'Narin' uyarısı: 'Olayın fanatizmi oluşmaya başladı, bu bir müsabaka değil'

'Narin' uyarısı: 'Olayın fanatizmi oluşmaya başladı, bu bir müsabaka değil'
Diyarbakır'da 12 gün önce kaybolan Narin Güran'ın ailesine gönüllü oalrak Aileye psikolojik destek veren Türk Psikolojik ve Rehberlik Derneği Diyarbakır İl Başkanı Hayriye Müjde Erçetin konuştu: Bu bir müsabaka değil... Fanatizm devre dışı bırakılmalı."

Artı Gerçek - Sekiz yaşındaki Narin Güran'ın Diyarbakır'ın Tavşantepe köyünde 12 gündür önce kaybolmasından bu yana gönüllü olarak ailesine psikolojik destek veren Türk Psikolojik ve Rehberlik Derneği (PDR) Diyarbakır İl Başkanı Hayriye Müjde Erçetin, yaşananları anlattı. Erçetin, "Bu bir futbol maçı değil. Bu bir müsabaka değil" dedi.

'O İNSANLARIN DA ACI ÇEKTİĞİNİ GÖZARDI ETMEMEK LAZIM'

12 gündür köye gazeteciler, belediye yetkilileri, jandarma, kolluk kuvvetleri ve arama kurma ekipleri kamp kurmuşken, Erçetin, "Narin'in kaybolmasının büyük bir fanatizme dönüştüğünü ve çocuklar üzerinde olumsuz etkiler oluşturabileceğini" söyledi.

Amida Haber'den Zelal Sinayiç'e konuşan Erçetin, şu uyarıda bulundu:

"Evet kayıp bir çocuk var. Onun için endişelenenler bir sürü kişi var ama onun için endişelenirken etraftaki herkese de sataşıp, herkesle de yoğun bir kavga içerisinde olan da bir grup var. Olayın bir fanatizmi artık oluşmaya başladı. Bu bir futbol maçı değil. Bu bir müsabaka değil. Bir yerde işte onu bulanlar, bulmayanlar; aile veya değil kısmında, bu fanatizmi devre dışı bırakmak gerekir. Sadece duyarlı olan kişiler bizler değiliz. Oradaki insanlar da duyarlıdır. O köyde o çocuğu gören, o çocukla temas halinde olan insanların da duyarlı olabileceğini o insanların da acı çektiğini, üzülebildiğini, ortak payda olduğunu, anılarının olduğunu göz ardı etmemek lazım."

'KÖYDEKİ ÇOCUKLARA MİKROFON UZATMAK GAZETECİLİK ETİĞİNE UYGUN DEĞİL'

Erçetin, köydeki çocuklara mikrofon uzatan gazetecilere de tepki göstererek çocukların görüşlerinin yalnızca pedagog ya da alanında uzman kişilerce alınabileceğini vurguladı:

"Hassas bir süreçten geçilirken, oradaki çocukların, ailelerin ne yaşadığını bilmiyoruz. Dolayısıyla bir yabancı olarak böyle durumlarda gidip çocuklara mikrofonu uzatmak nedir? Böyle durumlarda çocuklarla yapılan görüşmelerde, görüşmeyi yapan kişiler buna uygun bir pedagojik altyapısının olması, Çocukların nasıl konuşturacak ne yapacak ne edecekle ilgili bilgisinin olması gerekiyor. Bir çocuğa mikrofon uzatarak o çocukla görüşme yapmak bir sınır ihlalidir. İstismar her zaman cinsel değildir. Mikrofon uzatıp çocuğun o an ne diyeceğini bilememesi, o anki panikle heyecanla korkuyla, kaygılıyla ne diyeceğini bilemeyip, bu videonun elden ele yayılıyor olması asla doğru değildir.”

'TÜRKİYE İLK SIRALARDA'

Avrupa ülkeleri arasındaki kayıp çocuk vakaları sıralamasında Türkiye’nin ilk sıralarda yer aldığına da dikkat çeken Erçetin, şöyle devam etti:

“Bugün belki Narin için insanlar çaba sarf ediyor ama bu ülkede yıllardır kayıp olan bir sürü çocuk var. Bunların net bir istatistiği olmamakla beraber Avrupa'da çocuk kaçırma olaylarının en fazla olduğu ülkelerden bir tanesi Türkiye. Çocuğu kaçırılmış, yıllardır çocuğunun ölüsüne, dirisine ulaşamayan aileler var. Birçok aile için oradaki tüm haberler tetikleyici olabiliyor. O nedenle söylemleri yaparken, söylemlerde bulunurken bunun bir başkasına zarar vermemesi üzerine hassasiyet gösterilmesi gerektiğini düşünüyorum.” (Kaynak)

Öne Çıkanlar