldürülmesi ile ilgili devam eden dava zaman aşımı ile karşı karşıya. Karar verilmesi beklenen davaya duruşma savcısının yaklaşık bir yıldır mütalaa vermesi bekleniyordu. Önceki duruşmada davaya bakan mahkeme başkanı ve üyeleri ile savcısının değiştiği görülmüştü. Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Mehmet Sincar cinayeti ile ilgili davada mahkeme başkanı ve bir üye yok. Davaya bir önceki duruşmada olduğu gibi yine geçici heyet baktı.
DURUŞMAYA YOĞUN İLGİ
Diyarbakır 6. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya katılım yoğundu. Mehmet Sincar’ın eşi Cihan Sincar, Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Abdullah Zeytun, Sincar ailesinin avukatları katıldı. Duruşmayı HDP Sözcüsü Ebru Günay’ın da aralarında bulunduğu HDP’li milletvekilleri, STK temsilcileri de katıldı. Tutuksuz yargılanan davanın sanığı Cihan Yıldız, SEGBİS üzerinden duruşmaya katıldı.
Müşteki ve avukatların üstlerinin aranarak alındığı duruşma salonuna basın mensuplarının alınmadı. Diyarbakır Baro Başkanı basın mensuplarının duruşma salonuna alınmamasına itiraz etmesi üzerine basın mensupları salona alındı. Avukatlar ayrıca katılan ve müştekilerin üstlerinin aranarak salona alınmasını "Hukuka aykırı-keyfi uygulama" olduğunu belirterek tepkilerini dile getirdi.
"SİNCAR CİNAYETİNDE 4 JİTEM İTİRAFÇISININ İSMİ GEÇİYOR"
Duruşmada söz alan Sincar ailesinin Avukatı Gülşah Kaya, duruşmada hiçbir taleplerine ilişkin karar verilmediğini hatırlattı. Dosyanın 30 yıllık bir dosya olduğunu ifade eden Kaya, Mehmet Sincar cinayetine ilişkin dört ismin geçtiğini söyledi. Bu isimlerin JİTEM itirafçıları olduğu belirtilen Alaattin Kanat, Mahmut Yıldırım, İsmail ve Mehmet Mehmetoğlu olduğu yönünde basında iddiaların olduğunu hatırlatan Kaya, bu isimler konuşulmasına rağmen şüpheli olarak dahi olsa dosyanın içine alınmadığını belirtti.
"CEM ERSEVER SİNCAR CİNAYETİNDEN SÖZ EDİYOR"
Susurluk raporunda bu oluşumun başında Mehmet Ağar olduğu iddia edildiğini ifade eden Kaya, Ağar’ın bu iddiadan sonra yargılanıp ceza aldığını, cezanın Yargıtay tarafından onandığını hatırlattı. Söz konusu JİTEM itirafçılarının farklı cinayetlerde de isimleri geçtiğini vurgulayan Kaya, "Bahsettiğim dosya İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinde yargılaması yapılan ceza dosyasıdır. Binbaşı Cem Ersever JİTEM’e ilişkin çeşitli itiraflarda bulunuyor. ‘Mehmet Sincar olayında Alaattin Kanat ekibin lideridir, o akıl verendir’ diye beyanda bulunuyor. Nihayetinde bu iddiaları araştıran bir mahkeme var ve o mahkemenin evrakları vardır. Mahkemenin dosyaya celbi ile bu evrakları tartışmamız daha da genişleyecektir" dedi.
