Saygı Öztürk: Falyalı cinayetini çözen eldiven
Saygı Öztürk, Halil Falyalı'yı öldürenlerin cinayet mahalinde bıraktıkları eldiven sayende bulunduklarını iddia etti.
Sözcü yazarı Saygı Öztürk, KKTC'de organize suç örgütü Sedat Peker'in ifşalarıyla gündeme gelen kumarhaneler sahibi Halil Falyalı cinayetinin olay yerinde bırakılan bir eldiven sayesinde çözüldüğünü ileri sürdü.
Saygı Öztürk, bugünkü köşesinde Halil Falyalı cinayeti ile ilgili "Falyalı olayını çözen eldiven" başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Öztürk, Falyalı’nın öldürüldüğü olay yeriyle ilgili olarak şunları yazdı: "KKTC'de olay pek olmadığı için polis de rahattır. Ancak Halil Falyalı'nın uzun namlulu silahlarla ateş edilerek öldürülmesi, olay yerinde silahın bulunmaması, MOBESE ve başka kamera kayıtlarının olmaması, cinayetin kolay kolay çözülemeyeceği izlenimi yarattı. Söylenen hep, 'Çok profesyonelce işlenmiş cinayet' sözleriydi."
"Olay bölgesinde yere atılmış bir çift, markalı eldiven bulundu. Belki ilk anda bir anlam ifade etmeyebilir ama, polis için önemli bir suç kanıtıydı" diyen Öztürk, şunları yazdı:
"Zaten polislik de orada başlıyor. Bu eldivenden yola çıkıp bazı kişilere ulaşmanın mümkün olabileceği düşünüldü. Polis sabahı bile beklemedi. Uluslararası üne sahip marka ve aynı isimle Girne'de bulunan mağaza üzerinden yola çıktı. Belki de ilk kez kullanılan ve sonra atılan bu eldiveni kim almıştı. Mağaza görevlisi alıcıyı hatırladı. Ayrıca kamera kayıtlarının incelenmesi sonucu bu kişinin eldiven aldığı da belgelendi. İşte, düğüm çözülmeye başlanmıştı.
Önce Batmanlı Ömer Tunç yakalandı. Cinayet akşamı nerede, kiminle olduğu araştırılırken, Mustafa Söylemez adına ulaşıldı. Söylemez, cinayet sabahında uçakla Türkiye'ye dönmüştü. Onun yakalanması ve sorgulanması için KKTC polisi, KKTC'de görevli Türkiye'nin Emniyet Müşaviri ve İrtibat görevlisi aracılığıyla Mustafa Söylemez'in yakalanmasını istedi. Bu arada cinayette kullanılan Kalaşnikof silahlar ve tabanca aranıyordu. Anlaşılıyor ki silahlarda parmak izi bırakmamak için eldivenler kullanılmıştı. "Söylemez Kardeşler" adı ilk çıktığı günlerde, örgütün başında bir doktor bulunduğunun belirlenmesi şaşkınlık yaratmıştı."