İmamoğlu: Gökkubbenin nasıl çökeceğini seçimde anlayacaksınız
Artı Gerçek - İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, İBB hakkında açılan terör soruşturması sonrasında açıklamalarda bulundu. İBB'ye açılan terör soruşturmasında hakkında 'terörle iltisaklı' olduğu iddia edilen kişilerle ilgili belgeleri paylaşan İmamoğlu, Süleyman Soylu'nun 'görev suçu işlediğini' söyledi. Kendilerine karşı hukuksuz bir sürecin işlediğini vurgulayan İmamoğlu, "Milletimizden aldığımız emaneti tekrar milletimizle birlikte koruyacağız. O yüzden, gökkubbenin başınıza nasıl büyük bir gürültü ile çökeceğini merak ediyorsanız, sabırsızlanmayın az kaldı seçim gecesi anlayacaksınız." dedi.
'TATLISU DEMOKRATI OLMAYACAĞIZ'
Ekrem İmamoğlu konuşmasına "tatlı su demokratı olamayacağız" diyerek başladı, "bize bu makamı layık görenlere "sen her şeyi yaptın" dedirtmezsem, milletimin yüzüme bakamam" dedi ve şöyle konuştu:
'MEPHISTO OLANLARA İNAT FAUST OLACAĞIZ'
"Ben bunun farkındayım ve eğer ben gerekenleri yapmazsam milletim yüzüme zaten bakmam, biz Mephisto olmayı seçenlere inat daha çok Faust olacağız. Menfaat vaadiyle kötülüğün kanatlarına hiçbir zaman sığınmayacağız. İstanbul’un iradesinin aksine gayri meşru, gayri ahlaki, antidemokratik müdahaleler bir takvim içerisinde üzerimize uygulanıyor. Kendileri de hukuksuzluktan mağdur edilmiş olmalarına rağmen hukuku, adaleti, millet iradesini ayaklar altına alan kaba bir zihniyet var karşımızda."
'BUZDAĞININ GÖRÜNEN YÜZÜ'
İmamoğlu, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ve Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'ı sert ifadelerle eleştirdi. Soylu için "Son kullanma tarihini tüketmiştir" diyen İmamoğlu sözlerini şöyle sürdürdü:
"Adalet ve İçişleri Bakanlığı koltuğunda oturanların skandal icraatları... Bunlar alışılacak olaylar değil. Az sonra tanık olacağınız yalan beyanlar, buz dağının görünen yüzü. Ortaya koyacağımız gerçekler, kolay lokma asla olmayacağımızın kanıtıdır. Bu toplantıyı İçişleri Bakanı'nı utandırmak için de düzenlemedim. Bakan Bey'i ciddiye alma zamanı çoktan geçmiştir. Artık Sayın Bakan'ın ne şapkası ne tavşanı vardır. Onlar buzdağının sadece görünen yüzdür, gerçek karanlık bu buzdağın altındadır."
'SOYLU GÖREV SUÇU İŞLEMİŞTİR'
"İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nde teröristler olduğunu iddia ettiği 9 Aralık 2021 gününden 31 Temmuz 2022 tarihine kadar yani tam 8 ay boyunca her nedense kullanmadığı bir yetkisi var demiştim; nedir bu yetki. OHAL kapsamında çıkarılan 667 sayılı kanun hükmünde kararnamede belediyelerde sakıncalı personelin işten çıkarılma yetkisini 31 Temmuz 2020'ye kadar İçişleri Bakanı'na verdiği nettir, yani sayın bakan sayı ve örgüt ismi vererek terörist tespiti yapmış ama tam 8 ay boyunca terörist diye iddia ettiği kişileri yetkisi olmasına rağmen işten çıkarmamıştır. Burada Bakan Soylu terörist diye iddia ettiği kişileri işten çıkarmayarak net olarak görev suçu işlemiştir."
