IŞİD'lileri taşıyan taksici: Yol boyunca polis yoktu

10 Ekim Katliamı duruşmasında IŞİD militanlarını taşıyan taksi sürücüsü tanık olarak dinlendi.

IŞİD'lileri taşıyan taksici: Yol boyunca polis yoktu

HABER MERKEZİ - 10 Ekim 2015'de Ankara’da gerçekleşen Gar Katliamı’nın 4. grup duruşması bugün başladı. Duruşma öncesi katliamın gerçekleştiği Ankara Tren Garı önünde anma yapıldı. Anmada hayatını kaybedenlerin yakınları, katliamın görmezden gelinerek unutturulmak istendiğini, buna izin vermeyeceklerini belirttiler.

Alınteri'nde yeralan habere göre, anmada konuşan 10 Ekim Barış ve Dayanışma Derneği Başkanı Mehtap Sakinci Coşgun, katliamın üzerinden 21 ay geçtiğini hatırlatarak, "Adalet ve hak mücadelemiz anlaşılmıyor. Halen bir anıt yapılmadı. Katliamı görmezden geliyorlar ve ayrıştırıyorlar. Artık dernek olarak insiyatifi ele alıyoruz. Elimizden gelenin fazlasını yapıp, anıt yaptırıcağız" dedi.

Katliamda ölen Mesut Mak'ın kardeşi Deniz Mak, Adalet Yürüyüşü’ne gidenlerin 10 Ekim anmalarına da katılması gerektiğini belirtirken, Suruç Katliamı’nda hayatını kaybedenlerin aileleri adına konuşan Sultan Yıldız da, "Bu mücadeleyi sürdürdükçe adalet yerini bulacak. Bu düzen şunu unutmasın, davamızın peşini bırakmayacağız" dedi.

'HER MÜCADELE TAŞ TAŞ ÜSTÜNE KOYUYOR'

HDP Milletvekili Filiz Kerestecioğlu da "Her mücadele taş taş üstüne koyuyor, birikiyor. Buraya anıt yapılsın istiyoruz, onlar anıtları yıkıyorlar. İnsan Hakları Anıtının etrafını çeviriyorlar. Bizim hafızımızı silmeye çalışıyorlar. Ancak biz unutmamaya devam edeceğiz" diye konuştu.

Katliamda hayatını kaybedenler için şiir okunmasının ardından kitle davayı takip etmek için Ankara Adliyesine yürüyüş yaparak geçti. Yürüyüşte katliamda yaşamını yitirenlerin fotoğrafları taşındı.

Polisin aileler ve yaralıların adliye önünde açıklama yapmasına izin vermemesi üzerine kısa süreli bir tartışma yaşandı. Polis ayrıca, duruşmayı takip etmek isteyenlere kimlik kontrolü dayatmasında bulundu.

Duruşma saat 10:30’da başladı.

'IŞİD SANIKLARI AYAĞA KALMADI, AİLELER TEPKİ GÖSTERDİ'

IŞİD'lileri taşıyan taksici: Yol boyunca polis yoktu - Resim : 1

Beyanı alınmayan müştekilerin beyanları ile başlayan duruşma tanık beyanlarının SEGBİS ile bağlanmasıyla devam etti. Müştekiler Vekili Av. Ahmet Özdel SEGBİS'le tanık ifadesi alınmasına karşı itirazları sundu. Tanığın 10 Ekim Katliamı ile bağlantılı olması dolayısıyla hakkında suç duyurusunda bulunulmasını isteyen avukatlara duruşma savcısı, tanık Cuma Dabanıyassı için suç duyurusunda bulunulmasını mütalaa etti. Mahkeme tanığın mevcut dosyaları incelendikten sonra değerlendirilmesine karar verdi.

SEGBİS ile ifadelerin alınmasının ardından duruşmaya 10 Ekim günü canlı bombaları taşıyan taksicilerin tanıklıkları ile devam edildi. Sanıklardan Resul Demir, müşteki avukatlarına sözlü saldırıda bulunarak su şişesi fırlattı. Sanığın duruşmayı provoke etmesin ardından ailelerde tepki gösterdi. Salonda yaşanan kısa süreli gerilimden sonra mahkeme heyeti duruşmaya saat 14:00’a kadar ara verdi.

Aradan sonra canlı bombaları taşıyan taksi şoförlerinin dinlenmesiyle başlayan duruşmada ilk ifadeyi şoförlerden Nihat Özdemir verdi.

