'İnsanlar boşuna 'kurtuluş yok tek başına' diye bağırmıyor'

Doğan Medya'dan atılan İrfan Değirmenci satış sürecini değerlendirdi: Sosyal medyada benden bir mesajlık desteğini bile esirgeyen meslektaşlarımız, bugün tazminatlarını hesaplama derdinde.

'İnsanlar boşuna 'kurtuluş yok tek başına' diye bağırmıyor'

HABER MERKEZİ- 16 Nisan referandumunda 'Hayır' oyu kullanacağını açıklayınca Doğan Medya'daki işine son verilen İrfan Değirmenci, grubun Demirören'e satış sürecini değerlendirdi. Değirmenci o dönem kendisine destek mesajı atmaktan kaçınan meslektaşlarının bugün tazminatlarını hesaplama derdine düştüklerini söyledi. 'İnsanlar boşuna yıllardır 'kurtuluş yok tek başına' diye bağırmıyor' diyen Değirmenci, meslektaşlarını 'O güzel maaşlarını ilelebet alabileceklerini düşündüler' diye eleştirdi.

Gazete Duvar'dan İrfan Aktan'a konuşan Değirmenci "Doğan Medya’dan atılmamış olsaydınız, atıldığınızdan bu yana gerçekleşen onca şey karşısında "her şeye rağmen burada bir şeyler yapıyorum" diyerek kalmayı sürdürmeyecek miydiniz? sorusuna şu yanıtı verdi:

'MOBBİNGE UĞRADIM, HABER BÜLTENİMİN SAATİ KUŞA ÇEVRİLDİ"

"Orada çalışırken iyiydi, şimdi mi konuşmaya başladın" diyorlar. Ben dönüp dönüp atıldığım o günü anlatmak istemiyorum. Ankara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nde okurken, önce yerel kanal olan Ostim TV’de çalıştım. Ahmet Taner Kışlalı hocamızın öldürülmesi üzerine fakültede yapılan Siyaset Meydanı programındaki konuşmamdan sonra ATV’de staja başladım. Ayşenur Aslan’ın haberlerimi beğenmesi üzerine orada kadroya alındım. Sonra Cem Uzan’ın Star’ında, ardından CNN Türk’ün, akabinde Kanal D’nin Ankara bürosunda muhabirlik yaptım.

Fox TV’de çalışmak üzere İstanbul’a gelip altı ay muhabirlikten sonraki dört yılı sabah haberlerini sunarak geçirdim. Mehmet Ali Birand’ın daveti üzerine de 2010’da Doğan Medya’ya geri döndüm. Kovulduğum 2017 yılına kadar o anaakım medyada ayrık otu gibi bir kenarda tutulduk. Yaptığımız yayınlar patron katında rahatsızlık yarattığı için mobbinge uğradım, haber bültenimin saati kısaltıldı, kuşa çevrildi. Oradaki her türlü baskıya direndik. Çünkü oradan ulaşabildiğimiz kitlenin önemli olduğunu düşündük. 2013 Haziran’ında aynı kurumda penguen belgeselleri yayınlanırken biz sokakta olup bitenleri, polis şiddetine uğrayanları, hayatını kaybeden çocukların haberlerini seyirciye aktardık. Patronun veya medya grubunun tutumu ne olursa olsun, eziyet görenlerin, ezilenlerin yanında olduk. Gezi’de, Soma’da, Ermenek’te… Cumartesi Anneleri’nin, tutuklu gazetecilerin haberlerini uzun uzadıya haber verdik. O yüzden içim çok rahat.

Değirmenci, bu koşullarda Doğan Medya'daki işlerine devam eden meslektaşlarını da sert sözlerle eleştirdi. Kendisini kovan müdürün de bir yılda ayrılmak zorunda kaldığını hatırlatan Değirmenci, "İnsanlar yıllardır boşuna "kurtuluş yok tek başına" diye bağırmıyor. Ben kovulalı bir yıl oldu ve bizi kovan kurumun genel müdürü ayrılmak zorunda kaldı. Sosyal medyada benden bir mesajlık desteğini bile esirgeyen meslektaşlarımız, bugün kendi tazminatlarını hesaplama derdine düşmüş durumdalar. Oysa o güzel maaşlarını ilelebet alabileceklerini düşündüler. Aklının köşesinde "yeni patron beni severse çalıştırmaya devam eder" düşüncesi olanların yaptıkları da çok utanç verici. Yeni patrona yaranmak için yazı yazanlar, ona haber salanlar utanmıyorlar. Çünkü bu yaptıklarının unutulacağını sanıyorlar. Halbuki sayısı az da olsa dikkatli okur neyin niçin yapıldığını, yazıldığını biliyor. Unutmayan unutmuyor" diye konuştu.

RÖPORTAJIN TAMAMINI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

gazeteci İrfan Değirmenci doğan grubu irfan aktan