Kilis'te katledilen 9 yaşındaki Gina Mercimek'in davası: 'Dosyadaki gizlilik kararı delillerin toplanmasını zorlaştırtı'
Sinan ŞAHİN
ANTEP - Kilis'te 4 Nisan 2023'te okuldan çıktıktan sonra kaybolan 9 yaşındaki Suriyeli Gina Mercimek'in, cinsel istismara maruz bırakıldıktan sonra boynuna biriket bağlanıp su kuyusuna atılarak öldürülmesiyle ilgili davanın ikinci duruşması 19 Ocak'ta Kilis 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülecek. Hüseyin B. ve Azittin A.'nın ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle yargılandığı davayı Antep Barosu, ÖHD ve İHD Antep Şubeleri ve Yeryüzü Çocukları Derneği de takip edecek.
Ailenin avukatlarından Özgürlük İçin Hukukçular Derneği (ÖHD) Antep Şubesi üyesi Derya Bozkurt ve Yeryüzü Çocukları Derneği üyesi avukat Betül Zağlı Topal davayı Artı Gerçek'e değerlendirdi.
'HER İKİ SANIK DA BİRBİRİNİ SUÇLUYOR'
ÖHD Antep Şube üyesi Derya Bozkurt, "İki sanık arasındaki ilişki, uyuşturucu madde kullanma üzerine kurulan bir ilişkidir. Hüseyin B., kendisine ait olan bu evde yalnız yaşıyor. Olay günü her iki sanık da evde olmadıklarını söyleyerek suçu birbirlerine yıkmaya çalışıyor. Ama her ikisinin de evde olduğuna dair ciddi deliller mevcut" dedi.
'DELİLLERİ KARARTMAK İÇİN KUYUYA ATILMIŞ'
Tüm delillerin baş fail olarak Hüseyin B.'yi işaret ettiğini belirten Bozkurt, "Gina’nın adli tıp raporunda cinsel istismar olduğuna dair tespitler mevcut. Yine adli tıp raporuna göre ölüm sebebi de elle boğma olarak gösteriliyor. Daha sonra boğazına briket bağlanarak kuyuya atılmış. Bu da delil karartmaya yönelik bir eylem. Gina’nın üzerinde bulunan iç çamaşırında Hüseyin B.’ye ait sperm DNA’sı çıkıyor. Azittin A.’ya ait bir şey çıkmıyor" diye konuştu.
'KAN LEKESİ ÇELİŞKİYİ ORTAYA ÇIKARDI'
Sanıkların gözaltı ve mahkeme sürecinde çelişkili ifadeler verdiğine dikkat çeken Bozkurt, "6 Nisan sabah saatlerinde Azittin A. gözaltına alındığında pantolonunda ve çorabında Hüseyin B.’nin kanına ait DNA örneği çıkıyor. Hüseyin B., tıraş olurken bu kanın yüzünden aktığını söylüyor. Bizim için önemli olan kısmı da bu. Çünkü Azittin A., Hüseyin B.’nin evine gitse bile evin iç kısımlarına girmediğini çünkü Hüseyin B.'nin kimseyi evinin içine sokmadığını, uyuşturucu maddeyi kapı kısmında kullandığını ve geri gittiğini iddia ediyor. Ancak evin iç kısmına girmiş olmalı ki o kan DNA'sı pantolonuna ve çorabına bulaşmış olmalı" dedi.
'AZİTTİN A.'NIN HÜSEYİN B.'YE YARDIM ETTİĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ'
Azittin A.'ya ilk duruşmada bu konunun sorulması üzerine, "Ben pazarcıyım, genellikle terlik giyiyorum. Ayağımda terlik varken kapıda kan bulaşmış olabilir" diye cevap verdiğini söyleyen Bozkurt, "Ancak Azittin A.’nın eşi, ifadesinde aksini söylüyor. Eşinin pazarda balık sattığını belirterek, 'Özellikle su geçirmez ayakkabı giyer benim eşim' beyanında bulunuyor. Bu aşamada biz Azittin A.'nın da olay günü Hüseyin B.'nin evinde olduğunu ve kendisine yardım ve yataklık yaptığını düşünüyoruz" dedi.