'ADI GEÇEN PERSONELİN SİCİLİ TEMİZ'
İmamoğlu daha sonra terörle iltisaklı olduğu iddia edilen personelle ilgili belgeleri paylaştı ve adı geçen kişilerin sicillerinin temi olduğunu belirtti:
"28 Kasım 2019 - 18 Nisan 2021 arasında Bakan'ın yapmamışlar dediği arşiv ve güvenlik soruşturması yapılması yasaktı. Veysi Altıntaş, adli sicil 'kamu' seçeneği olarak alınmış. Kayıtları temiz. Nuri Çiçek, adli sicil 'kamu' seçeneği olarak alınmış ve yine temiz. Mazlum Şimşek adli sicil 'kamu' seçeneği olarak alınmış ve yine temiz. İbrahim Doğan, ot biçiyor görevi... adli sicil 'kamu' seçeneği olarak alınmış, yine temiz. Bu arada babası da büyükşehir belediyesinde çalışıyor bu arkadaşımız. O da 2012'de işe girmiş. Ömer Keleş, geçici mevsimlik işçi. Bu arkadaşımız da ot biçiyor. Adli sicili temiz, kaydı yok. Bakan Abdulmeram Sevgi diye bir isimden bahsetti. Aradık, taradık. Böyle bir isim yok. Özer Doğaner diye bir isim verdi, bunun da adli sicili temiz. Arşiv araştırması da temiz çıktı. Terör iltisaklısı dediği kişinin arşiv araştırması da temiz. Bir sorun varsa bu ben miyim, yoksa gereğini yapmayan Sayın Bakan mı? Mesela Özer Doğaner... Arşiv araştırması temizse ben nasıl anlayacağım? Zihin mi okuyacağım? Belediye başkanlarının zihin okuma yetkisi yok."
'SEKİZ AY SONRA YANIT GELDİ: PARDON TERÖRİST DEĞİL'
İmamoğlu, hakkındaki iltisaklı iddiası nedeni ile işten çıkarmak zorunda oldukları bir kişinin sekiz ay sonra valilikten "suç örgütüyle ilişiği bulunmamıştır" yanıtının geldiğini de söyledi:
"T.A. isimli iştirak şirketi çalışanımızın Mart 2022'de arşiv araştırması geldi ve terör iltisaklısı olduğu belirtiliyordu. Bu kişiyi işten çıkardık mecburen. Yargılaması bitmeyen birine suçlu denilmesi mümkün değil, ama bu iktidara göre yargılaması bitmese de suçlu. Terörist ilan ettikten sonra kamu görevlilerine karşı acımasız davranışlar var. Bu arkadaşımız ısrarla geldi, yalvararak 'benim böyle bir şeyle ilgim yok' dedi. Valiliğe tekrar arşiv araştırması soruldu. Tam 8 ay sonra ikinci yanıt geldi. 'Herhangi bir suç örgütüyle ilişiği bulunmamaktadır' yazıyor. Biz adamı işten attık, sekiz ay sonra 'pardon terörist değil' diyorsunuz. Peki işe geri aldık mı? Almadık. Kalkar, bu bakan azılı terörist ilan eder."
'UYSAL DÖNEMİNDE KAYITLARDA 'TERÖR ÖRGÜTÜ ÜYELİĞİ" YAZAN İKİ KİŞİ İŞE GİRMİŞ'
Ekrem İmamoğlu, kendinden önceki dönemde işe alınan kişilerle ilgili de konuştu:
"Sürekli 505 personelin işe girişinde sorun olduğunu vurguladı. Biz Mevlüt Uysal ve Ali Yerlikaya döneminde işe alınan terör iltisaklılarını deşifre edince aniden sayı 484'e geriledi. Bu 21 kişiyi bize anlatacaksın, izah edeceksin. Bakan diyor ki 'Mevlüt Uysal'ın işe aldığı 191, Yerlikaya'nın işe aldığı 51 kişiyi inceledik. Ancak İmamoğlu'nun işe aldığı kişiler kamuda görev almamalıydı' diyor. Arşiv araştırmasının serbest olduğu dönemde işe alanın 4 bin 116 kişiden 1.800'ü için güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması istenmemesini nereye koyacaksınız?"
"Uysal döneminde işe alınan ve sabıka kayıtlarında 'silahlı terör örgütü üyeliği' ve 'yöneticiliği' yazan iki kişi de işe girmiş. Ama bakarsanız ben suçluyum, Sayın Uysal temiz..."
'İŞE ALINANLAR ARASINDA BEŞ TERÖRİST KAYDI VAR'
"28 Eylül 2017 - 31 Aralık 2018 döneminde 30 bin 798 kişiyi işe almış. 5 bin 608 kişiden sabıka kaydı dahi alınmamış. 5 bin 870 kişinin adli sicili kamu seçeneğinden değil ‘özel' olarak alınmış. Bakan bey, hülle mi demiştin? İşe alınanlar arasında, bombalı saldırı dahil beş terörist kaydı var. 10 bin 858 kişi için arşiv araştırması istenmemiş, yasak olmadığı halde. Bunu ben yapsam neler olurdu varın siz düşünün."
