SADAT'ın kurucusu: AKP ve Nakşibendilikle gönül bağımız var
Tartışmaların odağındaki SADAT'ın kurucusu Adnan Tanrıverdi, 'milis güç oluşturduğu' iddiasını reddetti, 'Nakşibendilik ve AK Parti ile gönül bağım var' dedi.

HABER MERKEZİ - Sivilleri silahlandırarak, paramiliter bir güç oluşturduğu iddialarıyla gündemde olan Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi'nin (SADAT) kurucusu ve aynı zamanda Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Adnan Tanrıverdi, iddialar hakkında konuştu. Milis güç iddialarını yalanlayan Tanrıverdi, şuan sadece bir ülkede 7 personelle hizmet verdiklerini Türkiye'de ise hiçbir faaliyetlerinin olmadığını öne sürdü.
Hakkında uzun süredir ciddi iddialar ortaya atılan Uluslararası Savunma Danışmanlık Şirketi yani SADAT'ın kurucusu Adnan Tanrıverdi Habertürk gazetesine konuştu. SADAT' Türkiye'nin kontrolünde 'Eski Osmanlı coğrafyasındaki Müslüman ülkelere ihtiyaç duydukları askeri danışmanlık hizmetini vermek için' kurduklarını söyleyen Tanrıverdi, "Bu şirketler aynı zamanda ülkemizin dış politikasının da bir enstrümanı olmalıydı. ASDER mensupları ile durumu istişare ettik ve 28 Şubat 2012 tarihinde Uluslararası Savunma Danışmanlık İnşaat, Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi'ni kurduk" dedi.
'DANIŞMANLIK, EĞİTİM VE DONATIM HİZMETİ VERİYORUZ'
SADAT'la ilgili 'silahlı eğitim kampları olduğu' iddiasına ilişkin soruya, "Tamamen iftira, hayal mahsulü" diyerek yanıt veren Tanrıverdi, "Hiçbir eğitim tesisimiz yok" dedi. Sivillere silahlı eğitim vermediklerini söyleyen Tanrıverdi, "Kuruluş amacımıza uygun olarak dost ülkelerin devlet organlarını muhatap alıp kendi ülkelerinde kendi hukuki mevzuatlarına uygun olarak kurumsal bazda danışmanlık, eğitim ve donatım hizmeti veriyoruz" dedi.
'GÜVENLİK TOPLANTISINA ERDOĞAN'ıN DANIŞMANI OLARAK KATILDIM'
Her tür sivil silahlı örgütlenmenin tehlikeli olduğunu söyleyen Tanrıverdi, geçen hafta Afrin harekâtı konusunda Cumhurbaşkanı Erdoğan başkanlığında yapılan 'Güvenlik Zirvesi'ne ise Cumhurbaşkanı'nın 'Güvenlik Politikaları' konusundaki başdanışmanı olarak katıldığını belirtti. Tanrıverdi, MİT Müsteşarlığı ile de fiili bir bağlantıları olmadığını söyledi.
ŞİRKETİ KURARKEN 'SİZ BU YETKİYİ NEREDEN ALIYORSUNUZ' DEDİLER
Hhükümetin, AKP’nin veya Cumhurbaşkanlığı'nın SADAT'a hiçbir maddi desteği olmadığını söyleyen Tanrıverdi, "Böyle bir şirket Türkiye'de ilk kez kuruldu. Kurulduğu zaman herkes, 'Nasıl olur' gözüyle baktı. Hatta İstanbul Ticaret Odası'na şirket sözleşmesini gönderdiğimiz zaman, okuyan hanımefendi kâğıdı elinden düşürmüş. "Siz bu yetkiyi nereden alıyorsunuz" deyince biz de, "Bunu engelleyen hangi kanun var? Biz bu şirketi şirketler kanununa göre kuruyoruz" dedik. Oradan Ticaret Bakanlığı'na, daha sonra Savunma Bakanlığı'na, ardından Genelkurmay'a gitti. Oraları harekete geçirdi. Hatta o zamanın başbakan yardımcısı bizi çağırıp, "Ooo paşam, ordular kurup silah yapıyormuşsunuz. Bizim silahlı kuvvetlerimiz yok mu" dedi. Bizi dinlediler. Dinledikleri zaman, "Bu benim omzumda bir mesuliyet. Ben 70 yaşından sonra para kazanmak için bu şirketi kurmuyorum. Birikimimin bir zekatı, bir misyon için kurdum" dedim. Böyle bir ihtiyaç olduğunu anladılar. Bizim yasadışı bir şeyimiz yok" şeklinde konuştu.
