Oy ve Ötesi'nden 'Demokrasiden tarafız' diyen herkese çağrı: Hedefimiz 100 bin gönüllü
Esra ÇİFTÇİ
Artı Gerçek - 2013'te sivil bir inisiyatif olarak bir araya gelip 2014'te yasal dernek statüsü almasından bu yana sekiz seçimde 'sandıklara sahip çıkan' Oy ve Ötesi, 14 Mayıs'taki kritik cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği seçimleri için de yoğun bir çalışma yürütüyor. 14 Mayıs'ta 100 bin gönüllü ile sandık güvenliği için çalışmayı hedefleyen Oy ve Ötesi, bu seçimde tutanak görüntülerinin hızla dijital verilere dönüşmesini sağlayan OCR teknolojisini de ilk defa kullanacak.
'HER SEÇİM KENDİ SORULARIYLA BERABER GELİYOR'
14 Mayıs seçimlerine sayılı günler kala, Oy ve Ötesi Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Ertim Orkun ile katılımcı demokrasiyi, şeffaf seçim koşullarını, seçim ve sandık güvenliğini konuştuk. Seçimlerin nasıl bir atmosferde ilerlediğini sorduğumuz Orkun, süreci şöyle yorumladı:
"Yasal seçim takvimi açıklanalı iki haftadan biraz fazla oldu. Cumhurbaşkanı adayları belirlendi, şimdi önümüzde milletvekillerinin ilanı var. Her seçim dönemi gibi bu seçimler de kendi sorularıyla beraber geliyor. Bu sefer milletçe bizi sarsan deprem afetinin getirdiği farklı bir hassasiyet de var elbette. Söz konusu bölgede 15 milyon insanımız doğrudan etkilendi. Bunun gerçekliğini algılayıp, siyaset dilinin alışkanlıklarıyla ortaya çıkan kutuplaşmalara karşı daha dikkatli davranmalı, halk olarak seçim sürecinin şeffaf ve güvenli yürütülebilmesi için el birliğiyle çalışmalıyız."
'EN BÜYÜK ROL SİYASETÇİLERE DÜŞÜYOR'
Orkun, şeffaf, güvenli bir seçimin yürütülebilmesi için en büyük rolün siyasetçilere düştüğünü vurguladı:
"Yüksek Seçim Kurulu’nun özenle getireceği düzenlemelerin netleşmesini bekliyoruz. Aynı zamanda genç seçmenin ve özellikle öğrencilerimizin oy haklarını kullanmaları da demokratik bir seçimin geçerliliği için büyük önem taşıyor. İkametgahları ve eğitim aldıkları yerler farklı olan öğrenci seçmenlerin oy kullanabilmeleri için yolculuk yapmaları gerekebilecek. Bu konuda imkanların gerek YÖK gerekse kamu organları tarafından kolaylaştırılacağını umuyoruz."
'SANDIKLARA HEP BERABER SAHİP ÇIKALIM'
Oy ve Ötesi olarak seçimlere nasıl hazırlandıklarını sorduğumuz Orkun, sekiz seçimde biriken tecrübeleriyle aylar öncesinden hazırlanmaya başladıklarını söyledi. Hukuk, eğitim, koordinasyon, iletişim gibi çalışma gruplarının 'hazırlanma safhasını' büyük oranda tamamladığını ve sahadan gelen taleplere yönelmekte olduğunu anlatan Orkun, şöyle devam etti:
"Tüm siyasi partilere aylar öncesinden çağrımızı yaptık, sivil toplum paydaşlarıyla iletişim halindeyiz. Üç aşamalı olarak faaliyet yürütüyoruz. Öncelikle şu günlerde başladığımız ve 14 Mayıs’a kadar devam edecek olan herkese açık eğitimlerimiz var. Tüm yurtta düzenlenen eğitimlerimizde günün akışı, yasal dayanaklar ve tecrübelerimizden derlediğimiz barışçıl önerilerimizi yalın bir dille tüm seçmen ve seçim günü görev alacak kişiler için anlatıyoruz.
'50 ŞEHİRDE 50 EĞİTİM TOPLANTISI YAPACAĞIZ'
Eğitimlerimiz halka açık, herhangi bir kayıt şartı aranmadan düzenleniyor. Bu seçimlerde tüm yurtta ilçeler bazında yapılacak eğitimlere ilave olarak 50 şehirde 50 büyük eğitim ve motivasyon toplantısı yapmayı hedefliyoruz. Hem kişileri sandığa gitmek için motive etmek hem de sürece dahil olurlarken bilinçli olmalarını istiyoruz. Sandıklara beraber sahip çıkalım diyoruz."
