Hasankeyf’in ardında kalan yaşamlar: Hala çadırlarda yaşıyoruz, tabii buna yaşamak denirse!
Hasankeyf sular altında kalmasının üzerinden iki yıla yakın bir süre geçse de bıraktığı tahribat devam ediyor.
Seda TAŞKIN
ARTI GERÇEK- Hasankeyf’i su altında bırakan Ilısu Barajı’nın yarattığı olumsuz etkiler devam ediyor. Uzun bir süre itiraz edilmesine rağmen yapımının tamamlanması ile sular altında kalan Hasankeyf’ten sonra yaşam eski haline dönmedi. 2 yılı aşkın bir süredir çadırlarda yaşamak zorunda kalan Urganlı Köyü’nde insanlar kendi imkanları ile yaptıkları derme çatma çadırlarda hayatını sürdürüyor. Suyun olmadığı köye ise Batman’dan tankerler ile temiz içme suyu belli aralıklarla geliyor. Köylülerin aktardığına göre elektrik ise kendi aldıkları trafo ile yakın zamanda köye ulaşmış.
Ilısu Barajı'nın tam doluluk kapasitesine ulaşması ile birlikte, resmi verilere göre bir ilçe, 108 köy ve 42 mezra sular altında bırakıldı. Hasankeyf Koordinasyonu’nun Eylül 2019’da yayınladığı 54 sayfalık rapora göre ise 199 yerleşim yeri sular altında kaldı. 2019 Haziran’ında köylülere imamlar aracılığı ile köylerin boşaltması bilgisini ileten yetkililer, barajın su tutma işlemlerinin başlaması ile ilgili herhangi bir bilgi ise aktarmadı. Baraj sularının Ocak 2020’de ulaştığı Hasankeyf’te su seviyesi en üst kotaya Haziran 2020’de ulaştı. Gerekli testlerin yapılmasının ardından ise su kontrollü olarak düşürüldü. Tüm bunlar yaşanırken ne köylüler ne de basın bilgilendirilmedi.
Su altında bırakılan alanlara dair saha çalışmasının olmayışı yüzünden yeni yerleşim alanlarının tamamlanıp tamamlanmadığı ve net olarak kaç kişinin göç ettiği bilinmiyor. Hasankeyf Koordinasyonu’nun Eylül 2019 raporunda bu kişilerin 100 bini bulduğu ifade edildi. İmamlar aracılığıyla kimi köylere bilgilendirme yapılmışsa da pek çok köy halkı bir sabah kalktığında evlerinin su tuttuğunu görerek yaşadıkları yeri hızla terk etmek zorunda kaldı.
Batman Merkeze bağlı Hasankeyf’e 10 kilometre uzaklıkta bulunan Urganlı Köyü sakinleri bir yılı aşkın süredir kendi yaptıkları derme çatma çadırlarda yaşarken, çadırlarda bir yılı aşkın süredir elektriksiz ve susuz yaşamak zorunda bırakıldı. Köylüler uzun süre elektriksiz kaldıktan sonra elektriğe ulaşabildi, susuzluk sorunu ise hala devam ediyor. Urganlı Köy muhtarı İhsan Yıldız, yaşadıkları sıkıntıları anlattı. Köylerinin sular altında kalmasından sonra 3 defa yer değiştirmek zorunda kaldıklarını anlatan Yıldız, şöyle devam ediyor:
‘SÜREKLİ SU YÜKSELİYOR, BİZDE SÜREKLİ YER DEĞİŞTİRİYORDUK’
"Sular yükselmeye başlıyordu ve biz evimizin sular altında kalacağını biliyorduk. Ama tam olarak ne zaman köyümüzün yok olacağını bilmiyorduk. Bir sabah uyandık ve aşağıda kalan evlerin sular altında kaldığını gördük. İnsanlar panik içinde apar topar evlerini terk etti. Bu süreçte bizlerde eşyalarımızı alıp evlerimizi terk ettik. Daha sonra biraz daha yukarıda derme çatma çadırlarımızı kurduk. Ancak bir süre sonra su daha da yükselince orası da sular altında kaldı. Bu defa da şimdi bulunduğumuz yere çadırlarımızı kurduk. Bu süreç bizim için tam bir rezaletti. Ne yapacağımızı bilemez bir halde sürekli yer değiştiriyorduk."
‘YAŞADIĞIMIZ ÇİLEDİNİN HADDİ HESABI YOK’
Çadırda kalmanın zorluklarını anlatan Yıldız, özellikle yağmur yağdığında büyük sıkıntı yaşadıklarını anlatıyor. Yıldız, "Yağmur bizim en büyük korkularımızdan birisiydi. Yağmur yağdıktan sonra çadırlarımızın her tarafı çamur oluyordu. Adım atamaz noktaya geliyorduk. Zaten su sıkıntısı yaşadığımız için temizlik kısmı bizim için aşırı zor oluyordu. Çadırlarımıza yağmur suyu giriyordu. Yaşadığımız çilenin haddi hesabı da olmuyordu. Her gün nalet ederek yeni güne uyanıyorduk. Bir gün bile rahat edemiyoruz. Bir sorun bitse burada başka bir sorun başlıyordu" diyor.
‘ELİMİZDE BİR ŞEY KALMADI’
Çadırda yaşayan ailelerin hayvanlarını satarak yeni ev yaptırmak istediğini ancak parayı verdikleri müteahhittin kaçtığını söyleyen Yıldız, "Ev yaptırmak için 40 bine yakın bir para verdim ancak parayı alan müteahhit daha sonra Ankara’ya gitti ve bizim paralarımızı da vermedi. Her yönden mağduriyet yaşadık. Bu da yetmez gibi köye elektrik gelsin diye yine kendi aramızda para toplayıp trafo aldık. Elektriksiz geçen günler hepimiz için çok zordu. Mecburen köylü ile elimizde ne var yoksa satıp trafo almak durumunda kaldık. Ancak o şekilde köyümüze elektrik geldi. Her defasında tek geçim kaynağımız olan hayvanlarımızı satmak zorunda kaldık. Geldiğimiz noktada artık elimizde bir şey kalmadı.