Mustafa Erdoğan, 'ulusalcı' ve 'milliyetçi' kışkırtmalar konusunda uyardı

'Milliyetçilik millet veya ulusu kendinden olmayan 'öteki' üzerinden tanımlar. Bu tanım iyi olan 'biz' ile kötü veya düşman olan 'ötekiler' karşıtlığı üzerine oturur.'

Mustafa Erdoğan, 'ulusalcı' ve 'milliyetçi' kışkırtmalar konusunda uyardı

Diyalog Gazetesi yazarı Mustafa Erdoğan, "Ülkeye olağandışı nüfus akışı ve yabancı düşmanlığı" başlığıyla kaleme aldığı yazısında, geçtiğimiz hafta Ankara Altındağ'da Suriyelilere yönelik saldırıların arkasında etnik temizlik niyeti olmasa da tehlikeli bir 'yabancı düşmanı' eylem olduğunu yazdı.

Erdoğan, yazısında şu görüşlere yer verdi: "Önümüzdeki haftalar ve aylarda bu türden daha büyük faciaların yaşanması ihtimaline karşı hepimizin daha dikkatli olmamız, özellikle 'ulusalcı' ve'milliyetçi' kesimlerden gelebilecek kışkırtmalar karşısında soğukkanlılığımızı yitirmememiz gerekiyor. Ülkemizin hâlihazırdaki şartları pogrom veya pogrom benzeri müessif olayların gelecekte –üstelik daha sıkça- ortaya çıkmasına maalesef çok müsaittir. Milliyetçiliğin yabancı düşmanlığı için muharrik bir güç olması şaşırtıcı değildir. Malum, milliyetçilik millet veya ulusu kendinden olmayan 'öteki' üzerinden tanımlar. Bu tanım iyi olan 'biz' ile kötü veya düşman olan 'ötekiler' karşıtlığı üzerine oturur. İster resmî makamlar isterse sivil bireyler olsun, milliyetçilerin 'öteki' korkusu onları ülkedeki yabancıları kültürel saflığımızı bozan (hatta 'ırkımızı kirleten') unsurlar veya ülkemizde bulunmayı 'hak etmeyen' mütecavizler olarak görmeye sevk eder."

"Mesele sadece milliyetçilik de değildir; yabancı düşmanlığı bazen –özellikle, yabancı nüfusun çoğaldığı dönemlerde- 'iş ve aşını' kaybedeceği, ‘'ekmeğine' ortaklar çıkacağı veya kamu düzeninin bozulacağı ve huzurun kaybolacağı ('sığınmacılar sorun yaratıyor') gibi endişeler veya korkulardan kaynaklanır" diyen Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bu tür duyguları en çok tetikleyen, göçmen veya mültecilerin devlet yardımı almaları veya iktisadî hayatın bazı sektörlerinde ağırlık kazanmalarıdır. 'Devletten yardım alıyor ve kral gibi yaşıyorlar' yakınmasında kendini gösterdiği gibi. Özel olarak Afgan göçmenler söz konusu olduğunda bazı kesimlerin 'dincilik' endişesi de işe karışıyor. 'İlkel Taliban İslam'ının ülkeyi teslim alacağından korkanlar veya bu korkuyu kasıtlı olarak pompalayanlar var. Bunlar aynı zamanda Afganlar ve Suriyelilere karşı -bir tür ırkçılık olarak- 'medeniyet üstünlüğü' iddiası da güdüyorlar. Kendi ulusal kimliğinin saflık ve üstünlüğüne ilişkin bu tuhaf kendine güven, başta resmî eğitim sistemi olmak üzere yaygın endoktrinasyon mekanizmalarının 'başarısı'nın eseridir. Her ne hal ise, kitlesel nüfus akışı nedeniyle Türkiye’nin bugün gerçekten büyük bir sorunla karşı karşıya olduğu açıktır."

Yazının tamamını okumak için tıklayın

Ankara saldırı göçmen Suriyeli altındağ