HDP: Tecrit ülkeyi felaketlere ve karanlığa sürüklüyor

'Halkların İradesi için Adalet' forumunun sonuç bildirgesini açıklayan HDP, tecridin ülkeyi felaketlere ve karanlığa sürüklediğini belirtti.

HDP: Tecrit ülkeyi felaketlere ve karanlığa sürüklüyor

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Demokratik Yerel Yönetimler Kurulu, "Herkes İçin Adalet" kampanyası kapsamında 31 Mart tarihinde Mardin’de gerçekleştirilen "Halkların İradesi İçin Adalet" forumunun sonuç bildirgesini açıkladı. Bildirgede, kurul tarafından düzenlenen ve Mardin’de gerçekleşen kampanyaya, bölge baroları, iş insanları, kanaat önderleri, seçilmişler, üniversite dayanışma koordinasyonları, Boğaziçi Dayanışması, kadın platformları, demokrasi platformları, inanç örgütleri, dernekler, sendikalar, meslek odaları ve sivil toplum örgütleri temsilcilerinin de aralarında olduğu üç yüzden fazla kişinin katıldığı belirtildi.

SONUNA KADAR MÜCADELE

HDP’ye yönelik gerçekleştirilen siyasal ve yargısal saldırıları, milletvekilliklerin düşürülmesi, İstanbul Sözleşmesi, sivil topluma yönelik saldırılar, belediyelere ve Boğaziçi Üniversitesi’ne kayyım atanması, kadın cinayetleri gibi birçok konuda tartışmaların yürütüldüğü aktarılan bildirge şöyle: "Türkiye uzunca bir süredir tek adam tarafından yönetilmektedir. Tek adam rejimi halk iradesini yok saymakta, kendisi dışından herkesi terörist olmakla suçlamaktadır. Küçük ortağın istekleri büyük ortak tarafından zaman kaybedilmeden yerine getirilmekte ve temel asgari haklar askıya alınmaktadır. Sandık demokrasisinden dem vuranlar gelinen noktada sandıktan çıkan iradeyi çiğneyerek, halkın seçilmişlerini görevden alıp tutuklamaktadır. Bizler dün olduğu gibi bugün de yarın da bu anlayışa karşı demokratik haklar temelinde mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Zalimin yüzüne gerçekleri söylemeye devam edeceğiz.

KAYYIMLARI TANIMAYACAĞIZ

2016’da DBP’li 95 belediyenin gasp edilmesiyle başlayan kayyım rejimi; bugün bir bütünen tüm Türkiye’de uygulanmaya çalışılmaktadır. İktidarın, muhalif olan her seslere tahammülü kalmamış ve her fırsatta bu sesleri bastırmak için saldırmaktadır. Sivil toplumu hedef alan ve kayyım atanmasının önünü açan yasa maddesinin TBMM’de kabul edilip yasalaşması da yine bu baskıcı rejimin bir sonucu olmuştur. Muhalif seslerin en çok çıktığı kesim olan gençler de yine bu dönem içerisinde tek adamın hedefi olmuştur. Dislike atan ve ‘Oy Moy Yok’ diyen gençler tek adamın korkusuna dönüşmüştür. Boğaziçi Üniversitesine kayyım atanması da yine bu korkunun bir dışa vurumu olarak vücut bulmuştur. Bizler demokrasi isteyen ve tek talebi iradelerinin tanınması olan tüm kesimler olarak kayyımları tanımayacağımızı ve ülkenin dört bir tarafında uygulanmak istenen kayyım rejimine karşı mücadelemizi sürdürmenin kararlığı içerisinde olduğumuzu vurgulamak istiyoruz.

TECRİDE KARŞI MÜCADELE

İktidar ortakları bugün Türkiye’nin kendi yasalarını ve hukukunu yok sayarak Sayın Abdullah Öcalan’ın haklarından yararlanmasını engellemektedir. İmralı’da Sayın Öcalan üzerinde devam eden tecrit uygulaması bugün ülkeyi daha büyük felaketlere ve karanlıklara sürüklemektedir. İktidarın tecrit politikasındaki ısrarı toplumsal olarak daha fazla gerginliğe yol açmaktadır. Bugün 128’inci gününü dolduran açlık grevi eylemleri İmralı’da devam eden tecridin kırılması gerektiğine dair bir haykırış talebidir. 21 Mart tarihinde Newroz alanlarını dolduran milyonlar bu talebe ortak olmuş ve tecrit politikasına son verilmesini çok yüksek ses ve büyük bir duyarlılıkla ilan etmiştir. Bizler de halkımızdan aldığımız bu güç ile beraber Türkiye’yi karanlığa sürükleyen tecrit politikasına karşı mücadele etmeye devam edeceğiz.

HDP Mart nöbet Adalet merkez Genel