'GÜN BOYUNCA HERKESİN BAŞVURABİLECEĞİ TELEFON NUMARAMIZ OLACAK'
Çalışmalarının ikinci aşamasını seçim günü görev almak isteyen kişilerin organizasyon ve koordinasyonunun oluşturduğunu söyleyen Orkun, eğitim alan gönüllüleri 14 Mayıs’ta sandıkların başında müşahitlik (sandık gözlemciliği) yapabilecekleri şekilde dağıttıklarını, onlara gün içerisinde hem hukuki destek hem koordinasyon desteği sağladıklarını belirtti:
"Gün boyunca herkesin başvurabileceği bir de telefon numaramız olacak. Tüm sahadan gelecek soruları cevaplamaya hazır bir hukuk grubumuz ve tecrübeli gönüllü ekibimiz de hazır. Son olarak da yenilenen yazılım alt yapımız aracılığıyla toplayacağımız sandık tutanak sonuçları var. Herkesten gün sonunda ilan edilecek sandık tutanaklarını fotoğraflayarak sistemimize yüklemelerini istiyoruz. Böylece tüm yurttan gelecek verileri açıklanacak resmî sonuçlarla kıyaslayıp, uyumsuzlukları kısa itiraz süresi bitmeden tüm partilerle paylaşabileceğiz. Bu yıl ilk defa kullanacağımız OCR teknolojisi, gelen tutanak görüntülerinin hızla dijital verilere dönüşmesini sağlıyor. Bu sayede sürecin şeffaflığına büyük katkımız olacağına eminiz."
'EN AZ 100 BİN GÖNÜLLÜYLE SANDIKLARDA OLACAĞIZ'
Orkun "Demokrasiden tarafız" diyen her vatandaşı birlikte görev almaya, katkı sağlamaya davet ettiklerini vurguladı:
"Her şeyden önce siyasi iklimin getirdiği kutuplaşmaya bir ortak payda sunarak barışçıl ve güvenli bir sürece katkı sağlamak mümkün. Hukukun üstünlüğünü ilke olarak benimseyen sivil vatandaşlar görev alarak gözlemci olabilir ve güvenli bir sürecin garantisi olabilir. Biz Oy ve Ötesi olarak bu seçimlerde en az 100 bin gönüllüyle açılacak tüm sandıklarda var olmayı hedefliyoruz. Ne kadar çok sandıkta bilgili, adil ve siyasetten uzak tavrımızla süreci gözlemleyebilirsek seçim sürecine ve oylara o kadar sahip çıkabiliriz."
'SANDIĞA SAHİP ÇIKMAK KAVRAMINI KAMUOYUNA OY VE ÖTESİ TANITTI'
Orkun, Oy ve Ötesi olarak ne tür çalışmalar yürüttüklerine ilişkin soruya yanıtında da, "yaklaşan seçimlerden dolayı asıl amaçlarının öncelikle demokrasinin temeli olan seçimlere odaklanmak olduğunu" söyleyerek şöyle devam etti:
"Kuruluşumuzdan bu yana sekiz seçimdir gönüllülerimizle sandıklara sahip çıkıyoruz. 'Sandığa Sahip Çıkmak' kavramını kamuoyuna tanıtan Oy ve Ötesi’dir aslında. Yaptığımız müşahitlik eğitimleri ve organizasyonlarıyla ve temel ilkemiz olan siyaset üstü yaklaşımımızla hem seçim sürecinin şeffaflığına, adil ve usulünce yürütülmesine destek oluyoruz, hem de toplumun katılımını arttırarak güven ortamı sağlamak için çalışıyoruz. Seçim haricinde de pek çok projemiz oluyor ancak biz sık seçime giren bir ülke olduğumuz için edindiğimiz en büyük tecrübe bu yönde. Odağımızda sandık güvenliği bulunuyor.”
