'İyi ki beni Hürriyet'ten atmışlar'
Hürriyet Okur Temsilciliği görevine son verilen Bildirici: Gerçeği deforme eden, risksiz haberler yapılıyor. Düzenli fırça seansları var.
1992’den bu yana farklı görevler üstlendiği ve son olarak "okur temsilciliği" yaptığı Hürriyet gazetesindeki işine 3 Mart’ta son verilen Faruk Bildirici, bugünkü medya yapılanmasını ilişkin konuştu.
Birgün gazetesinden Sebahat Karakoyun’a konuşan Bildirici, AKP iktidarının yargı dahil her türlü baskı aracını kullanarak medyanın büyük bir bölümünü kontrol altına aldığını belirterek, "Gazetelerin çoğu maalesef iktidarın propaganda bültenine benziyor. Bununla da kalmıyor, ortak dezenformasyonla çıkıyorlar" dedi. Seçim sürecinde baskının arttığını, "gerçeğin ırzına geçerek deforme eden haberler yapıldığını" anlatan Bildirici, haberlerin "tek merkezden yönlendirildiğini" ifade etti.
YÖNETİMDEN TALİMAT: ELEŞTİREL YAZI YAZMA
Demirören grubunu aldığı Hürriyet gazetesi yönetiminin, kendisinden gazeteyi eleştiren yazılar yazmamasını bildirdiğini aktaran Bildirici, "top çevirmesini istediklerini" ama bunu kabul etmediğini dile getirdi.
‘RİSKSİZ HABERCİLİK YAPILIYOR’
Ankara’da gözaltına alınırken polisin cinsel istismarına maruz kalan üniversitesi genç kadına dair yazısına ilişkin de konuşan Bildirici, daha sonra yaşananları şöyle anlattı: "Gazete haberi yayınlamamıştı ancak İçişleri Bakanı’nın cevabını haber yaptılar. Sadece Hürriyet değil diğer gazetelerde de son dönemde bu yöntem alışkanlık haline geldi, olayı vermeden iktidardan gelen yanıtlar veriliyor. Böylelikle ‘risksiz habercilik’ yapmış oluyorlar. İlgililerine tepkileri ilettim ancak cevap gelmedi. Bu yazı galiba tetikledi. Vahap Munyar aradı, ‘patronaj okur temsilcisi köşesini kaldırmaya karar verdi, seninle de çalışılmayacak’ dedi, ‘tamam’ dedim. Veda yazısı yazma isteğimi ilettim kabul ettiler."
39 YILLIK GAZETECİ: TEPEMİZDE BİR KILIÇ SALLANIYOR
Bildirici, medyadaki duruma ilişkin ise şu eleştirileri yaptı:
"Şimdi tepemizde bir kılıç sallanıyor. 2002’den itibaren gazeteciler, yazarlar önce tek tek hedef alındı. Medyanın yüzde 94-95’i tamamen iktidarın kontrolüne girdi. Rockefeller’in ‘pembe gazetesi’ gibi pembe gazeteler çıkarıyorlar şu anda. Bu pembe gazeteler sadece Saray’daki Erdoğan ve çevresindekileri mutlu etmek için değil aynı zamanda onların dilek ve temennilerini, görüşlerini aktarmak için kullanılıyor."
‘HABERLER TEK MERKEZDEN’
"Gazetelerin çoğu maalesef iktidarın propaganda bültenine benziyor. Propaganda bülteni olmakla kalmıyorlar, dezenformasyonla çıkıyorlar. Seçim sürecinde gizlemeyi bırakın gerçeğin ırzına geçerek deforme eden haberler yapılmaya başlandı. Daha da vahimi bir gazetecinin kişisel kini, yanlışı olmanın ötesinde, bir merkezden aynı başlık ve cümlelerle yönlendirilen haberler çıkıyor."
‘HÜRRİYET DE HAVUZ MEDYASINDA’
"Hürriyet 70 yılı geçen bir gazete, hızla yok ediliyor. Bir gazetenin okurla güven ilişkisini kurması için uzun yılar gerekiyor ama yıkmak o kadar kolay ki. Bir hareketle yazıyla güveni yerle bir ediyorsunuz. Bugün Hürriyet için olan bu."
