Kadınlar ‘müftülük yasasına hayır’ dediler
Kadınlar bugün Türkiye’nin birçok ilinde sokağa çıkarak 'müftülük yasası' olarak da bilinen kanun tasarısına 'hayır' dediler.
HABER MERKEZİ - "Bu yasalar böyle gitmez, kadınlar izin vermez" diyen kadınlar birçok kentte bir araya gelerek, "Müftülük Yasası" olmak üzere kadınlara yönelik çıkarılmak istenen yasalara karşı ayağa kalktı.
"Eşit ve özgür bir hayat için bu yasalar böyle gitmez, kadınlar izin vermez" sloganıyla 100 kadın ve LGBTİ örgütünün bir araya gelerek imzaladığı kampanya çerçevesinde "Müftülük Yasası" ve " Mağdur Hakları Yasa Tasarısı" olmak üzere kadınların haklarına ve hayatlarına yönelik gerçekleştirilen saldırı ve çıkarılmak istenen yasalar, Meclis'in açılış gününde birçok kentte protesto edildi.
Ankara Kadın Platformu üyelerinin yapmak istedikleri etkinliğe polis izin vermedi. Ellerinde müzik aletleri ve renkli balonlarla Ziya Gökalp Caddesi'nde bir araya gelen kadınlar, Sakarya Meydanı'na yürümek istedi. Ancak, polis Ankara Valiliği'nin "Kızılay çevresindeki her türlü etkinliğe ilişkin alınan yasak" kararını gerekçe göstererek izin vermedi.
'BU YASALARI KABUL ETMİYORUZ'
Bir süre polislerle kadınlar arasındaki görüşmelerden de sonuç çıkmaması üzerine kadınlar bu kez Konur Sokak'a doğru yürüdü. Burada açıklama yapan Ankara Kadın Platformu üyesi Derman Gülmez, "Birçok kadının yeni öğreneceği gibi, Meclise bir yasa tasarısı sunuluyor. Bu yasa tasarısına göre müftülüklere resmi nikah yetkisi verilecek. Çocuk evlilikler, çok eşliliklerin önü açılacak. Bu yasa tasarısını kadınlara sormadan, kadınların hiç bir ihtiyacı olmadığı halde altı boş gerekçelerle bunları meclise sunuyorlar. Biz kadınlar diyoruz ki; bize sormadan hiç bir ihtiyacımız olmadan bu yasa tasarısını Meclis'e sunamazsınız. Bu yasalar böyle geçmez, kadınlar buna izin vermez. Bugün Türkiye'nin birçok ilinde kadınlar sokakta. Ve diyoruz ki; bu hayat bizim, bu karar bizim. Biz bu yasaları kabul etmiyoruz" dedi.
Gülmez, yarın saat 10.00'da Meclis önünde olacaklarını belirterek tüm kadınları da oraya çağırdı. Açıklamanın ardından kadınlar ellerindeki balonları gökyüzüne uçurdu. "Bu yasalar geçmez kadınlar izin vermez", "İki Ekim'de Meclisteyiz" sloganlarını atan kadınlar ses çıkarma eylemi yaparak dağıldı.
İZMİR
İzmir Kadın Platformu’nun da Karşıyaka Çarşı’da bir araya gelen kadınlar, "Eşit ve özgür bir hayat için bu yasalar böyle geçmez" pankartı açarak, "İtaat yok, isyan var", "Çocuk yaşta evlilikleri meşrulaştıran yasaları tanımıyoruz" ve Müftülere nikah yetkisi verilemez" dövizleri taşıdı. Kadınlar, "Korkmuyoruz, susmuyoruz, itaat etmiyoruz" sloganı attı. İzmir Kadın Platformu adına açıklamayı Eylem Tunalı yaptı.
"Müftülük Yasası"na karşı ayakta olduklarını belirten Tunalı, "Tasarı bu haliyle geçemez" dedi. Tunalı, tasarının, kadınların yararı için çalışan kadın örgütlerinin sürece dahil edilmeden hazırlandığını belirtti. Tasarı ile kadınların ihtiyaçlarının karşılanmayacağını kaydeden Tunalı, "Bizleri daha eşitsiz ve güvensiz hale getirmeye devam edecekler. Bunun sonuçlarına katlanacak olan yine - kim olursak olalım veya nasıl hayatlar yaşarsak yaşayalım - biz kadınlar olacağız. Hayatlarımızı belirleyecek yasaların bize sormadan yapılmasına itirazımız var" dedi.