'HALKIN İRADESİNİN SANDIĞA ULAŞMASINI SAĞLAMAK GEREK'
Sandık güvenliğinin ne olduğunu ve bu konuda ne yapmak gerektiğini sorduğumuz Orkun, sandık güvenliği denildiğinde seçim günü süreci ve temelde halkın iradesinin sandığa ulaşması için gerekli olan düzenleme ve uygulamaların ele alınacağını söyledi. Orkun, kişilerin oy kullanma haklarını yasal olarak tanımlanan şekliyle kullanabilmelerini sağlamaları gerektiğini vurgulayarak şöyle devam etti:
"Türkiye’de seçimler 1950’den beri 'kapalı oy açık sayım' usulüyle tam demokratik biçimde gerçekleştiriliyor. Yapılan düzenlemeler de kişilerin hiçbir baskı altında kalmadan, hür iradeleriyle tercihlerini ifade edebilmelerini, her vatandaşın bu hakkını eşit şartlarda kullanabilmesini sağlıyor. Bu aşamada sivil toplum çözüme ve sürece ortak olabiliyor."
'KATILIMCI DEMOKRASİ, SADECE YASAL DÜZENLEMEYLE SAĞLANAMAZ'
Katılımcı demokrasinin önemine de değinen Orkun, demokrasinin halkın yönetimde temsil ve söz sahibi olduğu yönetim biçimi olduğunu vurguladı:
"Ancak bunun sadece yasal düzenlemeyle telaffuz edilmesi ve bir yönteme oturtulmuş olması yeterli değil. Çünkü bu yönetim biçiminin verimi, ancak bireylerinin bilinci ve toplumun dinamiklerine uyumlanabilmesiyle mümkün olabilir. Biz katılımcı demokrasi dediğimiz zaman tam olarak bu yaşayan, değişen, gelişen toplum yapısının ve iradesinin sisteme yansımasını hedefliyoruz. Bireylerin kendilerine tanınmış haklarını ve beraberinde sorumluluklarını tanımasını, uygulamasını istiyoruz. Bizce katılımcı demokrasi, bireyleri ve paydaşlarıyla yaşayan, öğrenen, keşfeden, gelişen bir demokratik toplumun tarifidir."
'HER SİYASİ GÖRÜŞE EŞİT MESAFEDEYİZ'
Seçimlerin şeffaf olması gerektiğine dikkat çeken Orkun, seçmenin oy kullanma sürecinin kendisine verilmiş bir hak olduğuna dair bilinçlenmesinin önemli olduğunu söyledi:
"Bu hakkını kullanmak isteyen her seçmeni aynı zamanda hakkını ve tercihini korumak için de sandık başına çağırıyoruz. Eğitim almış, yasal süreçlere hakim, iyi organize olmuş, bilinçli kişiler ve sivil toplum paydaşları hukuki sürecin yasal olarak ön görüldüğü şekilde uygulanması için destek olabilir. Biz de Oy ve Ötesi olarak her siyasi görüşe eşit mesafede kalıyor, politik söylem ve kutuplaşmalardan uzak durarak şeffaf, barışçıl ve adil bir seçim için çalışmak isteyen kişileri bir araya getiriyoruz. Siyaset, propaganda ve tartışmalar sandık gününden önce olmalı, sandıkta sadece halkın iradesi konuşmalı diyoruz."
'SEÇİM GÜVENLİĞİ, UZUN BİR SÜRECİ İÇİNE ALAN BİR İFADE'
Seçim güvenliğine ilişkin de konuşan Orkun, "Seçim güvenliği aslına bakarsanız, uzun bir süreci içine alan bir ifade” diyor. Orkun, bu kavramın halkın iradesinin sandığa yansıyabilmesi, adil, eşitlikçi, şeffaf ve güvenli bir süreç için ihtiyaç duyulacak tüm yasal düzenlemeleri içine aldığını belirtti:
"Buna seçmen listelerinin kontrollerinden, mükerrer oyların engellenmesi için gerekecek düzenlemelere, sandık günü uygulanacak “pusula mühürleme” gibi yasal pratiklerden, seçim sonuçlarının kamuoyuna yansıtıldığı yayın organlarına kadar pek çok aşamayı kapsıyor. Biz bir sivil toplum kuruluşu ve dernek olarak hepsini takip etmekle birlikte, yasal olarak bizlere tanımlanmış haklar doğrultusunda faaliyet gösterebiliyoruz. Böyle geniş kapsamda ele aldığınız zaman yasal irade sahibi olan siyasi partilere görev düşüyor."