'Mahkeme bilerek isteyerek gerçeğe ulaşmaktan kaçıyor'
Ankara Gar Katliamı'nın karar duruşması yarın. Artı Gerçek'e konuşan avukat İlke Işık 'Şu anda topladığı delilleri tartışmayan bir mahkemeyle karşı karşıyayız' dedi.
Esra KOÇAK MAYDA
ARTI GERÇEK- 10 Ekim Ankara Gar Katliamı'nın karar duruşması 31-2 Ağustos tarihleri arasında Sincan Cezaevi Kampüsü Mahkeme Salonu'nda görülecek. Davanın avukatlarından İlke Işık, Artı Gerçek’e karar duruşması öncesinde davada gelinen son aşamayı değerlendirdi.
Işık, davanın Ankara Adliyesi'nden Sincan Cezaevi Kampüsü Mahkeme Salonu'na alınmasını şu sözlerle eleştirdi: 7 Kasım 2016 yılında başladı bu yargılamalar ve biz Ankara Adliyesi’nde tam 50 celse duruşma yaptık. Bu 50 celsenin bitiminde Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi anlaşılmaz bir biçimde yer darlığı ve güvenlik gerekçesiyle davayı Sincan’a taşıdı. Bugüne kadar ne yer darlığı ne de güvenlik sorunu yaşamadık. Burada yapılmak istenen tek şey davayı katılımcılardan, izleyicilerden kaçırmak.
"DAVA DOSYASI EKSİK"
Savcının tamamlanmamış dosyaya mütalaa vermesini de doğru bulmadıklarını ifade eden Işık, "Savcı esas hakkındaki mütalaasını sadece var olan sanıklar üzerinden, onu da eksik ve hatalı ceza tayiniyle verdi. Biz bunun üzerine mahkemeye bu dosyanın eksik olduğu yönünde talepte bulunduk. Hala gelmemiş belgeler, dinlenmemiş tanıklar var, hala eksik olan devlet görevlileri dışında sanıklar var, hala X, Y diye tanımlanan, görüntülerde yüzleri çok net olmasına rağmen direkt katliamın planlayıcısı niteliğinde olan tespit edilmemiş kişiler var. Ancak mahkeme bizi dinlemeyerek mütalaayı kabul etti. Bu sebeple bu duruşmanın tutuklu sanıklar yönünde karar duruşması olduğunu söyleyebiliriz" diye konuştu.
19 tutuklu sanık hakkında mahkemenin kararını vereceğini ifade eden Işık, 16 firari sanık yönünden ise henüz yakalanmadıkları için tefrik edilen bir dosya olacağını, bu nedenle de yeni bir duruşma günü tayin edeceğini belirtti.
"72 KLASÖR 182 KALSÖR OLDU"
İki yıllık yargılama sürecine dair de Işık şu değerlendirmelerde bulundu: İki yıl yargılama yapıp, iki yıl öncesindeki eksik, yanlış, hatalı iddianame kapsamında karar vermek kadar anlaşılmaz bir şey yok. O zaman biz iki yıl neden yargılama yaptık? Neden yüzlerce dosya getirdik, Antep’ten tek tek dosyalar taradık, neden o zaman bu sanıkların iletişim tespiti dosyalarını bulduk? Neden müfettiş raporunu istedi mahkeme, neden Antep’teki derneklerin halen çalışıp çalışmadığını sordu? Bütün bunların sonunda mahkemedeki 72 klasörlük dosya 182 klasör oldu. Biz şu anda topladığı delilleri tartışmayan bir mahkemeyle karşı karşıyayız.
Toplanan deliller ışığında 10 Ekim Katliamı'nın tek sorumlularının mahkemedeki sanıklar olmadığına dikkat çeken Işık, "Bu katliamın sorumluluğunu Antep Emniyeti, Antep Valiliği olmadan, istihbarat örgütü olmadan, siyasal iktidar olmadan, silahlı kuvvetler olmadan, Emniyet Genel Müdürlüğü olmadan, Ankara Valiliği, Ankara Emniyet Müdürlüğü olmadan konuşamazsınız" dedi.
Mahkemenin topladığı delillerin bu katliamın gerçekleşmesinde devletin sorumluluğunun olduğunu gösterdiğini söyleyen Işık, mahkemenin bilerek ve isteyerek gerçeğe ulaşmak istemediğine de dikkat çekti.
"ÜLKENİN DÖRT BİR YANINDAN DAVAYI İZLEMEYE GELECEKLER"
Yarın ülkenin dört bir yanından yakınlarını kaybedenlerin duruşmayı izlemek için Ankara’ya geleceklerini söyleyen Işık, "Ankara Emniyeti ve Valiliğinin bir yasakla karşımıza çıkıp çıkmayacağını da bilemiyoruz" diye konuştu.