"KUTLU SAVAŞ TANIK OLARAK DİNLENSİN"
Kaya’nın Sincar sadece İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen dava dosyası değil, Ankara’da yürütülen JİTEM Ana Davasına da işaret etti. Bu dosyanın özellikle batı bölgesindeki Kürt iş adamlarına ilişkin olan cinayetlerle alakalı olduğunu ve daha sonra Musa Anter dosyası ile birleşerek JİTEM Ana Dosya olduğunu ifade eden Kaya, "Bu dosyanın içinde Kutlu Savaş’ın düzenlemiş olduğu belgeler vardır. Mehmet Ağar sıradan bir emniyet müdürü olduğu doğruyu yansıtmadığı şeklinde açıklamaları da mevcuttur. Bu duruşmada Mehmet Sincar cinayeti sorgulanmadığı için ona ilişkin detaylı bilgi verilmiyor. Fakat Susurluk raporunu hazırlayan ve bu kadar detaylı bilgiye sahip olduğu düşünüldüğünde Kutlu Savaş’ın da tanık olarak dinlenmesi gerektiği kanaatindeyiz. Dosya içinde sadece bir Hizbullah faaliyeti gibiymiş gibi yöneltilmiş ise de bu durum yanlıştır" diye konuştu.
"MEHMET SİNCAR CİNAYETİ İLE İLGİLİ BİLGİLER İSTENSİN"
1990’lı yıllarda Hizbullah ile JİTEM’in birlikte eylemler yaptığını ifade eden Kaya, "JİTEM Hizbullah’ı eylemlerinde tetikçi olarak kullanmaktadır. TSK görevlilerinin o dönem adı JİTEM. Batman ilinde gidip askeri kamplarda Hizbullah’a eğitim verip ve tetikçi olarak kullandığı, hatta cezaevinde yatan Hizbullah üyelerini bir günlük olsa da çıkartıp eylem yaptırıp yeniden cezaevine aldıklarına dair ağır ithamlarda vardır. Mehmet Sincar’ın öldürüldüğü tarihte o gün kolluk görevlilerin de orada bulunması da şüphelidir. Alınan birçok raporda bu dosyada delil olarak değerlendirilebilecek birçok bilgi ve emare bulunduğu kanaatindeyiz. Dosyanın sürüncemede kalmaması adına bu eksikliklerin giderilmesi gerekmektedir. Bahse konu MİT, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanlığı ve JİTEM’e müzakere yazılarak Mehmet Sincar cinayetine ilişkin olan bilgi ve belgelerin temin edilmesi ve Mehmet Ağar hakkında suç duyurusunda bulunulmasını talep ediyoruz" dedi.
" BU DOSYA YARGININ SINAVIDIR"
Diyarbakır Baro Başkanı Nahit Eren’de 1990’lı yıllarda yaşanan faili meçhul cinayetlere dikkat çekti. TBMM’nin birçok araştırma raporunda 1990’lı yıllara ilişkin verilerin olduğunu hatırlatan Eren, "Dosya bir şekilde yargının da vereceği önemli bir sınavın dosyasıdır. 1990’lı yıllarda bu bölgede bir gücün oluşturulmaya çalışıldığı, birçok devlet mensuplarının beyanları ile de belirtilmiştir. Bu dönemin aydınlatılması Türkiye’de geleceğe dair umutlarımızı yeşertecektir. Bu dosyalar ile evlatlarımız için geleceğimiz için yüzleşmeliyiz. Halkın iradesini teslim ettiği bir insan ve bir milletvekili kentte katlediliyor ancak aradan 30 yıl geçmesine rağmen dosya açığa kavuşturulamıyor" diyerek Kaya’nın taleplerinin kabul edilmesini istedi.
"MECLİS DOSYAYI TAKİP ETMEDİ"
Sincar ailesinin Avukatı Serhat Eren ise, bu güne kadar cinayetin arkasındaki gerçeğin ortaya çıkarılmadığını söyledi. Sincar katledildiği sırada bir milletvekili olduğunu, hatırlatan Eren, ancak buna rağmen meclisin davayı takip etmediğine dikkat çekti. Dosyanın meclis tarafından takip edilmemesinin nedeninin Sincar’ın Kürt olmasından kaynaklandığını ifade eden Eren, dosyaya ilişkin birçok eksikliğin olduğunu söyledi. Savcının mütalaasına katılmadıklarını ifade eden Eren, "Mütalaanın hukuka aykırı olduğu kanaatindeyiz. Mütalaaya iştirak etmiyoruz. Çünkü bekletici meselesinin unsurlarının oluşmadığı kanaatindeyiz. Diyarbakır 4. Ağır Ceza Mahkemesinin bahse konu iki dosyanın beklemek zorunda olduğuna ilişkin mütalaaya katılmıyoruz. Bir karar verilmesini talep ediyoruz. Mahkeme talepleri kabul etmeyecekse de hiç olmazsa daha önce dosyada cezalandırılmış eylemleri sübut bulmuş bu sanığın tutuklanmasına karar verilmesini talep ediyoruz" dedi.
