'İktidar operasyonun mahiyetini okuyamıyor'

Fatma YÖRÜR

HABER MERKEZİ - İnsan hakları aktivisti ve barış savunucusu iş insanı Osman Kavala, İstanbul’da 19 Ekim 2017 günü gözaltına alındı.

Gözaltına alındıktan sonra kendisini ziyaret eden eşi Ayşe Buğra, soruşturmanın gizli olduğunu, somut bir sebep belirtilmediğini ve büyük bir hata yapıldığını ifade etti.

Osman Kavala'nın gözaltına alınması gazeteciler ve insan hakları savunucularına dönük operasyonların bir devamı mı yoksa ortada gerçekten bir yanlış anlamamı var tartışılıyor. İlk andan itibaren iç kamuoyu ve uluslararası kamuoyundan konuya ilişkin tepki yağıyor.

İnsan Hakları Derneği de bugün bir açıklama yayınlayarak gözaltını kınadı.

"Osman Kavala Serbest Bırakılsın" şeklinde başlayan açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Osman Kavala gözaltına alındıktan hemen sonra soruşturmanın gizli olmasına rağmen yandaş diye tabir edilen ve kendisini hükümet yanlısı medya olarak sunan çeşitli basın yayın kuruluşlarında servis edilen haberlerin devreye konduğunu görüyoruz. Bu durum Osman Kavala’nın da tıpkı İstanbul Büyükada da gözaltına alınıp tutuklanan insan hakları aktivistleri gibi büyük bir mağduriyetle karşılaştığını göstermektedir. Yapılan haber ve yorumlardan anlaşılmaktadır ki adli süreç kullanılarak siyasi bir operasyon yapılmakta, insan hakları aktivistleri üzerindeki baskı politikası Osman Kavala üzerinden devam ettirilmektedir."

DOSTLARI OSMAN KAVALA'NIN GÖZALTINA ALINMASINA TEPKİLİ

Konuya ilişkin Osman Kavala'nın arkadaşları Tayfun Mater, Milletvekili Garo Paylan ve Hukukçu, Artı Gerçek yazarı ve hak savunucusu Nurcan Kaya, Osman Kavala'yı anlattı.

Garo Paylan: Ben bir insan hakları savunucusu olarak onu genç yaşlarımdan itibaren tanıdım. Hep birlikte eşitçe kardeşçe yaşamak için mücadele edenler arasında önemli bir neferdir. İnsan hakları savunucusudur. Bunun için de bu şekilde yaftalanması, insan hakları savunucusu olarak onun bu şekilde gözaltına alınması ne demek, İktidar operasyonun mahiyetini okuyamıyor.

Eski operasyonlarda gördük yaşadık, yeni plan içinde Osman Kavala’nın bir araç olarak kullanıldığını düşünüyorum. İktidarın bu operasyonların mahiyetini okuyamaması durumunda ülkenin üçüncü dünya ülkesi olması riski var.

'DARBEDEN ÖNCE ONA SALDIRAN CENAH CEMAATTİ, ŞİMDİ SALDIRININ NEREDEN GELDİĞİ BELLİ DEĞİL'

Tayfun Mater: Ben Osman Kavala’yı 30 yıldır tanırım, gayet güvenilir ve entelektüel seviyesi çok yüksek değerli bir insandır. Sivil toplum çalışmaları ve kültür sanat hayatı açısından bu ülkeye katkılarını sayamayız. Bu şekilde gözaltına alınması beniz çok üzdü. Umarım bu hatadan en kısa sürede dönülür.

Kavala’la 2015 yılında ve darbeden önce cemaat tarafından ciddi hedef gösterildi. Darbeden önce ona saldıran cenah belliydi. Çünkü Kavala, demokrasi ve sivil siyaseti her şeyin önüne koyar. Bu saldırının nereden geldiği belli değil.

'KIRMIZI ÇİZGİSİ TABUSU OLMADAN BARIŞ VE DEMOKRASİ DEDİ'

Nurcan Kaya: Çok üzgünüm, hem insan hakları alanında çalışan çok değerli biri hem de yakın bir arkadaşımı aldılar. Bu süreçte en can acıtan karalama kampanyasıdır. Okurken dehşete kapılıyorum.

Bir yandan da şaşırmıyorum onun gibi değerli bir insanı alabilmek için yalanlar üretmek gerekiyor.

Osman Bey herhangi bir filantropist ya da hak savunucusu değildir. Sivil toplum alanında, hak, adalet alanında Kavala, tabu, kırmızı çizgi olarak görülen pek çok konuda elini taşın altına koyan, risk alan biri.

Eğer bu ülkede ondan yüzlerce değil sadece birkaç tane daha olsaydı bile, ülke daha iyi bir halde olurdu.

Osman Kavala, sivil toplum ve hak arayışında birbiriyle bağlantılı ve farklı noktalarda çok kurum ve kişiye destek olmuş bir insan. Bu kadar maddi imkana sahip olup bu kadar kibar ve alçak gönüllü olmak çok az insana nasip olur. Onun zarafeti ve yaptıkları çok farklı kılar onu.

Örneğin hedef gösterilen Cezayir, bu ülkede fikir üretimi, tartışma zemini açısından yıllardır hayat kurtarıyor. Onun gibi pek çok kurumla kültürün ve sanatın, sivil toplumun arkasında durmuştur.