TASARININ NELER GETİRECEĞİ SIRALANDI
Ardından tasarının mevcut haliyle geçmemesi gerektiğine dair gerekçeleri sıralayan Tunalı, şöyle devam etti:
* Müftülüklere nikah yetkisi, eşitsizliğin garantisidir. Tasarının yasalaşması durumunda evlendirme işlemi için kadın erkek eşitsizliğini doğal sayan müftülüklerin yetkilendirilmesi ile kadınlar evlenmek için veya boşanmak için, erkeklerin çıkarına olacak şekilde dini referansları temel alan bir kuruma başvuruyor olacak. Diyanet İşleri Başkanlığı sosyal politika alanından ve medeni haklarımızla ilgili konulardan çekilmeli, evlendirme işlemi ve psikolojik danışmanlık için yetkili kılınmamalıdır.
* Çocuk yaşta evlendirme cinsel istismardır; kesinlikle engellenmeli, açıkça suç olarak düzenlenmelidir. Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklikte 'sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılır' şeklinde bir ibare bulunuyor. Halen mevcut kanunda bulunan bu ibare sözlü beyanla cinsel istismarının üzerini örtmenin bir yöntemi haline getiriliyor. Çocuk yaşta evlendirmenin suç olarak düzenlenmesi ve sözlü beyanın çocukların cinsel istismarının üzerini örtmeye yönelik olup olmadığı araştırılmalıdır.
* Anayasa'dan başlayarak pek çok kanunda yer alan sınırları belirsiz 'Genel ahlak' kriteri halihazırda kadın ve LGBTİ+lerin hayatlarının her alanında insan haklarına aykırı yaptırımlarla karşılaşmalarına neden oluyor. Zaten evlilik yoluyla vatandaş olmak için 'Evlilik birliği ile bağdaşmayacak bir faaliyette bulunmama' ve 'Kamu düzeni bakımından engel teşkil etmeme' şartları kadınların aleyhine uygulanırken bir de 'Genel ahlak' gibi iyice muğlak bir şartın eklenmesi kabul edilemez.
* 'Soyadında kolaylık' gerekçesi ile kadınlara yönelik olarak soyadı hakkında eşitsizlik taşıyor. Kadınlar evlenirken kendi soyadlarını muhafaza etmek için beyanda bulunmamışlarsa, sonradan mahkemeye gitmek zorunda bırakılıyorken, sadece eşinin soyadını kullanmak istediğinde Nüfus Müdürlüğüne başvurarak değiştirme hakkı verilmesi soyadında kolaylık diye bize yutturulamaz. Bu uygulamanın her durumda kadınların lehine olacak şekilde kolaylaştırılması gerekmektedir.
‘KADINLARLA İLGİLİ KARARLARI KADINLARA BIRAKIN’
Devamında "Mağdur Hakları Yasa Tasarısı"na da değinen Tunalı, OHAL yönetiminde tüm hak mekanizmalarının işleyişinin tamamen durdurulduğunu belirterek, "Yasalardaki muğlaklıklar uygulamada bize zarar olarak dönmektedir" dedi. "Mağdur Hakları Yasa Tasarısı" ile şiddetin önlenemeyeceğini belirten Tunalı, kadınların taleplerini şöyle sıraladı:
* Şiddetin kadın erkek eşitsizliğinin bir sonucu olduğunu görmezden gelen bir Mağdur Hakları Yasası, şiddet karşısında kadınları güçlendiremez, şiddetin önünü alamaz. İçinde bulunduğumuz koşullarda kadınlara özel, güçlendirici ve koruyucu yasal düzenlemeler yapılmadan, bitmek bilmeyen kadın cinayetleri ve şiddet engellenemez. Bu da biz kadınlara, şiddet alanında ve kadınların hakları için yıllardır çalışan kadın örgütlerine sormadan yapılamaz.
* Resmi şikayette bulunmayana hak ve hizmet yok. Özellikle tasarı kapsamında açılması planlanan cinsel suç mağdurlarına yönelik özel merkezlerdeki hizmetler, mağdur istediği takdirde başlatılacak bir adli süreçte kullanılmak üzere delil toplayarak, savcılığa ifade vermek zorunda bırakılmadan, yani bir soruşturma veya kovuşturma olmadan da sağlanmalı. Ayrıca sayılan suçlar kapsamına girmeyen ama kadınların hayatını etkileyen taciz, ısrarlı takip, psikolojik şiddet vakaları için de geçerli kılınmalıdır.
* Kadınların can güvenliği erkeklere mali külfetten daha önemsiz olmasın diye çocuk teslim sürecinde kararı kadınlara bırakın. Özellikle teslim adresi ve teslim sırasında bulunup bulunmama kararı, bundan dolayı zarar görebilecek kadınlara bırakılmalıdır. Ayrıca çocuk teslimi için öngörülen süreç geçecek zaman açısından son derece muğlak. Planın ne kadar sürede hazırlanacağı, aile hâkiminin onayının ne zaman alınacağı, taraflar plana uymuyorsa zorla yerine getirmenin ne kadar zaman içinde gerçekleştirilmesi gerektiği açıkça belirtilmediği sürece bu, ‘kadınların hayatını zorlaştıran bir yasa daha’ olmaktan öteye gidemez.