"MAHKEME 2019’DA KURULAN TENSİPTEN İLERİYE GİTMEDİ"
İHD Diyarbakır Şube Başkanı Avukat Abdullah Zeytun, dosyanın sürüncemede bırakıldığına dikkat çekti. Dosyada gerekli araştırmalar ve incelemelerin yapılmadığını ifade eden Zeytun, "Mahkeme 2019 yılında kurulan tensipten bu yana dosyada ilerleme olmadı. Bahse konu isimleri geçen kişilerin tanık olarak dinlenmesi ve başka bilgi ve belgelerin tartışılmasına yönelik talepler belirtildi ancak bu hususta araştırmalar yapılmadı. Taleplerimiz hiçbir şekilde yerine getirilmedi. Davanın sadece bir veya birkaç tetikçinin, başka güçlerle desteklenen ve bu işin arkasındaki şahısların bulunarak hak ettiği cezaları almasını talep ediyoruz" dedi.
SANIK AVUKATI: MÜVEKKİLİNİN CİNAYETİ KABUL BEYANI YOKTUR
Ardından söz alan sanık Cihan Yıldız, önceki savunmaları tekrar ettiğini söyleyerek, "Ben suçsuzum. Beraatimi talep ediyorum" dedi. Sanık Avukatı Serhat Ramanlı’da müvekkilinin suçsuz olduğunu söyledi. Müvekkilinin Mehmet Sincar cinayeti yada başka cinayetleri işlediğini gösterir somut hiçbir delil bulunmadığını iddia eden Ramanlı, "Müvekkilimin tüm aşamalarda bu suçları işlediğine ilişkin herhangi bir kabulü de yoktur. Sadece avukat yardımı engellenen ve sanık olarak gösterilen şahısların beyanları bulunmaktadır. Bu beyanlarda hukuka aykırı olarak alınmıştır. İddia makamının mütalaasına iştirak etmiyoruz. Tam aksine müvekkilimin aleyhine olduğu iddia edilerek dosya arasına konan bütün kolluk beyanatlarının usulüne uygun emanete alınmayan örgütsel emarelerin dosyadan çıkarılmasını ve bu aşamada eksik hususların giderilmesini talep ediyoruz" diyerek Sincar ailesinin avukatlarının sanığın tutuklanmasına yönelik taleplerin reddedilmesini istedi.
MAHKEME TÜM TALEPLERİ REDDETTİ
Sanığın tutuklanmasına yönelik talepleri kabul etmeyen mahkeme, Sincar ailesi avukatlarının Mehmet Ağar hakkında suç duyurusunda bulunulması yönündeki talebini de kabul etmeyerek, avukatların ilgili ilgili Cumhuriyet Başsavcılığına her zaman suç duyurusunda bulunabileceklerini belirtti. Bir başka önemli talep ilgili kurumlara yazı yazılması ve İstanbul 4. Ağır Ceza ve Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemelerinden ilgili dosyaların talep edilmesi ve Susurluk raporunu hazırlayan Kutlu Savaş’ın tanık olarak dinlenmesine yönelik talepti. Her iki talebin dosyanın esasına bir etki edemeyeceğini iddia eden mahkeme, bu talepleri redderek duruşmayı 27 Haziran 2022 tarihine erteledi.