'AK PARTİ İLE GÖNÜL BAĞLANTIM VAR'
"AK Parti ile gönül ve oy veren seçmen bağlantım var. Parti üyesi değilim" diyen Tanrıverdi, 'Peki, sizin tavsiyelerinizden bugün hayata geçen ne var' sorusuna ise "Jandarma Genel Kurmay'dan ayrılsın diyorduk, ayrıldı. Ama biz bunu 15 senedir söylüyoruz" dedi.
'NAKŞİBENDİLİKLE GÖNÜL BAĞI VAR'
'AK Parti'nin ideolojik çizgisine uygun şekilde bir parti ordusu hazırladığınıza dair bir iddia var' sorusuna "Ben böyle bir fikrin tam karşısındayım. Partinin silahlı gücü ya da silahlı milislerin oluşması son derece yanlıştır" diye yanıt veren Tanrıverdi, SADAT'a yönelik iddiaların 'FETÖ kaynaklı' olduğunu öne sürdü. Türkiye'nin ürettiği silahların pazarlayıcısı gibi de hareket ettiklerini söyleyen Tanrıverdi, 'Nakşibendîlikle bir ilginiz var mı' sorusuna da "Gönül bağı var. Silahlı Kuvvetler’den ayrıldıktan sonra cemaatleri dolaştım, 'Darbe geliyor ve bu darbenin hedefinde de siz varsınız' dedim. O zaman cemaatleri tanıdım" yanıtını verdi.
'KAÇ PERSONELİNİZ VAR' SORUSUNA YANIT VERMEDİ
Tanrıverdi, 'Kaç personeliniz var, rütbeleri nedir' sorusuna ise "Bu soruyu ticari şirketlere sorulan yanlış bir soru olarak değerlendiriyorum. Bir proje neyi gerektiriyorsa onun için kadro oluşturuluyor ve o kadroyla çalışma devam ediyor. Ancak hiçbir şekilde ne içeride ne de dışarıda paralı asker tipi bir organizasyon ve hizmetimiz yok" cevabını verdi.
15 Temmuz'dan sonra sivillere yönelik silahlandırma, eğitim birimleri oluşturma iddiasını da reddeden Tanrıverdi, 15 Temmuzgecesi, silahlı bir şekilde sokaklara çıkmadıklarını sadece 'ne yapılması gerektiğini' soran eş-dost-yakınlara, 'Cumhurbaşkanımızın çağrısına uyun demenin' dışında her hangi bir eylem ve söylemleri olmadığını belirtti.
'HULUSİ PAŞA İLE ÖĞRETMEN-TALEBE HUKUKUMUZ VAR'
28 Şubat döneminde ordudan ihraç edilen askerlerin neredeyse tamamının SADAT’a bağlı olduğunu belirten Tanrıverdi, "Genelkurmay Başkanı’mız Sayın Hulusi Akar ile de bir hukukumuz vardır. Ben Kara Harp Akademisi’nde öğretim üyesi olarak bulunduğum sırada, Hulusi Paşam akademi eğitimini tamamladı. Kendileri ile öğretmen-talebe ilişkisine dayanan bir hukukumuz da vardır. 15 Temmuz 2016'dan sonra, zannederim 25 Temmuz 2016 tarihinde de Cumhurbaşkanımızın daveti üzerine, darbe girişiminin değerlendirilmesi ile ilgili olarak asker hüviyetimiz nedeni ile bir istişare toplantısı gerçekleştirilmiştir" dedi.