'DELİLLERİN TOPLANMASI AŞAMASINDA HATA YAPILMIŞ’
Soruşturma aşamasında dosyaya ilişkin verilen gizlilik kararının delilerin toplanmasını zorlaştırdığını söyleyen Bozkurt, şunları anlattı:
"Ancak iddianame ile birlikte dosyadaki bütün delilleri görebildik ve şunu fark ettik: Azittin A.’ya yönelik bir telefon incelemesi söz konusu değil. Çünkü Azittin A., gözaltına alındığında üzerinde bir telefon bulunmadığını söylüyor. Kendisinin bir hattı olduğunu ve o hattı da eşinin telefonuna takıp çıkardığını, eşinin telefonunu kullandığını söylüyor. Eşinin telefonu bir an önce incelemeye almalıydılar. Orada Azittin A.'ya ait bir delil olup olmadığını görmeliydiler. Biz soruşturma aşamasında böyle bir hatanın yapıldığını fark etmiş olsaydık bununla ilgili taleplerde bulunabilirdik."
'GİZLİLİK KARARI DAVANIN SEYRİNİ DEĞİŞTİRMİŞTİR'
Dosyadaki gizlilik kararının kaldırılması için savcılığa talepte bulunduklarını ancak 'toplumda infial yaratabilir' gerekçesiyle kabul edilmediğini söyleyen Bozkurt, "Kolluğun ve savcılığın bu aşamada bir hata yaptığını ve soruşturmanın etkin bir şekilde yürütülmediğini düşünüyoruz. Soruşturmanın gizlilik kararı altında yürütülmesi davanın seyrini değiştirmiştir diyebiliriz" dedi.,
'YABANCI UYRUKLU ÇOCUKLARA YÖNELİK SUÇLARDA ARTIŞ VAR'
Yeryüzü Çocukları Derneği üyesi avukat Betül Zağlı Topal ise "Suçun ırkçılık saikiyle işlenmesi ihtimalini de takip ediyoruz. Elimizde buna ilişkin bir veri yok. Ancak bu olup olmadığı anlamına gelmiyor. Çünkü çok vahşice gerçekleştirilmiş bir eylem. Ya da bunlar daha savunmasız ve dezavantajlı grup oldukları için mi? Ayrıca son dönemlerde yabancı uyruklu çocuklara dönük şiddet vakalarında artış olduğu yönünde bir izlenimimiz var. 'Bunlar çocuk olduğu için zaten zayıf, bir de yabancı oldukları için korunmasız' algısı oluşursa bir cezalandırılmama da olursa bu vakalar artacaktır" diye konuştu.
'ÇOCUKLARA YÖNELİK SUÇLARIN ÖNLENMESi CEZALANDIRMAYA BAĞLI'
Özellikle çocukların mağdur edildiği davalara müdahil olmaya özen gösterdiklerini dile getiren Topal, "Suriyeli, Kürt, Türk diye herhangi bir şekilde ayrım yapmadan bu çocukların hakkını koruduğumuzda istismarı ve çocuk şiddetini önleyeceğiz. Çocuklara yönelik tüm suç unsurlarının kaldırılmasını gerçekten istiyorsak gerçek bir cezalandırmadan bahsetmemiz gerekiyor ki bu gibi emelleri olanlar bundan cesaret alamasınlar" dedi.
NE OLMUŞTU?
Kilis’te Okçular Mahallesi, Selvili Medrese Sokak'ta yaşayan 9 yaşındaki Suriyeli Gina Mercimek, 4 Nisan 2023'te okuldan çıktıktan sonra kayboldu. Gina'nın cesedi, 6 Nisan'da aynı sokakta yaşayan Hüseyin B.’ye ait evin bahçesindeki su kuyusunda bulundu. Gina'nın boynuna biriket bağlanarak 12 metrelik su kuyusuna atıldığı tespit edildi. Olayın ardından gözaltına alınan Hüseyin B. ve Azittin A. tutuklandı. Sanıklar hakkında 'cinsel istismar' ve 'canavarca hisle insan öldürmek' suçlarından ağırlaştırılmış müebbet hapis istemiyle dava açıldı. Davanın ilk duruşması 4 Ocak 2024'te görüldü ve sanıkların tutukluluk halinin devamına karar verildi.
Dokuz yaşındaki çocuğun su kuyusunda ölü bulunduğu evde yangın çıktı