Kadınlar: Bizleri değil, tecavüzcüleri, kadın katillerini yargılayın

Rosa Kadın Derneği üyeleri, derneklerine yönelik uygulanan baskılara tepki gösterdi. Kadınlar, yapmış oldukları her faaliyetin arkasında olduklarını açıkladı.

Kadınlar: Bizleri değil, tecavüzcüleri, kadın katillerini yargılayın

Remzi BUDANCİR

ARTI GERÇEK - Diyarbakır'da Rosa Kadın Derneği'ne yönelik başlatılan soruşturma kapsamında 22 Mayıs’ta dernek kapısı kırılarak baskın yapılmış, ev baskınlarında gözaltına alınan 18 kişiden 9’u kadın olmak üzere 12 kişi tutuklanmıştı. Rosa Kadın Derneği üyeleri, derneklerine yönelik baskılara ilişkin basın açıklaması yaptı. Çok sayıda kadının katıldığı basın toplantısında açıklamayı Rosa Kadın Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Avukat Gözde Engin yaptı.

'UÇ İSTİNATLARI YARGI PRATİĞİNDE ‘TRAJİKOMEDYA’ OLARAK YERİNİ ALDI'

Derneklerinin basılması, soruşturma kapsamındaki kişiler, soruşturma konusu ve suç isnatlarının bu ülkenin yargı pratiğinde ‘trajikomedya’ olarak yerini aldığını belirten Gözde Engin, isnatlar ve dosyada delil olarak yer alan bilgiler ile tutukluluk kararının verilemeyeceğini söyledi. Rosa Kadın Derneği’nin yasal prosedüre uygun biçimde faaliyet yürüttüğünü ifade eden Engin, "Kadına yönelik her türlü şiddetle mücadele etme amacıyla kurulmuş olan Rosa Kadın Derneği’nin çalışmaları illegalize edilmeye çalışılmıştır. İddia makamını, CMK madde 160/2 gereği görevi olmasına rağmen yerine getirmediği ‘lehe ve aleyhe bütün delilleri toplama’ konusundaki sorumluluğunu yerine getirmeye davet ediyoruz" dedi.

KADINLAR HODRİ MEYDAN DEDİ, DERNEĞİN FAALİYET RAPORUNU AÇIKLADI

Savcılığın derneklerine yönelik suçlamalara da değinen Engin, Rosa Kadın Derneği’nin açıldığı günden bu yana yürüttüğü faaliyetlerin raporunu açıkladı. Engin, faaliyet raporlarını kamuoyuna açıklayarak yaptıkları her bir çalışmanın arkasında olduklarını deklare ettiklerini vurguladı. Kadına yönelik şiddetle mücadele eden derneklerine şiddete maruz kalan 160 kadının başvurduğunu anlatan Engin, şunları söyledi:

"Başvuruların 44’ü pandemi sürecinde bizlere ulaşan kadınlardan oluşuyor. Kadınların talebi doğrultusunda hukuki ve psikolojik destekler için yönlendirmeler yaptığımız gibi can güvenliği tehlikede olan başvurucuları koruma ve tedbir kararı alındıktan sonra kadın sığınaklarına yönlendirdik. Suç duyurusunda bulunan başvurucuların hukuki süreçlerinin takibini yapıyoruz. Çocuk ihmal ve istismarı başvurularında ise ilgili kurumlara ( karakol, ÇİM, Baro çocuk hakları komisyonu gibi) yönlendirmeler yapıyoruz. Pandemi sürecinde geçimini gündelik olarak ev temizliğiyle sağlayan 76 kadın emekçiyle telefonda görüşerek yapmış olduğumuz anket çalışmasının sonuçlarını raporlaştırarak kamuoyu ile paylaştık.

'NEDEN ‘KADINLAR BARIŞ İSTİYOR’ AÇIKLAMASI YAPTINIZ DİYE SORANLAR, TÜZÜĞÜMÜZE BAKSIN'

Derneğimizin yapmış olduğu her eylem Diyarbakır Valiliğine bildirilmiş ve her bir eylem 'barışçıl gösteri hakkının' sınırları içerisinde sona ermiştir. Hem eylemler hem basın açıklamaları Dernek Yönetim Kurulunun kararıyla yapılmış, karar defterine işlenmiş gerekli tüm hukuki süreç işletilmiştir. Dernek tüzüğünde belirtilen amaçlar dışında yapmış olduğumuz tek bir faaliyet bulunmamaktadır. Şu anda bize neden 'Kadınlar Barış İstiyor' başlıklı basın açıklaması yaptınız diye soranlara Dernek Tüzüğümüzün üçüncü maddesini tekrar okumalarını tavsiye ediyoruz. Bizler bu tüzüğün üçüncü maddesinde derneğin temel ilkelerini; 'ayrımcılığa karşı olmak, her türlü şiddetle mücadele etmek, eşitliği savunmak, barışı savunmak, demokrasiyi savunmak ve ekolojik bir toplum için mücadele etmek' olarak belirlemiş bir derneğiz. Tabi ki barışı savunacağız. Kadınlar tabi ki barış istiyor. Ankara'da davet edilerek gittiğimiz Kadınların Barış Hayali Atölyesinde ne karar aldığımızı soruyorlar arkadaşlarımıza. 8 Mart’ı tertiplemekteki amacınız neydi diye soruldu örneğin. Dernekte arama yaparken 8 Mart sonrası eylem alanında kalmaması için toparlanıp derneğe bırakılmış olan yüzlerce lolipop ve pankart arasından sadece 'Kadın Cinayetleri Politiktir. / TJA' yazan pankarta el koydular. Oysa bu pankart zaten 8 Mart'ta eylem alanında kullanılmış olan, Valiliğe bildirilmiş, polis tarafından liste ile kontrolü yapılarak alana kabul edilen pankarttı.

'BAZI ŞEYLERE MORALİNİZİN BOZULUYOR OLMASI DAVA DOSYANIZA DELİL OLARAK EKLENEBİLİR'

Diyarbakır’da belediyeye kayyum atanmasına yönelik bütün STK ve meslek örgütleri açıklama yapmışken, derneğimizin yapmış olduğu açıklama örgüt üyeliği dosyasında delil olarak yer almakta. Dinlenen bir telefon kaydında arkadaşının nasılsın sorusuna 'Moralim bozuk, uyanır uyanmaz sosyal medyada savaş haberleri gördüm' demiş olmakla yargılanıyor dernek başkanımız. Şu anda devam eden yargılamalar sonrasında herkese dikkatli olmasını tavsiye ediyoruz açıkçası. Neye moralinizin bozulduğuna dikkat edin zira bu ülkede bazı şeylere moralinizin bozuluyor olması dava dosyanıza delil olarak eklenebilir, hatta bir de Kürtseniz bu moral bozukluğu sizin örgüt üyeliği ile yargılanmanıza bile sebep olabilir.

'BİZLERİ DEĞİL, TECAVÜZCÜLERİ, KADIN KATİLLERİ YARGILAYIN'

Biz Rosa Kadın Derneği olarak yapmış olduğumuz her faaliyetin arkasındayız. Anayasal haklarımızı kullandığımız için de kimseden özür dilemeyeceğiz. Arkadaşlarımızı değil, tacizcileri, tecavüzcüleri, kadın katillerini yargılayın. Belki o zaman, her gün başka bir kadın cinayetine uyanmayız, belki o zaman bu kadar eylem yapmamıza da gerek kalmaz. Bizler şu anda kadar yaptığımız ne varsa yapmaya devam edeceğiz."

diyarbakır kadına yönelik şiddet Rosa Kadın Derneği