'Güneş'in iklime etkisi artıyor. Bizi çok daha sıcak yazlar bekliyor ne yazık ki'
Prof. Dr. Levent Kurnaz’ın Dünya Hali’nde yayımlanan makalesine göre önümüzdeki dönemde küresel ısınmanın ve iklim krizinin etkilerini çok daha fazla hissedeceğiz.

Dünya’nın atmosferini ve dolayısıyla da iklimini etkileyen en önemli faktör Güneş’tir. Güneş’in yaydığı enerjide oluşabilecek değişiklikler Dünya’nın iklimini ciddi biçimde değiştirebilir. Bu nedenle gözümüzün Güneş’in üzerinde olması gayet doğaldır çünkü Dünya’daki yaşam Güneş’e bağlıdır. Buradaki güzel haber ise, Güneş’in gayet dengeli ve kararlı bir yıldız olmasıdır. Milyarlarca yıllık sürede Güneş giderek parlaklığını artırır ancak artış bizim günlük hayatımıza bir etkisi olamayacak kadar küçüktür.
Güneş’in insanlığa iki değişik yolla etkisi olabilir: Buzul çağları ve güneş lekelerindeki değişiklikler.
50 BİN SENE SONRA YENİ BİR BUZUL ÇAĞI BAŞLAYACAK
Dünya’nın Güneş etrafındaki yörüngesinde oluşan döngüsel değişiklikler, değişik mevsimlerde Dünya’ya ulaşan enerji miktarını değiştirir ve bu da buzul çağlarına yol açar. Buzul çağları genelde 80 bin sene sürer ve ardından en az 20 bin sene süren ılıman dönem gelir. Bu döngü en azından son 3 milyon senedir bu şekilde devam etmektedir. Dünya’nın yörüngesine bağlı olarak şimdiki ılıman dönemin uzun süreceği ve bir sonraki buzul çağının bundan 50 bin sene sonra başlayacağı düşünülmektedir.
Bunun ötesinde Güneş’in üzerinde çoğu zaman minik lekeler olur. Bu lekeler Güneş’in manyetik alanındaki değişimler sonucu oluşur ve M.Ö. 200 yılından beri insanlar tarafından gözlemlenmektedir. Galilei 1609’da teleskobu bulduğundan bu yana da düzenli olarak bu lekeler kayıt altında tutulmaktadır.
Güneş lekeleri arttığı zaman Güneş’ten Dünya’ya gelen enerjinin miktarı artmakta, azaldığında da azalmaktadır.
Geçmişte bu lekelerin hiç görünmediği uzun dönemler olmuştur. Mesela 1645-1715 arası dönemde Güneş lekeleri neredeyse hiç görülmemiş ve kuzey yarım küre bir mini buzul çağı yaşamıştır. 1715 sonrasında Güneş lekeleri tekrar ortaya çıkmış ve Dünya alışılmış ortalama sıcaklığına geri dönmüştür.
Güneş lekeleri 11 senelik bir döngü içerisinde azalıp çoğalırlar. Bazı dönemler bu lekelerin sayısı çok fazladır ama 5,5 sene sonra Güneş’te neredeyse hiç leke kalmaz. Şimdi size bir soru sorayım: Sadece sıcaklıklara bakarak yakın geçmişte hangi sene en fazla leke olduğunu, hangi sene de neredeyse hiç leke görülmediğini söyleyebilir misiniz? Cevabın "hayır söyleyemiyoruz" olduğunu tahmin ediyorum çünkü Güneş lekelerinin iklim üzerindeki etkisi iklimin kendi değişebilirliğinden öte bir sonuç doğurmaz. Yani, bu lekeler hiç hesaba katılmasa da bir sene diğerinden daha sıcak ya da daha serin olabilir. Elbette, yüz yıl gibi uzun dönemler boyunca Güneş lekeleri çok artacak ya da çok azalacak olursa bunların iklim üzerine toplam bir etkisi olacaktır.
NASA görevi gereği Güneş’i incelemektedir. Diğer ülkelerden bilim insanlarının da katkı verdikleri araştırmalar sonucunda, Güneş lekelerinin 1980’den bu yana azalmakta olduğu görülmüştür. Son 15 senede şu anda içinde yaşadığımız Güneş lekesi döngüsünün daha da zayıf olacağı tahmin edilmekteydi. Bunun anlamı Güneş’ten gelen enerji miktarının geçmiş yıllara oranla hafifçe azalacağıdır.
‘GÜNEŞ 1980’DEN BU YANA SAKİNDİ’
Ancak, Güneş son 18 ayda kendisinden beklenmeyen bir biçimde aktifleşti. Bunu 2012 gibi felaket filmlerinden edindiğiniz kötü hislerle değerlendirmeyin lütfen. Güneş 1980 yılından bu yana normalden biraz daha sakindi, şimdilerde normal durumuna geri dönüyor gibi görünüyor.
Peki bu iklim açısından ne anlama geliyor?
Kısaca, Güneş aktif olup Dünya’ya daha fazla enerji gönderdiği dönemlerde yeryüzü hafifçe daha fazla ısınır. Tam tersi yeryüzü daha az enerji aldığında da hafifçe serinler. 1980’den bu yana "hafifçe serinleyen" bir dönemden geçiyorduk. NASA ve bilim insanlarının son aylardaki gözlemleri ise Güneş’in bu sakin dönemi sonlandırıp daha aktif bir döneme başladığını gösteriyor. Yani, Güneş’in desteği ile biz küresel ısınmanın kötü etkilerinden nispeten korunuyorduk, şimdi Güneş desteğini çekti ve yeryüzü artık iklim krizi ile başbaşa kalıyor. Güneş lekelerinin 2025’te en fazla sayıya ulaşması bekleniyor, bu da bizi çok daha sıcak yazlar bekliyor anlamına geliyor ne yazık ki.