NAHİT EREN: DURUŞMADA CEZASIZLIK ZIRHI İLE KARŞILAŞTIK
Duruşma sonrası Sincar ailesi avukatları ile birlikte Diyarbakır Adliyesi önünde basın açıklaması yaptı. Duruşmada mahkemenin tutumunu cezasızlık politikasının bir yansıması olduğunu ifade eden Eren, tüm taleplerinin reddedilmesine tepki gösterdi. Her zaman olduğu gibi, bu tür politik cinayetlere yönelik cezasızlık zırhının bu dava dosyasında da karşılarına çıktığını ifade eden Eren, "Geçmişte bir çok resmi görevlinin, kamu görevlilerinin yapmış olduğu açıklamaları tek tek mahkeme heyetine izah ettik. Bu konuda mecliste yapılan araştırmaları da, araştırma komisyonlarının o tarihte hazırlamış olduğu birçok raporda bu cinayete vurguların olduğunu, birçok dava dosyasında dinlenen kişilerin bu cinayete dair bilgileri dile getirdiğini belirttik. Söz konusu şahısların tanık olarak dinlenmesini istedik. Ama maalesef mahkeme bu dosyada da, geçmişte olan benzer dosyalarda da olduğu gibi bütün talepleri reddetti" dedi.
CİHAN SİNCAR: CİNAYETİN ARKASINDA OLAN GÜÇLER ORTAYA ÇIKARILSIN
Ardından söz alan Mehmet Sincar’ın eşi Cihan Sincar, cinayetin aydınlatılmamasına tepki gösterdi. Cinayetin üzerinden değil 29 yıl, 129 yıl geçse de bu mücadeleden vaz geçmeyeceğini belirten Sincan, "Eşim kanın dökülmesine engel olmak için gitmişti. Hayatından oldu. Kan dökülmesine engel olmaya çalışanlar cezalandırılıyor. Mehmet Sincar’ın katili sadece bir kişi değildir. Onun arkasında olan güçler vardı" diyerek bu cinayetin arkasında olan güçlerin ortaya çıkarılmasını istedi. Bu mücadeleden, adalet arayışlarından vaz geçmeyeceklerini söyledi.
GÜNAY: DEVLETİN ‘AYDINLATAMADIĞI’ DEĞİL, ‘AYDINLATMADIĞI’ CİNAYET VARDIR
HDP Sözcüsü Ebru Günay Mehmet Sincar’ın başka bir faili meçhul cinayeti araştırmak için gittiği Batman’da katledildiğini hatırlattı. Sincar cinayetinin hala aydınlatılmamasına tepki gösteren Günay, "Devletin ‘aydınlatamadığı’ değil, devletin ‘aydınlatmadığı’ cinayet vardır. Devletin karanlıkta bıraktığı cinayet vardır. Mehmet Sincar dosyası da devletin karanlıkta bıraktığı, aydınlatmadığı bir faili meçhul, hatta faili belli bir cinayet dosyadır. Dünyanın hiçbir yerinde bir parlamento üyesinin dosyası 29 yıl boyunca sürüncemede, cezasızlık politikasıyla karanlıkta bırakılmaz. Bu nedenle faili meçhul cinayetlere yaklaşımın göstergesidir bu. Mehmet Sincar Batman’a başka bir faili meçhul cinayeti araştırmaya giderken katledildi. Aslında bu cinayetle 1993’te bu mesaj verildi. ‘Biz faili meçhul cinayetlerin arkasında olmaya, karanlıkta bırakmaya, devlet olarak onları aydınlatmamaya devam edeceğiz’ mesajı 1993’te Mehmet Sincar katledildiğinde verildi" dedi.
MECLİSE "SORUMLULUK ALIN" ÇAĞRISI
Mehmet Sincar’ın milletvekili olduğunu ve hala bu cinayetin aydınlatılmadığını hatırlatan Günay, Diyarbakır Adliyesi önünden TBMM’ye seslendi: "Meclis bu konuda bir an önce sorumluluk alsın. Bu tarihi sorumluluğu yerine getirin. Mehmet Sincar dosyası ile başlayarak bütün faili meçhul dosyaları aydınlatın. Bu dosyaların sanıkları hesap versin. 29 yıldır adalet arayan DEP’li Mehmet Sincar, Türkiye Büyük Millet Meclisinin seçilmiş milletvekili. Bu 29 yıllık utanç Türkiye'ye yeter. Gelin daha da geç olmadan bu dosyayı aydınlatalım."