'PANDORA'NIN KUTUSUNU AÇTIM'
İmamoğlu, Süleyman Soyu'yu, kendisinden önceki dönemdeki benzer iddiaları araştırmamakla ve görev suçu işlemekle suçladı:
"Sayın Bakan, soruma net olarak yanıt ver. Bu ülkede terör ben İBB Başkanı olduğum dönemde başlamadığını göre bu dönemlerde terör iltisaklı insanların sızmasına neden izin verdiniz? O dönemde İçişleri Bakanı olarak İBB’yi neden mercek altına almadınız? Arşiv araştırmaları gelmesine rağmen kılınıza neden kıpırdatmadınız? Alenen görevi ihmal suçunu nasıl işlersiniz?'"
"Bir yıllık dönemi sadece inceledik, ortaya çıkan gerçekleri sizinle paylaştık. Buradan tekrar sesleneyim. Pandora’nın kutusunu açtım. Mevlüt Bey ve sayın Yerlikaya benim kusuruma bakmasın. Soruşturma tarihlerine sizi kattıkları için bu açıklamaları yapmak zorundayım."
'İBB'YE KARŞI KUMPAS KURULMUŞTUR'
İşe alımlarla ilgili 43 kişilik profesyonel bir ekip kurduklarını söyleyen İmamoğlu, İçişleri Bakanlığı eliyle İBB'ye kumpas kurulduğunu söyledi:
"Ben de diğer arkadaşlar gibi anamdan İBB Başkanı olarak doğmadım. Kamu kurumların bir işleyiş disiplini var, yazılı kuralları var. İBB’nin başına geçince işe alım süreçleri daha önceki dönemler nasıl işlemişse biz de öyle yürütmüşüz. Farklı bir uygulama ya da kişiye özel bir tavır geliştirmedik. Ama onlardan bir farkımız oldu; onlar insan kaynaklarında üç kişi ile çalışıyorlardı biz 43 kişilik profesyonel bir ekip kurduk. Büyük bir titizlikle iş ve işlemleri yürüttük. meydana gelen bir eksiklik varsa o da belediye idaresinden kaynaklı bir durum değildir. Çok açık meydana çıkmıştır ki; İçişleri Bakanlığı maharatiyle İBB’ye tuzak kurulmak üzere bir kumpas planı yapılmıştır. Bu karanlık plan bugün itibariyle tartışamaya yer olmayacak şekilde, uyguluyacılarına iade edilmiş ve tarafımızca paramparça edilmiştir, nokta."
BOZDAĞ'A: NE AZ VİCDAN BİRİKTİRMİŞSİN
Ekrem İmamoğlu, Süleyman Soylu'nun ardından, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ'a da sert eleştiriler getirdi. Hakkındaki davanın önceki hakiminin görevden el çektirildiğini hatırlattı ve şöyle dedi:
"Yok öyle toz bulutunda saklanmak Nekir Bey. bu ağır yükü, bu büyük günahları nasıl taşıyorsun anlayamıyorum. meğer içinde ne az vicdan biriktirmişsin. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı’nın siyasi yasak istenen davasına bakan hakim, sıradışı şekilde görevden alınıyor, adalet bakanından çıt yok. Hakim, İstanbul’da henüz bir sene bile görev tamamlamadan, üstelik eşi hamile iken Samsun’a sürülüyor. üstelik hakim bey, dilekçeler vererek buna karşı koymaya çalışıyor ama yine de sürgün ediliyor, sizden yine çıt yok…"
"Davama bakan ilk hakim, bana ceza vermesi için tehdit edildiğini söylüyor, isim veriyor, talimatın merkezini işaret ediyor, ruhsatsız binayı yani ve HSK benim ifademi alsın diyor. Ama Bekir Bozdağ ölü taklidi yapıyor, yine çıt yok."
"Devam edelim. Sürgün edilen hakim yerine, HSK’da 2 sıkıntılı dosyası, Demokles’in kılıcı gibi başının üzerinde olan bir hakim davama atanıyor, herkes şaşkın ama siz yine sessizsiniz."
