Murat Yetkin: Putin'in kazanımları, bir taşla kaç kuş?
Murat Yetkin, Ukrayna'daki krizin uzamasının Türkiye'nin ekonomik zararını arttıracağına dikkat çekti.
Gazeteci Murat Yetkin, Rusya'nın Ukrayna'da başlattığı savaşa dair bir yazı kaleme aldı. Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin'in siyasi kazancının artacağını yazan Yetkin, "Ukrayna’nın NATO üyeliği defterinin kapanması Putin’in asıl siyasi kazancı olacaktır. Tabii bir de ABD ve AB’nin façasını fena bozmuş olacak, askeriyenin taleplerini yerine getirmiş olarak Rus iç politikasında gücünü arttırmış sayılacaktır." diye belirtti.
Yetkinreport'ta yayımlanan yazının bir kısmı şöyle:
BİR TAŞLA KAÇ KUŞ?
Böyle bir durum Putin’i sert kınamalarla ve yüksek perdeden ama etkisiz yaptırımlarla caydırmaya çalışan ABD ve Batı sisteminin de "Tamam işte, kendi tercihleri" iki yüzlülüğüyle rahatlamasına neden olabilir. Neticede kriz geniş çaplı savaşa dönüşmeden atlatılmış olacaktır. BM Genel Sekreteri Antonio Guterres dahi Rusya’nın işgalini kınarken, "Şimdi zamanı mıydı, tam da Covid-19 geçip dünya ekonomisi toparlanacakken" demedi mi? Yine çok sert kınayacaklar ama kâr çarklarının yeniden hızla dönesi adına kabulleneceklerdir.
Putin’in bunun karşılığında, Donetz ve Luhansk bölgeleri ve Kırım ile kara bağlantısını güçlendiren Herson kırsalı dışında birliklerini Ukrayna’dan çekecektir. Bu bölgelerin halk oylaması görüntüsüyle Rusya’ya katılması yüksek ihtimaldir.
Putin’in Ukrayna’yı pastırma dilimler gibi parça parça aldığı toprak kazancından çok Ukrayna’nın NATO üyeliği defterinin kapanması Putin’in asıl siyasi kazancı olacaktır.
Tabii bir de ABD ve AB’nin façasını fena bozmuş olacak, askeriyenin taleplerini yerine getirmiş olarak Rus iç politikasında gücünü arttırmış sayılacaktır.
TÜRKİYE'NİN KONUMU
Krizin uzaması Türkiye’nin ekonomik zararını artıracaktır.
Bu nedenle Türkiye’nin NATO bünyesinde Rusya’ya karşı askeri harekata kalkışılmamasını isteyen ülkeler arasında bulunması şaşırtıcı değildir.
Şimdiye dek izlenen nispeten temkinli siyasetle hem ABD hem de Rusya’nın gözüne batmadı.
Hem ABD hem AB Türkiye’nin coğrafi ve siyasi öneminden söz etmeye başladı yine. Bunu Ankara’daki diplomatik camianın tutumunda da gözlemek mümkün.
Kriz sayesinde Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yönetimindeki AK Partililer, yakın zamana kadar "Boğazlardan para kazanmıyoruz" gibi döneme çok uygun gerekçelerle değiştirmek istedikleri Montrö Sözleşmesinin önemini gördü. En azından Mustafa Kemal Atatürk döneminde imzalanan, Lozan’dan sonra Türkiye’nin ikinci hukuki güvencesi olan Montrö’ye laf söylenmiyor artık.
Rusya-Ukrayna krizinden sonra her şeyin yoluna gireceğini, kâr çarklarının tıkır tıkır dönmeye başlayacağını düşünenler varsa, iyimserlikte fazla ileriye gitmesinler derim. Geç olmadan bir sonraki krizin nerede çıkacağına, sonra sırada ne olacağına dair beyin fırtınalarına başlamalarını öneririm.
Putin’in Ukrayna’da yaptığının yanına kâr kalacağı saptamasına gelince…
Sovyetlerin yıkılışında Afganistan işgalinin payına da bakmalarında fayda var. Kibir ve saldırganlık kısa vadede kâr, uzun vadede yıkım getiriyor.