'PKK beni alacak kadar liberal bir örgüt mü?'

Fatma YÖRÜR

Bugün Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay bir kez daha adliye koridorlarındaydı. Duruşmaya ilgi büyük. Duruşmanın gözlemcileri Avrupa'nın dört bir yanından. Başta Aslı Erdoğan olmak üzere Türkiye'de fikir ve ifade özgürlüğü nedeniyle yargılanan tüm insanlar için burada olduklarını söylüyorlar. Konsolosluk temsilcileri, yazarlar, gazeteciler gözlemci, çünkü Türkiye'deki adalete olan inanç büyük yara aldı. Üstelik onlar Aslı Erdoğan'ı kendi ülkesinden daha iyi tanıyor.

Aslı Erdoğan duruşma salonuna elinde klasörler ve dosyalarla geliyor. Dosyalardan biri Avrupa'nın dört bir yanında gelen festival, panel, sempozyum davetleri ile dolu. Bu davetler arasında önemli sayıda ödül töreni var. Bu ödüller arasında Simone de Beauvoir, Marguerite Yourcenar gibi uluslararası öneme sahip olanlar da var. Ancak yazar bu ödülleri almaya gidemiyor. Çünkü Türkiye'de yargılandıkları dava nedeniyle yurtdışına çıkış yasağı var. Bu duruşmada yasak kalksa da pasaportuna el konulan Erdoğan, sorunun çözümünden yana umutsuz. Aslı Erdoğan ve Necmiye Alpay'la duruşma sonrası dava sürecini konuşuyoruz:

DÜNYADAN EDEBİYAT ÖDÜLLERİ TÜRKİYE'DEN TEHDİT

Aslı Erdoğan: 18 yıllık yazarlığımda yazılarım 29 dile, kitaplarım 20 dile çevrildi. Hakkımda 250 kadar edebiyat eleştirisi yazıldı. Fransızca’da 6 kitabım var. Yurt dışındaki eleştiri yazılarında Türkiye’nin Kafka’sı, Türkiye’nin James Joyce’u deniyor. Fransa’dan Lire, geleceğe kalacak 50 yazar arasına aldı beni...

Köşe yazılarımdan derlenen kitap Fransızca basıldı ve bir haftada 12 bin satarak best seller oldu. Bu kitapla El Maria Richard ödülüne layık görüldüm. Ödül törenime gidebileceğim konusunda korku ve şüphelerim var.

45 yaşında bir kadınım, 2011 Zürih Şehir Yazarı ödülünü aldığım yıl için Türkiye’de PKK’ye katılmakla yargılanıyorum. Hatta örgüt yöneticisi olmakla. Kürtçe bilmem. Hayatım boyunca barışı savundum. Hiç bir parti, vakıf ya da derneğe üye olmadım. Politika yapmadım. Avrupa’da bu işlere koştururken nasıl girdim PKK’ya? Bir apartman yönetimine bile girmek için üç ay uğraşırsın. PKK beni alacak kadar liberal bir örgüt mü?

"15 YILDIR İNTERNET SİTEMDE DURAN YAZILAR DELİL OLDU"

TRT’ye bir belgesel çekmiştik, Nazım Hikmet için... Orhan Pamuk var, pek çok aydın ve yazar var. Onu delil saydılar. Düşünün, o kadar aptalız ki örgüt üyesiyiz diye TRT’ye belgesel çekiyoruz.

3 bin 500 kitabım var. İçinde dünyanın her yerinden halkların adına yazılanlar. Çerkezler de var, tüm milletler de. Sadece Kürtlerle ilgili olan birkaç kitabım var, onları aldılar delil olarak.

Neden Çerkezleri almadılar?

1930’larda Ağrı üzerine yazılmış bir kitap; 'Ağrı İsyanı'... Bu kitap delil oldu. Daha trajikomiği bazı mektuplar aldılar arşivimden, benim yazışmalarım gibi. Cezaevinden Mektuplar kitabını derlerken -kitap 14 yıllık bu arada- cezaevi yazışmalarını, mektupların fotokopilerini almıştım. Basına örgütsel materyal diye servis ettiler.

Masum olduğumu biliyorum. Düşünce özgürlüğü adına bedel ödedim. Sınırlarını aştım galiba, bu faşizmdir. Kuru ekmek bile çalmadım. Pasaportuma el konuldu. Ödüller aldım gidemedim. Avrupa Kültür Vakfı ödülüne layık görüldüm ama alamadım. Çok gerildim, her mahkemede çok geriliyorum. Bu süreç çok yorucu ve artık herkes için adil yargılama istiyoruz.

