Meslek örgütlerinden baskılara tepki: 'İktidarın istediği gazeteci olmayacağız'

Rojhat ABİ

DİYARBAKIR- Kuzey ve Doğu Suriye'de 19 Aralık'ta SİHA saldırısında gazeteciler Nazım Daştan ve Cihan Bilgin katledildi. Katledilen gazeteciler için Şişhane'de basın açıklaması yapmak isteyen 7'si gazeteci 9 kişi 22 Aralık'ta tutuklandı. 5 Ocak'ta Mezopotamya Ajansı, JINNEWS ve Yeni Yaşam gazetesinin X hesaplarına erişim engeli getirildi. 17 Ocak'ta Van, İstanbul ve Mersin’de gözaltına alınan gazeteciler Reyhan Hacıoğlu, Necla Demir, Rahime Karvar, Ahmet Güneş, Vedat Örüç ve Welat Ekin dün (21 Ocak) tutuklandı.

Mezopotamya Kadın Gazeteciler Derneği (MKG) Başkanı Roza Metina, Dicle Fırat Gazeteciler Derneği (DFG) Eşbaşkanı Selman Çiçek ve DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu, basına yönelik baskıları Artı Gerçek'e değerlendirdi.

METİNA: HAKİKATTEN YANA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ

MKG Başkanı Roza Metina, “Özgür basının rolü ve misyonu, toplum üzerindeki etkisi çok fazla olduğu için aslında hedef haline getiriliyor. Özgür basın; tekçi, kadın düşmanı olan iktidarın ve sadece kaosla beslenenlerin dediklerini yerine getirmediği için hedef haline getiriliyor. İstanbul'da özellikle son zamanlarda özgür basına düzenlenen baskınlarla birlikte gazeteciler tutuklandı, cezaevlerinde de hak ihlalleriyle yüz yüze bırakıldı. AKP ve MHP iktidarının istediği gibi bir gazeteci olmayacak ve çizgimizden taviz vermeyeceğiz. Hakikatten ve doğrudan yana olmaya her zaman devam edeceğiz. Cihan Bilgin ve Nazım Daştan'ın katledilmesi gibi Kürdistan'ın dört parçasında topyekun olarak özgür basına karşı saldırılar arttı. Onlar asla boyun eğmediler. Ağır, zor şartlara rağmen kameralarına sıkı sıkı sarıldılar ve geri adım atmadılar. Ve doğruyu yansıttıkları için katledildiler. İstanbul'da da gazeteci arkadaşlarımız, Nazım'a ve Cihan'a yapılan saldırıya karşı sokağa çıkıp 'boyun eğmeyeceğiz' dedikleri için tutuklandılar. Bu tutuklamalarla yılmayacağız. Biz çünkü gücümüzü kendi güçlü tarihimizden ve güçlü mücadelemizden alıyoruz" dedi.

DEDEOĞLU: GAZETECİLERİN TUTUKLANMASI TOPLUMA KARŞI İŞLENMİŞ BİR SUÇTUR

DİSK Basın İş Genel Başkanı Turgut Dedeoğlu da "Gazetecilerin ifade özgürlüğünün kısıtlanması hem basının haber verme özgürlüğüne hem de toplumun haber alma ve bilgilenme özgünlüğüne vurulan bir kettir. Demokratik tartışma ortamlarına doğrudan bir müdahale niteliğinde aynı zamanda. Sadece basın özgürlüğüne ya da ifade özgürlüğüne yönelik de değil, bu topluma karşı yapılmış bir suç aslında. Toplumun anayasal haklarına karşı işlenmiş bir suç olarak görüyoruz. Çünkü bu gazeteciye karşı yapılan bir eylemden ziyade bu daha çok gazetecilik mesleğine yönelik yapılmış bir eylem. Gazetecilerin tutuklanması, özgür basının sesini kısılmaya çalışılması Türkiye'deki bütün vatandaşların anayasal haklarına karşı bunların kısıtlanması anlamına geliyor. Tutuklanan arkadaşlarımızı bir süre sonra ‘pardon’ diyecekler ve bırakacaklar. Tıpkı daha önce pek çok gazeteci arkadaşımıza karşı yapmış oldukları gibi tutuksuz yargılanmak üzere daha sonra da beraatlerine karar verilecek. Bu suçlamanın ötesinde bir cezalandırmadır. Burada hem gazeteci hem de gazetecinin mesleği cezalandırılıyor. Muktedir, ‘siz doğru haberleri halka verdiğiniz, doğru haberleri topluma yansıttığınız sürece sizi cezalandırırız’ demeye getiriyor. Ama gazeteciler mesleklerine aşık insanlardır. Gazeteciler, halka doğru haber vermeye inanmış ve bu doğrultuda mücadele eden insanlardır. Tutuklanan gazeteci arkadaşlarımızın neredeyse yarısı DİSK Basın İş sendikasının üyesi. Biz onların yapmış olduğu gazeteciliğe de kefiliz. Onlara da kefiliz” diye konuştu.

ÇİÇEK: BASINA YÖNELİK YAKLAŞIM ÜLKENİN TURNUSOLU

DFG Eşbaşkanı Selman Çiçek ise "Altı meslektaşımızın tutuklanması ne ilktir ne de son olacaktır. Özgür basına yönelik saldırılar giderek artıyor. 2024 yılı raporumuzda da belirttik, ortaya çıkan rakamlar alarm veriyor. Bu rakamları sansür ile açıklamak mümkün değil. Bu rakamlar ancak düşünce ve ifade özgürlüğünün olmadığı ülkelerde olur. 19 Aralık’ta Rojava’da iki meslektaşımızın haber takibi esnasında SİHA saldırısı sonucu yaşamını yitirdi. Ardından bu durumu protesto eden yedi meslektaşımız Cihan ve Nazım’ın fotoğraflarını taşıdıkları için tutuklandı. Ardından Yeni Yaşam Gazetesi, Mezopotamya Ajansı, Jinnews, ETHA gibi çok sayıda yayın kuruluşuna sansür uygulandı. Tişrin’de haber takibi yapan altı meslektaşımız savaş uçaklarının hedefi oldu. Dün de altı arkadaşımız tutuklandı. Barış kavramını yüksek sesle dillendirdiğimiz bugünler basına yönelik saldırılar artıyor. Basına yaklaşım, bu ülkenin turnusol kağıdıdır. Bizler gerçeği yazdıkça iktidarın maskesi düşüyor. Bu gücümüzü bildikleri için saldırıyorlar. Korkmuyoruz. Belki hepimiz tutuklanacağız, hiçbir endişemiz yok. Nerede olursa olsun gazeteciliği savunmaya devam edeceğiz” dedi.