İzmir’de Tahtacı Alevi köyüne kaçak Kuran kursu: Yıkıma sopalarla, kesici ve delici aletlerle direndiler
İZMİR - Jeotermal enerji santralleri, ruhsatsız işletmelere karşı verdikleri mücadelelerle adını duyuran İzmir’in Karabağlar ilçesindeki Uzundere Köyü bu sefer tarikatçıların hedefinde. 300 yıllık Tahtacı Alevi Türkmen köyü olan Uzundere’ye kaçak Kuran kursu ve öğrenci yurdu inşa edildi. 1/1000 ölçekli uygulama imar planında çocuk oyun alanı, park, yol, dere ve ağaçlandırılacak alanda kalan parsele inşa edilen yapı için Karabağlar Belediyesi birden fazla ceza kesti ve yıkım kararı aldı. Mülk sahiplerinin yapı ile ilgili Karabağlar Belediyesi’ne ruhsat başvurusunun olmadığı öğrenildi. Binanın imar mevzuatına aykırı olarak zemin artı iki kat olarak yapıldığını tespit edildi.
EMNİYET EKİP GÖNDERMEDİ
Alınan ilk yıkım kararına karşı yürütmeyi durdurma kararı alınsa da dava sonucunda mahkeme binanın kaçak olduğuna hükmetti ve yıkım kararını hukuka uygun buldu. Dün sabah (28 Haziran) İzmir Emniyet Müdürlüğü’nün güvenlik için ekip göndermemesi nedeniyle Karabağlar Belediyesi'nin ekipleri yıkımı gerçekleştiremedi. Belediyenin önümüzdeki günlerde yeniden yıkım için harekete geçmesi bekleniyor.
AKP’LİLER ÖNCÜLÜK EDİYOR
Kaçak Kuran kursu ve öğrenci yurdunu inşa edenler ise yapının etrafına palet ve araçlarla barikat oluşturdu. Eski AKP'li Karabağlar Belediye Meclis üyesi ve eski AKP Karabağlar İlçe Başkan Yardımcısı Adem Kemerkaya ise yıkıma karşı nöbet tutma çağrısında bulundu. Belediye ekipleri gittiğinde yaklaşık 50 kişilik bir grup yıkıma engel olmak için nöbet tutuyordu. Toplanan kalabalık Uzundere Köyü'nden olmamasına rağmen Anadolu Ajansı ve İhlas Haber Ajansı tarafından 'mahalleli' olarak basına servis edildi.
'SOPALAR, KESİCİ VE DELİCİ ALETLERLE YIKIMA KARŞI NÖBET TUTTULAR'
Karabağlar Belediyesi’nin kamuoyuna yaptığı açıklamasında bu kişilerin ellerinde sopa ve delici-kesici aletlerinin olduğu, emniyetin yıkım esnasında güvenliği sağlamak için kolluk kuvvetini göndermediği belirtildi. Açıklamada, "bugün gerçekleştirilmeye çalışılan yıkım işlemi sırasında bir çok defa talep edilmesine rağmen olay mahalline intikal eden hiçbir emniyet gücünün bulunmadığı, buna karşın taşınmaz etrafında yıkım işlemini engellemek amacıyla gerek araç-gereç, gerekse fiziki insan gücüyle barikatlar oluşturulduğu; bu barikat içerisinde yer alan kim olduğu tespit edilemeyen sivil inisiyatif arasında sopa, kesici ve delici alet taşıyan bir takım kişilerin yer aldığı gözlemlendiğinden bu şekliyle yıkım işleminin gerçekleştirilmesinin infial yaratarak, can ve mal kaybına yol açabileceği görüldüğünden taşınmaza girilememiş, yıkım işlemi gerçekleştirilememiştir" denildi.
'DÜNE KADAR SATIŞ DEPOSU TABELASI VARDI'
Artı Gerçek’e konuşan Karabağlar Meclis üyesi ve eski Uzundere Mahallesi muhtarı Osman Sarı ise "Burası düne kadar bir Kuran kursu, öğrenci yurdu ya da bir inanç merkezi değildi. Kapısında inşaat malzemeleri, satış deposu tabelası vardı. Kuran kursu ya da öğrenci yurdu tabelası yoktu. Bir anda Kuran kursu olarak lanse edilmeye başlandı. Sarıklı cübbeli insanlar geliyordu. Karabağlar Belediyesi yıkım kararı aldı ve birçok kez ceza kesti ancak seçim öncesi yürütmeyi durdurma kararı aldılar. Seçim sürecinde AKP İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Hamza Dağ ve Karabağlar Belediye Başkan Adayı (eski kaymakam) Mehmet Sadık Tunç’un geldiği iddia edildi. Bu kişilerin ‘kazandığımızda herhangi bir sıkıntı olmayacak' mesajı verdiğini duyduk" dedi.
'UZUNDERE İLE ALAKALARI YOK'
Kaçak Kuran kursunun önünde nöbet tutanların Uzundere Köyü ile bir bağı ya da ilişkisi olmadığının da altını çizen Sarı, "Uzundere köyünün yüzde 90’ı Alevi’dir. Zaten Alevilerin bu cemaatlere ve tarikatlara tepkisi ve öfkesi var. İddia edildiği gibi ne o yapı Uzunderelilerin bağışı ile yapılmıştır ne de Uzundereliler orada nöbet tutmuştur. Bir kişi nöbet tutmaz. Tutarsa da ne zaman yıkılır diye tutar. Onlar minareye kılıf bulmak için hareket ediyorlar. ‘Köylülerin vermiş olduğu bağışla yapılan Kuran kursunu belediye yıkmaya çalışıyor’ algısı yapmaya çalışıyorlar. İnsanları kışkırtmaya çalıştılar. Uzundereliler elbette tarikatlara, cemaatlara karşı ama devlet kanalıyla yapılacak bir yurtlara da karşı değil. Uzundereliler sağduyulu davrandılar. Karşı taraf olayı siyasallaştırmak ve gündemi farklı yere çekmek istiyorlar" diye konuştu.
'CEMAATLERİ KÖYÜMDE İSTEMİYORUM'
Mahkeme kararını hatırlatan Sarı, köylerinde tarikat ve cemaat istemediklerini söyledi. Sarı, "Mahkeme belediyenin haklı olduğunu ortaya koyarak yıkıma izin vermiş. Biz kimsenin dinene ya da inanç merkezlerine karşı değiliz ama burası Tahtacı Alevi Köyü. Neden Uzundere seçildi, başka yer mi yoktu? Neden Uzundere’nin kalbinin içine sokarak bunu inşa ediyorlar? Bu bina kasıtlı olarak buraya yapıldı. Ayrıca Uzundere’nin yanı başına bir üniversite de inşa ettiler. Bu yurt üzerinden de üniversite üzerinde etkili olmaya çalışacaklar. Biz herkesin inancına saygı duyarız ama ben şahsen köyümde bu tür cemaatleri köyümde istemiyorum" dedi. (HABER MERKEZİ)
Madımak Katliamı açıklaması: Devletin Alevi’si olmayacağız
Alevi örgütlerinden kayyım tepkisi: 'İktidar Kürt halkının iradesini yok sayıyor'