"Ekrem İmamoğlu’na alel acele ceza vermek için yarışan savcı ve hakim, bana yasada olmayan bir maddeden ceza veriyor, bunu karara yazıyor, hapis cezasını bile doğru hesaplayamıyor, şu basiretsizliğe dahi diyecek tek kelimeniz yok. davamın savcısı olan zat, yasada yeri olmadığı halde, verdiği dilekçe ile istinaf mahkemesinden kararlarına onama talep ediyor. altını çiziyorum savcı yasada olmayan bir şey talep ediyor, sen bu hukuksuzluğa da sessiz kalıyorsun."
"Hiç sordun mu bir hukukçu olarak kendine; Yargıtay da bile ahmak ifadesi ile ilgili bir içtihat kararı yokken, nasıl oluyor da bir kamu görevlisine 2 yıl 7 ay 15 gün hapis kararı çıkıyor. ya da şunu sor: Türkiye hukuk tarihinde hakaret nedeniyle 2 yıl 7,5 ay hapis cezası alan bir kamu görevlisi var mı?"
"Bana siyasi yasak verileceğini önceden bilip, adalet bakanı olarak ak parti genel başkanı ve yöneticileriyle toplantıya katıldığın iddiasını yalanlayamıyorsun bile. yine sessiz yine suskunsun. bir adalet bakanında adaletin kırıntısı dahi olmaz mı? Gece yastığa başını koyduğunda tüm bu hukuksuz girişimler vicdanını hiç mi rahatsız etmiyor?"
Ekrem İmamoğlu, konuşmasının sonunda, İBB'ye yönelik kumpas kurulduğunu belirtti ve 'Gökkubbeyi başınıza yıkarız" söylemini yineledi:
"Eğer tarihi bir hata yaparak beni ve yöneticilerimi suçlamaya çalışıp, İstanbulluların kul hakkına çökmeye kalkarsanız, karşınızda bir kavga-çatışma değil milyonlarca insanın vicdanının gücünü göreceksiniz. Biz sizin gibi kavgaya dövüşe, kutuplaşmaya ve ayrımcılığa destek vermeyiz.
Biz vicdan sahibi milyonlarca temiz yüreğin inancı ve onların samimi duaları ile yol yürürüz ve kuşkusuz Allah katında da millet iradesinde de kazanan bizler oluruz"
"Gökkubbeyi başa yıkmak adalet arayışına çıkmış milyonlarca insanla meydanlarda buluşunca oluyor. gökkubbe nasıl yıkılıyor biliyor musunuz? Bu millet, 6 Mayıs’ta iptal ettiğiniz seçimi 23 Haziran’da 806 bin oyla bize geri verince yıkılıyor. Bu hukuksuz kararla bizi milletimizden emanet aldığımız makamı milletten zorla alabileceğini zannedenler her zaman yanıldılar, her zaman kaybettiler. Türkiye geçen yüzyıldan beri çok vesayet girişimi, darbe girişimi, millet iradesini yok sayma girişimi gördü. Milletimiz bunların tamamını tarihinin çöplüğüne attı, bugün de aynısı olacak.
'GÖKKUBBENİN BAŞINIZA NASIL ÇÖKECEĞİNİ SEÇİM GECESİ ANLAYACAKSINIZ'
"Bugün bize bu hukuksuzluğu yapanlar milletimizin iradesini yok sayacağını zannedenlerdir. Oysa milletimiz Saraçhane’den yükselen adalet, hukuk ve demokrasi sesini Anadolu’nun her yerinde duymuş durumdadır. Bize düşen bütün Türkiye’de milletimizle beraber adalet ve demokrasi bayrağını dalgalandırmaktır. İnşallah, milletimizden aldığımız güçle, rabbimize güvenerek bütün Türkiye’yle demokrasi ve adalet buluşmasını gerçekleştireceğiz. Milletimizden aldığımız emaneti tekrar milletimizle birlikte koruyacağız. O yüzden, gökkubbenin başınıza nasıl büyük bir gürültü ile çökeceğini merak ediyorsanız, sabırsızlanmayın az kaldı seçim gecesi anlayacaksınız. Milyonlarca oy fark yediğinizde anlayacaksınız. Ve fakat, artık çok geç olacak. Sizi o saatten sonra Allah affetsin."