* Mağdurun haksız fiilinin maddi yardımın reddi gerekçesi sayılması şiddete uğrayan kadınların kolaylıkla maddi yardımdan yoksun bırakılması anlamına gelebilir. Haksız fiilin sınırları net bir biçimde belirlenmedikçe kadınların zararına uygulanması engellenemediğinden bu ve tasarıdaki tüm muğlak ifadeler açıkça tanımlanarak tekrar düzenlenmelidir.
İSTANBUL
İstanbul'da kadınlar, Kadıköy Süreyya Operası önünde bir araya gelerek Khalkedon Meydanı'na yürüyüş gerçekleştirdi. Eyleme, çok sayıda kadın kurumu ve Halkların Demokratik Kongresi (HDK) Eş sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit de destek verdi. "Eşit ve özgür bir hayat için bu yasalar böyle geçmez" pankartının açıldığı eylemde kadınlar, "Özgürlüğü ve yaşamı savunuyoruz", dövizleri taşıdı. Sık sık "Yaşasın kadın dayanışması", "Erkek şiddetine hayır" ve "Resmi nikah müftünün işi değildir" sloganları atan kadınlara çevredeki yurttaşlar da alkışlarıyla destek verdi. Kadınlar, yağan yağmura rağmen renkli görüntüler oluşturdu.
Yapılan yürüyüşün ardından Khalkedon Meydanı’na varan kadınlar adına açıklama yapan Feride Eralp ile Rüya Kurtuluş çıkarılmak istenen yasalara karşı ortak mücadele çağrısında bulundu.
'MÜFTÜLÜK NİKAHI EŞİTSİZLİĞİN GARANTİSİDİR'
Basın metninde yer alan ifadeler ise şöyle: " Tüm kadınların her yanı şiddetle kuşatılmamış hayatlar sürebilmesi için, gittikçe artan ‘aileyi bir arada tutma’ baskısının hayatlarımıza mal olmaması için, kadın-erkek eşitsizliğinin kanıksandığı, boşanmanın önü alınması gereken bir tehdit olarak görüldüğü ama 15 yaşında evliliğe rıza ihtimalinin gündeme geldiği, sosyal hizmet alanın gittikçe dinle iç içe geçtiği bir rejimde canımızın, geleceklerimizin güvende olmadığını bildiğimiz için, bu yasalar böyle geçemez diyoruz. Müftülüklere nikâh yetkisi, eşitsizliğin garantisi. Bu madde tasarıdan kesinlikle kaldırılmalıdır. Çocuk yaşta evlendirme cinsel istismardır; kesinlikle engellenmeli, açıkça suç olarak düzenlenmelidir."
KOCAELİ
Kocaeli Kadın Platformu da, İzmit İnsan Hakları Parkı'nda açıklama yaptı. "Bu yasalar böyle geçmez" sloganları atan kadınlar adına açıklamayı Kocaeli Kadın Platformu adına Sibel Yılmaz yaptı.Yılmaz, AKP iktidarının toplumu yeniden dizayn etmeye çalıştığını söyleyerek, "Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda değişiklik yapan kanun tasarısı ile il ve ilçe müftülüklerine nikah kıyma yetkisi verilmesi toplumsal ve kamusal alanın gericileşmesinin bir başka örneği olarak karşımızda" dedi. Yılmaz, devletin din ile iç içe geçtiği bir döneme girdiğine vurgu yaparak, "Kadın erkek eşitsizliğinin kanıksandığı, 15 yaşında bir çocuğun evlenmesinin rıza dâhilinde sayıldığı bu dönemlerde can güvenliğimizin tehdit altında olduğunu biliyoruz. Sosyal hizmet alanlarının din ile iç içe girmesine izin vermeyeceğiz" dedi.
MANİSA
Manisa'da da Manolya Meydanı'nda bir araya gelen Manisa Kadın Platformu üyesi kadınlar, yasa tasarısını protesto etti. "Müftülük nikahına hayır" pankartı ve "Çocuk gelinlere hayır" dövizleri açan kadınlar adına Manisa Eğitim Sen Şubesi Eğitim Sekreteri Ayşe Bayraktar açıklama yaptı. Müftülere nikah yetkisi verilmesinin eşitsizliğin garantisi olduğunu belirten Bayraktar, taslağın yasallaşması halinde kadın erkek eşitsizliğinin derinleşeceğini, yasa taslağında bulunan sözlü beyan maddesinin cinsel istismarın üzerini örtmede bir yöntem haline gelebileceğini söyledi.
