Rönesans Rezidans'taki kayıp 53 kişiden hâlâ haber yok

Rönesans Rezidans'taki kayıp 53 kişiden hâlâ haber yok
6 Şubat depremlerinin üzerinden 132 gün geçmesine rağmen Rönesans Rezidans'taki 53 kişi hâlâ kayıp. Aileler ise duruma tepkili.

Artı Gerçek - 6 Şubat depremleri sonrası Hatay Antakya'da bulunan ve yıkılan 250 konutlu Rönesans Rezidans'taki 53 kişi hâlâ kayıp. Bölgedeki enkazlar ise ihale usulüyle şirketlere devrediliyor. Kayıplarını arayan aileler ise duruma tepki gösteriyor.

'ENKAZIN BİR KEZ DAHA İNCELENMESİNİ İSTEDİK AMA...'

Cumhuriyet'ten Cengiz Karagöz'ün haberine göre, kayıp Esra İlhan’ın ablası Gizem Ohcak, “DNA sonuçlarından hâlâ bir şey çıkmadı. Uzun süreler alabileceği söyleniyor. Hiçbir yerde yoklar. Rönesans’ın enkazının bir kez daha incelenmesini istedik ancak kimseye sesimizi duyuramadık. Sadece ‘bekleyin’ diyorlar, beklemekten yorulduk” diye konuştu.

‘BİZ DE ONLARLA KAYBOLDUK’

Ablası, eniştesi ve iki yeğenine ulaşamadığını belirten Pınar Doğan Kılıç, “Kardeşim Şengül, eşi Aydın ve çocukları Demir ve Güney Sabri’den haber alamıyoruz. Deprem bölgesi unutulmaya başlandı. Savcılığa da emniyete de başvurdum. Her kurum başka yerlere yönlendiriyor” dedi. Kılıç, “Biz de onlarla birlikte kaybolduk. Enkazlarda bizim cenazelerimiz var, yakınlarımıza ulaşamazsak cenazelerimiz ihale ile satılmış olacak” ifadelerini kullandı.

‘BİLGİ VEREN YOK’

Tuğba Koşar ile çocukları üç yaşındaki Mustafa Kemal ile sekiz aylık Mehmet Akif’e halen ulaşılamadı. Koşar’ın annesi Suna Öztürk, “Depremi öğrendiğimde Aksaray’daydım. Beş saat içinde Antakya’ya gittim. Yardım ise günler sonra geldi. Enkazda büyük yangın vardı ve günlerce söndürülemedi. Sürece ilişkin bilgi veren yok” diye konuştu.

‘HUKUKSAL VE HALK SAĞLIĞI AÇISINDAN VAHİM SONUÇLARI OLUR’

Avukat Celal Ülgen, cenazeler çıkarılmadan ve kayıpların akıbeti belli olmadan enkazın kaldırılması işinin ihaleler yoluyla özel şirket veya kişilere devredilmesi işleminin “insan hakkı ihlali” olduğuna vurgu yaparak, şu ifadeleri kullandı:

“Söz konusu durum hukuki süreç olarak yanlış bir uygulamadır. Enkazlarda kayıp kişilere ait giysi ve vücut kalıntılarının bulunması olasılığı ve bunların DNA testleriyle bulunabilir olması kişilerin başta anayasal hakları olmak üzere miras hakkını da olumsuz etkileyecektir. İhaleyi alan şirketler tarafından enkazların kayıplar yönünden inceleme yapılmaksızın, içinde barındırdıkları asbest ve DNA kalıntıları ile kaldırılması hukuksal ve halk sağlığı açısından vahim sonuçlar doğuracaktır. İleride yargılamalar sırasında birçok yüklenici enkazlardaki delil eksiklikleri nedeniyle aklanacak ve tazmin sorumluluğundan kurtulacaktır. Her inşaat enkazının birbiriyle karıştırılmadan, kanıtları toplandıktan sonra belli yerlere konulması gerekmektedir.” (Kaynak)

Öne Çıkanlar