Mesrur Barzani'den Mardin saldırısına kınama: Türkiye'den aydınlatılmasını talep ediyoruz

Mesrur Barzani'den Mardin saldırısına kınama: Türkiye'den aydınlatılmasını talep ediyoruz
Mardin'de Duhok plakalı bir araca düzenlenen silahlı saldırıda ölenlerin sayısı beşe yükseldi. Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başbakanı Mesrur Barzani, "Türkiye hükümetinden en kısa zamanda saldırının aydınlatılmasını talep ediyoruz" dedi.

Artı Gerçek - Mardin'de dün gece Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) vatandaşı kişilerin bulunduğu bir araca düzenlenen silahlı saldırıda öldürülenlerin sayısı beşe yükselirken, Erbil'den tepki geldi. Duhok plakalı araca düzenlenen saldırının ardından, IKBY Başbakanı Mesrur Barzani "Suçluların yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz" dedi.

Saldırıyı kınayan Barzani, Türkiye'ye "bu suçun nedenlerini bir an önce açığa çıkarması" çağrısında bulundu. Rudaw'ın aktardığına göre "Bu suçu şiddetle kınıyor, Türkiye hükümetinden en kısa zamanda saldırının aydınlatılmasını ve suçluların yargı önüne çıkarılmasını talep ediyoruz" ifadelerini kullandı.

DÖRT KİŞİ GÖZALTINDA

Valilikten yapılan açıklamada ise "Yapılan soruşturmada, olayın şüphelisi oldukları değerlendirilen M.Ş., F.A., A.Y. ve A.K. isimli 4 şüpheli şahıs Mardin Cumhuriyet Başsavcılığı talimatıyla gözaltına alınmıştır. Olayla ilgili tahkikat titizlikle devam etmektedir” denildi.

SALDIRI NASIL GERÇEKLEŞTİ?

Artuklu-Nusaybin kara yolunun Yeniköy mevkiinde Duhok plakalı araca dün akşam saat 01:00 sıralarında kimliği henüz belirlenemeyen kişi veya kişilerce saldırı düzenlendi.

Saldırıda 69 yaşındaki Duhoklu Abdullah Salih Mustafa Mamîsî, 75 yaşındaki eşi Çimen Şahin Halid ve 39 yaşındaki kızları Hindirin Abdullah Salih öldürüldü. 63 yaşındaki Wahide Haydar Casım ve 45 yaşındaki oğlu Ahmed Celaleddin İbrahim Bêzelî ise hastanede kurtarılamadı.

DUHOK’TA TANINAN İKİ DİN ADAMI

Rudaw'ın aktardığına göre, saldırıda öldürülen Mamîsî, Duhok’ta imamdı. Ailenin, Samsun’daki akrabalarını ziyarete gittikleri öğrenildi. Wahide Haydar Casim’ın Diyarbakır’da doktor randevusu olduğu ve oğlu imam Ahmed Celaleddin İbrahim ile birlikte tedavi için yola çıktıkları belirtildi.

Harbi Celadeddin İbrahim, ağabeyi Ahmed ile Abdullah Salih Mustafa’nın Duhok’ta tanınan imamlar olduğunu, akşam son olarak saat 23:00 sıralarında annesinin kendilerini aradığını, bir restoranda durarak yemek yediklerini, kendilerine fotoğraf gönderdiklerini anlattı.

BAŞLARINDAN VURULMUŞLAR

Ardından Nusaybin’e gitmek için yola çıkan aracın durdurulduğunu ve başlarından silahla vurulduğunu belirten Harbi Celadeddin İbrahim, "Annem Wahide Haydar Casım hayatını kaybetti, ağabeyim Ahmed yaralı. Kürdistan Bölgesi’nden her gün çok sayıda kişi Türkiye’yi ziyaret ediyor. Türkiye gibi büyük bir devlet konuklarının can güvenliğinden sorumludur. Türkiye hükümetinden beklentimiz bu olayın bir an önce aydınlatılmasıdır. Yine Irak ve Kürdistan Bölgesi hükümetleri vatandaşlarının başına gelen bu olayı takip etmeli, sorumluların bulunması için elinden geleni yapmalı” dedi.

'ARAÇTAN İNDİRİLEREK KATLEDİLDİLER'

Wahide Haydar Casım’ın kızı Hawar Celadeddin İbrahim de, “Annem Erbil’de benimle yaşıyor. Sınır kapısını geçtikten sonra bize resim gönderdiler. Bu olay bizim için bir şok oldu. Araç devrilmedi, trafik kazası değil bu. Bu insanlar araçtan indirilerek katledildi. Öldürülenler yaşlı insanlar. Kardeşim Ahmed Duhok’ta tanınan bir kişi. Hiç kimse ile bir husumeti yoktu. Annem de kendi halinde biri. Diğer ailenin de öyle. Akrabayız, onların da kimse ili bir husumeti yok. Onlar için de çok üzgünüz” dedi.

'HER YERDE KAMERALARIN OLDUĞU BİR YOL'

İbrahim, sözlerine şöyle devam etti: "Bu Türkiye, Irak ve Kürdistan Bölgesi için büyük bir sorumluluktur. Her yerde kameraların olduğu bir yolda bu insanlar nasıl bu şekilde öldürülür açığa çıkarılmalı. Bu sadece bizim için değil, halkımız için de bir şok oldu. Çünkü hergün binlerce insan çeşitli amaçlarla Türkiye’ye seyahat ediyor. Bu şekilde öldürülmeleri normal mi? Bu yüzden sorumlular bir an önce bulunmalı.

'BABAMI DA FAİLİ MEÇHUL BİR CİNAYETLE YİTİRDİK'

Babamı da 1988’de aynı şekilde faili meçhul bir cinayetle yitirdik. O dönem Duhok Baas rejiminin kontrolündeydi ve babamın katilleri bulunamadı. Aynı şekilde annemi de kaybetmek bizim için çok büyük bir acı. Tamam babam savaşın olduğu bir ortamda öldürüldü. Peki ye annem, kardeşim ve diğerleri? Her yerde kamera var, gelen gidenler belli. Türkiye’de soruşturma başlatılmış. Duhok’ta da soruşturma yürütülüyor. Duhok Valisi Ali Teter bizzat ilgileniyor. Umarım katiller bu taraftan veya diğer taraftan olsun, bir an önce bulunur.” (Kaynak)

Öne Çıkanlar