Açıklama, "Kadın yaşam özgürlük" ve "Kadına şiddete hayır" sloganları ile sona erdi.
Türkiye genelinde kadın dernekleri 2 Ekim günü Meclis binası önünde hak ve özgürlükleri için bir araya gelecek.
ADANA
Adana Kadın Platformu "Eşit ve Özgür bir Hayat için Bu Yasalar Böyle Geçmez! " sloganıyla Atatürk Parkı'nda bir araya geldi. Onlarca kadının katıldığı etkinlikte kadınlar ellerinde "Ne müftülere verilen yasayı tanırız ne makbul kadın kılıfına sığarız" , "Eşit ve özgür bir yaşam için bu yasalar böyle geçmez" dövizleri taşıdı. Polislerin kadınların etkinliğine iki otobüs çevik, TOMA, Akrep tipi zırhlı araçla gelmesi dikkat çekerken kadınlar sık sık "Devlet elini çocuklardan çek", " Kadınların öfkesi bu yasayı geçirmez" ve "Herkes duysun erkek şiddeti son bulsun" sloganları attı. Adana Kadın Platformu adına açıklama yapan Derya Çiçek, "Kendi adımıza karar vermemizi, hayatlarımızı nasıl yaşayacağımızı kendimiz seçmemizi engelleyen veya zorlaştıran tüm toplumsal ve siyasi baskılara karşı bir araya geliyoruz" dedi.
'ÇOCUK İSTİSMARININ ÖNÜ AÇILIYOR'
"Müftülük Yasası olarak bilinen Nüfus Hizmetleri Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı bu haliyle geçemez" diyen Çiçek, açıklamaya şöyle devam etti: "1-Müftülüklere nikâh yetkisi, eşitsizliğin garantisi: Tasarının yasalaşması durumunda evlendirme işlemi için müftülüklerin yetkilendirilmesiyle çoğu kadın evlenmek için olsun, ailede sorun yaşayınca olsun kadın-erkek eşitsizliğini doğal sayan, erkeklerin çıkarına olacak şekilde dini referansları temel alan, kadınların boşanmaması gerektiğini savunan bir kuruma başvuruyor olacak. Diyanet İşleri Başkanlığı sosyal politika alanından ve medeni haklarımızla ilgili konulardan çekilmeli, evlendirme işlemi ve psikolojik danışmanlık için yetkili kılınmamalıdır" dedi.
Nüfus Hizmetleri Kanunu’nda yapılmak istenen değişiklikte "sağlık personelinin takibi dışında doğan çocukların doğum bildirimi nüfus müdürlüklerine sözlü beyanla yapılır" şeklinde bir ibarenin bulunmasının çocuk istismarının önünü açacağına dikkat çeken Çiçek, "Çocuk yaşta evlendirmenin suç olarak düzenlenmesi ve sözlü beyanın çocukların cinsel istismarının üzerini örtmeye yönelik olarak gerçekleştirilip gerçekleştirilmediğinin anlaşılması bakımından araştırılması şart" dedi.
'İTİRAZIMIZ VAR'
Hazırlanan Mağdur Hakları Yasa Tasarısı'nın da şiddetin kadın-erkek eşitsizliğinin bir sonucu olduğunu görmezden gelen bir tasarı olduğunu vurgulayan Çiçek, bulunulan koşullarda kadınlara özel, güçlendirici ve koruyucu yasal düzenlemeler yapılmadığı takdirde kadın cinayetleri ve kadına şiddetin engellenemeyeceğine dikkat çekti. Kadınlara ilişkin hazırlanan tasarılarda toplumun doğru ve eksiksiz bilgilendirilmesi gerektiğinin altını çizen Çiçek, "Yararımız için çalışan kadın örgütlerini sürece katarak bizlerle birlikte tartışıp çalışarak hazırlanmıyorlar. Bu böyle oldukça bizim ihtiyaçlarımıza karşılık gelmeyecek, hatta bizleri daha eşitsiz ve güvensiz hale getirmeye devam edecekler. Bunun sonuçlarına katlanacak olan yine - kim olursak olalım veya nasıl hayatlar yaşarsak yaşayalım - biz kadınlar olacağız. Hayatlarımızı belirleyecek yasaların bize sormadan yapılmasına itirazımız var" dedi.
Açıklama ardından kadınlar zılgıtlar ve alkışlar eşliğinde "Eşit ve özgür bir yaşam için bu yasalar böyle geçmez" sloganı attı. Kadınlar açıklama ardından halaya durdu. Halay esnasında küçük bir kız çocuğunun da kadınların halayına katılması renkli görüntüler oluşturdu. Halay ardından kadınlar alkışlar ve zılgıtlar eşliğinde dağıldı. (MA)