'Sen elin adamıyla gayrimeşru yaşa, ben içki paranı göndereyim'
Yargıtay 2'nci Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan kadınların süresiz nafaka hakkına bu sözlerle karşı çıktı.
Yargıtay 2´nci Hukuk Dairesi Başkanı Ömer Uğur Gençcan, kadınların süresiz yoksulluk nafakası hakkıyla ilgili, "Kadınların kazanılmış haklarını alıyorsunuz´ deniliyor. Ya siz, erkeklerin 80 senelik kazanılmış hakkını aldınız elinden" görüşünü savundu.
Ömer Uğur Gençcan, Karabük Barosu'nun düzenlediği "Aile Hukuku ve HMK Yargıtay Uygulamaları" konulu meslek içi eğitim seminerine katıldı.
Burada nafaka hakkına değinen Gençcan, Türkiye´de yoksulluk nafakasının 1988 yılına kadar 1 yıl verildiğini belirterek şunları söyledi: "2'nci Özal hükümetinde bayram değil seyran değil 3444 sayılı yasa ile bunu süresiz hale getirdiler. `Kadınlara yazık değil mi´ 80 senedir böyleydi. Şimdi yeniden süreye dönülme çalışmaları var. `Kadınların kazanılmış haklarını alıyorsunuz´ deniliyor. Ya siz erkeklerin 80 senelik kazanılmış hakkını aldınız elinden. O zaman hiç cümle yoktu. Ben hakimim ben doğruyu söyleyeceğim. Ben vicdanıma göre karar vereceğim. Bayram değil seyran değil süresize çevirdiler. Şimdi şefkatle bazı bildirileri yayınlayanlar var. 'Süresiz olduğu doğru değil´ Sanki biz kandırıyoruz. Süresiz olmadığı hal tabii ki var. 'Adam ölünce alamıyor. Tabii ki alamayacaksın. Rahmetlinin mirasçıları sana mı verecek? Bak gördün mü süreli işte. Ölünce bitiyor. E tabii ki bitecek canım. Yeniden evlenince bitiyor. E tabii ki bitecek. Sen elin adamıyla evlen ben de sana ödemeye devam edeyim. Sen elin adamıyla gayrimeşru yaşa ben de sana her akşam içki paranı göndereyim. Var mı böyle bir şey? Bunları örnekleyerek bu sürelidir denilir mi ya. Tabii ki bitecek bu haller. Bu hale düşmezse, kocan ölmezse, kötü yola düşmezse, evlenmezsen ölene kadar alıyorsun. Ben 1988´den bu yana bu nafakanın süresiz olmasını içime sindiremedim. Ben yatmışım biriyle sen de yatmışsın biriyle. Ben sana bir ömür boyu nafaka. Ben tükürdüm sen tükürdün. Bir ömür boyu nafaka. Böyle bir şey mi olur?" diye konuştu.
'PROFESÖR DE DÖVÜYOR, MİLLETVEKİLİ DE DÖVÜYOR'
Her meslekten erkeğin eşlerini dövdüğünü ve buna tanık olduğunu anlatan Geçcan şöyle devam etti: "Hepimiz evliyiz. Bu salonda hepimizin başına her an her şey gelebilir. 31 senedir bu işe bakıyorum. Herkes her türlü hatayı yapabilir, ben dahil. Herkes her an her şeyi yapabilir. Bir Baro'da anlatıyorum işte; Baro Başkanı da dövüyor, hakim de dövüyor, İl Emniyet Müdürü de dövüyor´ dedim. Ertesi gün TBMM´den beni arıyorlar. `Hangi başkanımız dövüyor´ diye. Ben dövenlerin hepsini gördüm. Bir İl Emniyet Müdürüydü. İlin adını vermeyeceğim. İl lekelenmesin. Karısı da polis. Gece düğünden geliyorlar. Yolda kavga ediyorlar. Karısını yolda indirip devam ediyor. Yoldan TIR´cılar, kamyoncular geçiyor. Orada bir kadın. Bunu da yapan bir İl Emniyet Müdürü. Bizde klasik sohbetler vardır ya; bu kültür, eğitim meselesi. Bu saçma sapan bir laf. Bunun kültürle filan alakası yok. Profesör de dövüyor. Milletvekili de dövüyor." (DHA)