Özdemir, "Sanık, aracıma müşteri olarak bindi.Hacettepe'ye hasta olarak geldiğini, Gölbaşı'nda bir arkadaşına gideceğini söyleyerek arkadaşımla buluşacağım dedi. Öğrenci olduğunu da söyledi ve sohbet ettik. Otelde kaldığını konuşmadık, arkadaşında kaldığını söyledi. Gölbaşı'nda üst geçidin altında indi. Ben bıraktıktan sonra devam ettim. Yol yaklaşık 20 dk sürdü. 06.20’de bıraktım. Köprünün altında bekleyen başka kimseyi görmedim" dedi.

Taksici Tanık Nihat Azer, ifadesinde canlı bombaları "Polis noktasına gelmeden, tren garına sağa dönüşte indirdim. Polis noktası 30 metre ilerideydi" dedi.

Taksici Mert Taşkın ifadesinde, "Meclis kavşağını geçtikten sonra indiler. Uzun ve zayıf olan konuştu. Yol boyunca kendi aralarında konuşmadılar. Birinin yanında sırt çantası vardı. Birinin üzerinde eşofman vardı. Birinde kapüşonlu bir şey vardı. Kızılay'a varınca indiler" dedi.

'YOL BOYUNCA POLİS YOKTU'

Avukatın güzergâhla ilgili sorularına "arkadaşımızı alacağız dedikleri için yolun sağından devam ettim. Çankaya tarafına doğru dönünce bir paniklediler. Biz burada inelim dediler." Avukatın ‘Herhangi bir çevirme, durdurma, polis noktasına rastladınız mı?’ sorusuna ise ‘Herhangi bir polis noktasına rastlamadım’ dedi.

Tanık ifadelerinden sonra Avukat Sevinç Hocaoğulları şunları söylesi; "Önce, kayıtlara girmesi açısından 2 şeyi söylemek istiyoruz.

ALMAN AVUKAT DURUŞMAYA ALINMADI

Yargılama başladığından beri, Alman bir meslektaşımızın adliye binasına girip girmemesi tartışa konusu oldu. 3 celse duruşmayı izleyen meslektaşımız adliye binasına dahi sokulmadı. Bunun duruşmanın aleniyetine gölge düşürdüğünü düşünüyoruz.

Bu katliam göz göre göre gerçekleşti. Kurumların örgütlenmelerine izin verdiği ölçüde teşkilatlandılar. Dosyaya gelen iddianamelerden biri Talha Güneş ve Abdülmuttaip Demir'in yargılanmasına yönelik açılan davaya yönelik iddianame.

PASAPORTLARI OLMAMASINA RAĞMEN SURİYE'YE GEÇİP GELİYORLAR

Sanık Talha Güneş ve Abdülmuttalip Demir, pasaportları olmasa da Suriye'ye geçtiklerini ifade etmişlerdi. İddianame geldikten sonra ekleriyle birlikte, gelen dosyalarda beyanda bulunan Murat Dayan, Suriye'ye birçok kez illegal yollarla giriş çıkış yaptığını ifade ediyor. Bu ifadede, "DEAŞ savaşçıları, Antep, Kilis ve Urfa'dan geçmek suretiyle bölgelere ulaşırlar" diye bir ibare var. Bu bağlantılı dosyalarda sürekli karşımıza çıkan, El Nusra, Ahrarul Şam, ÖSO, İHH gibi örgütlerin isimleri geçiliyor. Her ne kadar siz bunların dosyamızla ilgili olmadığını düşünseniz de sürekli bu isimler geçiyor. Bu sanıklar neden bu isimleri sayıyor? İktidarın onay ve destek verdiği örgütlerle ilişkili olduklarını ifade ederlerse, kendilerine bir muafiyet tanınacağını düşünüyorlar. Bu örgütler sınır ve Antep örgütlenmesine ilişkin veri veriyor. Ben IŞİD'ciyim diyen Hacı Ali Durmaz dışında, bu örgütlere tutunarak bir şey yapmaya çalışıyorlar."

İki gün sürecek duruşmada IŞİD’in 10 Ekim 2015’te gerçekleştirdiği ve 102 yurttaşın yaşamını yitirdiği katliamı hakkında 18’i tutuklu, 17’si firari toplam 35 sanık yargılanıyor. Kamu görevlilerinin ihmallerine ilişkin kısımların aydınlatılmadığı davada aileler ve avukatlar asıl sorumluların yargılanmadığını düşünüyor. İlk üç duruşmada olayın aydınlatılması konusunda mahkemenin yeterince karar almadığını ifade eden avukatlar, soruşturmanın genişletilmesi talebini bu duruşmada da yineleyecek.

Ankara katliamı 10 ekim