SEZAİ TEMELLİ HABERİ: RESMEN ÇARPITMA
Bildirici, Hürriyet’te yer alan Sezai Temelli haberiyle ilgili ise şunları söyledi:
"Erdoğan seçim stratejisini CHP ve İyi Parti’nin onun deyimiyle ‘terörü destekleyen HDP ile işbirliği’ iddiası üzerine oturttu. Bu propagandanın etkili olmasına yönelik haberler üretiliyor. Hürriyet’teki haberde de yapılan resmen dezenformasyon, çarpıtma. Haberin içinde başlıktaki cümle yok. Ayrıca o haber sadece Hürriyet’te çıkmıyor diğerlerinde de çıkıyor. Bu yapılan haberler şunu gösteriyor, tepeden bir yerden, birileri hazır paket veriyorlar. Hürriyet yakın zamana kadar havuz medyasının tam olarak içinde değildi ancak şimdi oraya eklemliyorlar."
‘İYİ Kİ BENİ HÜRRİYET’TEN ATMIŞLAR’
Hürriyet’in Sezai Temelli haberiyle ilgili de konuşan Bildirici, "Yapılan açıklama da açıklama değil. ‘Temelli itiraf ve tehdit etti’ lafıyla devam ediyor. Burada bir tehdit yok, Ve ben de diyorum ki ‘İyi ki beni atmışlar, iyi ki hala orada değilim…"
Demiören grubunun Hürriyet ve Milliyet gazetesini aldıktan sonra söz konusu gazetelerin küçüldüğünü, grubun başka sektörlerini büyüttüğünü belirten Bildirici, "Erdoğan Demirören, satın aldıktan sonra ‘Milliyet’le büyümeye değil Milliyet’i büyütmeye geldik, burada da aynısını yapacağız’ demişti. Ne oldu? Kendisi büyüdü. İstanbul Havaalanı yakıt işleri, villa yapım işleri var. Hürriyet küçüldü, onlar büyüdü" ifadelerini kullandı.
‘DÜZENLİ FIRÇA SEANSLARI’
Bildirici, haberlere müdahale etmeye ilişkin de ise şunları dile getirdi:
"Gazetecilikte temel değer kamu yararıdır. Ancak şu anda temel kaygı Saray’ın memnuniyeti ya da memnuniyetsizliği. Saray da o kadar küçük şeylerden alınganlık gösteriyor ki. DHA Ekrem İmamoğlu’nun Erdoğan’la yaptığı görüşmeyi habere yapmış ve en alta "İmamoğlu THY’nin tarifeli uçağıyla istanbul’a döndü’ cümlesi yazılmıştı. 40 yıldır kullanılan bir haber şekli bu. Ama ‘tarifeli uçakla ne demek istiyorsunuz, cumhurbaşkanının özel uçakla gittiğini mi vurgulamak istiyorsunuz’ diye telefon geliyor. Buluttan nem kapmak gibi… Sonuçta temel ölçü gazetecilik değil orayı memnun etmek ya da memnuniyetsizliğinden kaçınmak oluyor. Telefonda fırça yememek üzerine kurulu, özeti bu. Ve her gün o gazetelerde bunların örnekleri yaşanıyor.
-Düzenli fırça seansları oluyor yani?
"Fırça ve işbirliği seansları. Sadece Saray meselesi değil şu anda gazeteciler dışında herkes kral. Yani bakanlıkların basın müşavirleri de gazetecilerin tepesine binebilecek krallar. Bakanların kendileri de öyle zaten. Soru sormaya kalkan ender gazetecileri bakanların azarladığını görüyoruz . Bakanlıkların whatsapp gruplarından gelen bilgi kırıntılarından haber yapılıyor."
‘ONAYLANAN SORULAR SORULABİLİYOR’
AKP sözcülerinin basın toplantılarından önce sorular gönderiliyor. Onaylanırsa sorulabiliyor. Cumhurbaşkanı’nın televizyon söyleşilerinin çoğunda sorular önceden gidip geliyor. Aslında bir tiyatro oynanıyor."