İkinci evi olduğu için kalıcı konut verilmeyen depremzedeler yargıya başvuracak

Depremlerde evi yıkılan ve aynı ilçede evi olan depremzedeler kalıcı konut hakkı ve konut kredisinden yararlanamıyor. Depremzedeler, hukuki yollara başvurmaya hazırlanıyor.

ADANA - Afet Sebebi ile Hak Sahibi Olanların Tespiti Yönetmeliği nedeniyle aynı ilçede evi olan depremzedeler kalıcı konut hakkı ve konut kredisinden yararlanamıyor. İtiraz sürecinin ardından yargıya başvurmaya hazırlanan depremzedeler yaşadıkları mağduriyeti Artı Gerçek'e anlattı.

Maraş'ta 6 Şubat'da meydana gelen 7.8 ve 7.6 büyülüğündeki depremlerde Adana'nın Çukurova ilçesi Yurt Mahallesindeki Ekim Apartmanı'nın b bloğunun çökmesi sonucu 70 kişi öldü. Ağır hasar alan ve yan yatan apartmanın a bloğu ise iki gün sonra ekiplerce yıkıldı. Ekim Apartmanı’nı Adana'da depremin korkunç yüzünün sembollerinden biri oldu.

AYNI APARTMANDA ÜÇ MAĞDUR

Afet Sebebi ile Hak Sahibi Olanların Tespiti Yönetmeliği’nin 9. maddesine göre aynı ilçede ikinci bir evi olan depremzedeler kalıcı konut hakkından ve konut kredisinden yararlanamıyor. Ancak farklı ilçelerde evi olanlar bu haklardan yararlanabiliyor. Ekim Apartmanı’ndaki üç emekli de aynı ilçede ikinci bir evleri olduğu için afet konutlarında hak sahibi olamadı.

'DEPREMDE ALTI YAKINIMI KAYBETTİM'

Artı Gerçek'e konuşan Sedat İyielma yaşadıklarını gözyaşları içinde anlattı. İyielma, "Aynı apartmanda kardeşimi, yengemi ve yeğenimi kaybettim. Aile dostumuz, eşi ve çocuğunu kaybettim. Altı can. Ben onların acısını yaşıyorum. Bunun ne demek olduğunu kimse anlıyor mu? Onlara mı yanalım, giden mala mı yanalım? Suçumuz nedir bilmiyorum. Sağ kurtulan bir tek yeğenim var, 14 yaşında. Onu da enkaz altından kurtardılar. Ailesinin evi olmasına rağmen onun da hiçbir hak edişi yok. Ailesini kaybeden yeğenim de AFAD yetkilileri dosyayı ve dilekçeyi unuttuğu için mağduriyet yaşıyor. 'O zaman itiraz edin' diyorlar. Üzerine basa basa söylüyorum 14 yaşında. Anne yok, baba yok, abla yok, hiç kimsesi yok. Devletin buna el atması lazım. Bu çocuğun başka evi bile yok” dedi.

Sedat İyielma

'DÖRT ÇOCUĞUM ÜNİVERSİTE OKUYOR'

Ekim Apartmanı'nda yıkılan evinin dışında aynı ilçede bir evi daha olduğu için hak sahibi olamadığını anlatan İyielma, "Ben emekliyim, dört çocuğum da üniversite okuyor. Evi çocuklara yatırım için aldık. Evin birini kiraya vermiştim, onların okulları için kirayı kullanıyordum. Yoksa aldığım emekli maaşı ile nasıl çocuk okutayım? Aynı ilçede evim var diye beni afet konutlarından yararlandırmadılar. Bu mağduriyeti yaşayan kişiler olarak itiraz sürecini bekliyoruz. Yoksa hukuki yollara başvuracağız. Ancak biz hukuki yola başvurmadan bizlerin mağduriyetinin giderilmesini istiyoruz” diye konuştu.

'EMEKLİ MAAŞI İLE GEÇİNMEYE İMKÂN YOK'

Mağdurlardan Duran Ali Sorar da "Bu genelgenin düzelmesini istiyoruz. Mağduruz, sadece hakkımızı istiyoruz. 42 iki dairenin 39'una deprem konutlarından hak verildi, üç kişiye verilmiyor. Kiracılarım beş kişi ailecek hepsi de vefat etti. Çok üzgünüz, sıkıntılarımız büyük. Emekliyim, 7 bin 500 TL maaş alıyorum. Bu parayla geçinmeme imkân yok şu anda. Devlet büyüklerimiz bize bir an önce el atsalar da bunu dava açmadan çözsek. Yoksa hakkımızı hukuki yoldan arayacağız” ifadelerini kullandı.

Duran Ali Sorar

'BAŞKA İLÇELERDE EVLERİ OLANLAR HAK SAHİBİ OLUYOR'

Ali Kemrik de ikinci evinin kirasıyla çocuklarını okuttuğunu belirtti. Depremden bu yana Mersin’in Tarsus ilçesinde yakınlarının yanında kaldıklarını anlatan Kemrik, "Farklı ilçelerde evi olanlar için sorun yok ama aynı ilçede evi olanlar için böyle bir ayrım yapılıyor. Ben zaten depremde evimi eşyalarımla birlikte kaybetmişim, bir evimi de devlet resmen gasp etmiş oluyor. Başka ilçelerde dört-beş ev olan hak sahibi olabiliyor, ben aynı ilçede ikinci evim olmasından dolayı hak sahibi olamıyorum" diye konuştu.

Ali Kemrik

'İKİ-ÜÇ BİN MAĞDUR VAR'

Adana ve diğer illerde kendileri gibi 2-3 bin mağdur olduğunu söyleyen Kemrik, şöyle devam etti:

“Devlet 800 bin konut yapıyor. Üç bin tane konut fazla mı geliyor? Bizler de Türk vatandaşıyız. Devlet vatandaşının malını, canını korumak yükümlü. Yıkılan bir eve bir ev verme vaadi var. Bizim hakkımız elimizden alıyor. Bununla sonuna kadar uğraşacağız. Bu düzeltilirse hepimizin mağduriyeti kalkar. Yoksa itirazlar, mahkemeler sürer gider. Muhtarlığa atılan listelerden sonra 15 günlük itiraz süresi başlayacak, sonra itirazları cevaplayacaklar. Yaklaşık iki aylık bir süreç var. Başvurumuz reddedilirse mahkemeye başvuracağız. Ama biz mahkeme olmadan bu yanlışın çözülmesini istiyoruz. Hiç olmazsa çocuklarımıza oturacak bir ev olur veya bizim için oturacağımız bir evimiz olur. Biz durduk yere, deprem nedeniyle fakirleşmemiş oluruz. Düzeltilmesi gereken, gözden kaçan bir konu diye düşünüyoruz.”

Öne Çıkanlar