Hayatımda ilk defa yargılanıyorum. Sembolik bir danışma kurulunda olmak yargılanma sebebi. Bu danışma kurulu bir kez bile toplanmamış ama biz bunun için Ağır Ceza Mahkemesi’nde 302’den, yani idam cezasıyla yargılanıyoruz. Bu bir tehdittir. Tutuklanma nedenimi anlamadım ki tahliyemi anlayayım. Her gazeteci, akademisyen, avukat bu süreçte tehdit altında.

ULUSLARARASI GÖZLEMCİLER ENDİŞELİ

Anna Rochelle gazeteci... Fransa’dan duruşmayı izliyor: Duruşmaya ilk kez geldim. Türkiye son dönemde garip uygulamalara imza atıyor. Önemli gelişmeler var. Destek amacıyla buradayız, Aslı Erdoğan çok önemli bir yazar.

Tieri Briet, Fransız yazar ve romancı... Alı Erdoğan’ın tüm duruşmalarına katılmış. "Aralık, Ocak, Mart'ta da gelmiştik. Aslı Erdoğan için Fransa'da dayanışma örgütlüyoruz."

"Fransa’dan Türkiye nasıl görünüyor?" diye soruyorum Briet'e... "Anti demokratik, faşist, İslamofaşist bir sistem. Burada ne olduğunu anlamaya çalışıyoruz. Özellikle gazeteciler için bir kabus olduğunu görüyoruz. Zor bir süreç destek için buradayız" diye cevap veriyor.

"BU DÜŞÜNCE VE İFADE ÖZGÜRLÜĞÜNÜN YARGILANDIĞI BİR DAVA"

Necmiye Alpay: Duruşmada da söylemeye çalıştım, 20 yıldır bu gazete çok baskı altında, bu gazetenin mensupları öldürüldü. 1996 yılında binası bombalandı. Sonrasında baskılar eksik olmadı. Temmuz 2016’dan beri ise neredeyse muhasebecisini bile tutuklayacaklar.

Birkaç yıldır bu işte tek bir dava bile yokken, toplum cendereye alınınca bizler de tutuklandık. Basına basın gözüyle bakılmıyor. Belirli bir çizginin içinde hareket etmiyorsanız gazeteci değil terörist oluyorsunuz. Sadece iktidar çeperi meşru.

Mahkemeler için de öyle bağımsızlığından kuşku var. Basın kanununa göre yargılanmıyoruz. Bu başlı başına bir cezadır. Bu şekilde tutuklanmak yargılanmak... Bu süreç bir cezalandırma yöntemi zaten, karara gerek yok.

- Adalet nöbeti hakkında ne düşünüyorsunuz?

Necmiye Alpay: Burada başladı adalet nöbeti, Çağlayan Adliyesi’nde. Kılıçdaroğlu anlamlı, önemli, sembolik bir eyleme başladı. Ve umarım toplum bu yolla demokratik bilinç noktasında daha gelişkin bir noktaya gelir. Ve iktidar da bunu ciddiye alır. İlk fırsatta bu yürüyüş ve nöbete ben de katılmak istiyorum.

Kılıçdaroğlu biz Aslı ile hapishanedeyken destek mesajı göndermişti.

CHP’nin iki yönü var. Bir yönü ulusalcı ve demokratik olmayan, diğeri demokratik. Demokratik yönü desteklemek zorundayız.

Eren Keskin: Bu düşünce ve ifade özgürlüğünün yargılandığı bir dava. Türkiye’nin taraf olduğu, altına imza attığı uluslararası sözleşmelere aykırı. Hukukun ‘h’sinin kalmadığı bir süreç olduğu için sonuçlarını öngöremiyoruz.

"ALTAN'IN KIZI KALKIP BİZE GÖZLEMCİ OLDUĞUMUZ İÇİN YER VERDİ"

Ece Milli: Uluslararası Af Örgütü olarak dava gözlem projesi kapsamında Türkiye’deki kritik davaları da izliyoruz. Duruşmalarda bulunuyor ve süreci takip ediyoruz. Altan kardeşler davasında da gözlemciyiz.

Duruşmaları izlemekte sıkıntılarınız var mı?

Duruşmaya alınma noktasında yer olduğu sürece sıkıntı yok ancak adliyede duruşma salonları dar ve zaman zaman yer olmadığı için giremiyoruz.

Altanlar duruşmasında yer kalmamıştı, Altan’ın kızı kalkıp bize gözlemci olduğumuz için yer verdi.

Davaları takip etmeye devam edeceğiz.