Sendikalar 4 yılda bir sınav getirilmesine tepkili
Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Öğretmen Strateji Belgesi'ne ilişkin Eğitim-Bir-Sen, Eğitim-İş ve Eğitim-Sen'le konuştuk.

Evren DEMİRDAŞ
ELAZIĞ - Milli Eğitim Bakanlığının Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Öğretmen Strateji belgesinde öğretmenlere 4 yılda bir sınav şartını getirmesinin yankıları sürüyor. Konuyla ilgili açıklamalarda bulunan Eğitim-Bir-Sen, Eğitim-İş ve Eğitim-Sen öğretmenlerin, öğretmen olana kadar birçok sınav aşamasından geçtiğini ve yeni getirilen bu sınav şartının izah edilemez olduğunu belirttiler.
'BÖYLE UYGULAMALAR ÖĞRETMENLERİMİZİ ÜZEN DURUMLARDIR'
4 yılda bir sınav şartını getirilmesinin 2023 yılı vizyon programı öğretmenler açısında sıkıntılı olacağını dile getiren Eğitim- Bir-Sen Şube Elazığ Başkanı İbrahim Bahşi,''Burada performans sistemi ile ilgili stratejik karaları öğretmenler için zorunlu bir performans değerlendirmesi sistemi geliştirilmesini öngörülmüştür. Sendika olarak bunu kabul edilmemesini defalarca dile getirdik çünkü daha önce bu uygulamanın benzerlerini gördük. Örnek verilecek olursak okul müdürleri daha önce sınıflara girmediği ve hocaların performanslarını görmedikleri halde öğretmenler hakkında değerlendirmelerde bulundular. Bir okulun müdürü 90 ile 100 arasında puan verdiler. Bir başka okul ise belki daha başarılı öğretmenlere 70 ile 75 puan arası bir değerlendirme yaptılar. Dolayısıyla öğretmenler arasında bu günler ve aylarca süren bir iş huzurunu bozan bir çalışma oldu ve hiç bir katkısı olmadı. Böyle uygulamalar öğretmenlerimizi üzen bir durumlardır ve maalesef bu tür durumlarla karşılaşıyoruz.'' şeklinde konuştu.
'NEDEN ISRAR EDİYORLAR ANLAMIŞ DEĞİLİZ'
Bakanlığın hukuki bir dayanağı olmadan performans değerlendirmesine ısrar etmesini gerekçesinin anlamsız olduğunu belirten Bahşi,''Bunda niye ısrar ediyorlar bunu anlamış değiliz. Bunun bir hukuki bir dayanağı, gerekçesi veya öğretmenlere motivasyonuna bir katkısı olsa kabul ederiz ama hiçbir katkısı olmuyor. Niceliksel olarak öğretmene puan verilmesi ve böyle bir değerlendirme yapılmasını kabul etmiyoruz. Şuanda geçerli olan aday öğretmenlerin sistemini yürürlükte kaldırılmasını istiyoruz. Çocuklarımızı daha iyi nasıl yetiştireceklerine dair bunların planlaması yapılmalıdır.işleyecekleri derslerle ilgi hazırlık yapmalıdırlar. Bu tür plan ve programları yapsalar eğitim açısında daha faydalı olur. 12 yıldır hem eğitim sistemin de hem de öğretmenlerin performans ile ilgi sürekli değişiklik yapılıyor ve her seferinde bir temele oturmuyor. Hal böyle olunca eğitim seviyesi her seferinde düşüyor.Devletin diğer kadrolu memurlar da tek tip kadro olduğu gibi öğretmenlerinin böyle olması daha iyi olur. Doktorluk mesleğinde olduğu öğretmenlik mesleğinde kariyer imkanı verilsin sözleşmeli öğretmenlik olmasın. Sözleşmeli öğretmenlikte büyük bir haksızlık yapılıyor çünkü mülakatla öğretmenleri seçiyorlar bu yanlış bir sistemdir. Çünkü iki yıl boyunca kpss sınavına çalışıyorlar ve atanması gereken öğretmenler atanamıyor. Mülakatta beş puan fazla ve az vererek öğretmenleri seçiyorlar hal böyle olunca büyük bir haksızlık yapılıyor'' ifadelerini kullandı.
'MEB, ARTIK ÖĞRETMENLER ARASINA KAST SİSTEMİ GETİRİYOR'
Eğitim-İş Şube Başkanı Hüseyin Selçuk,"MEB, artık öğretmenler arasına kast sistemi getiriyor. Öğretmenler 4 yılda bir kriterleri belirsiz bir kariyer sınavına sokulacak. Başarılıları çeşitli sıfatlar ve teşvikler beklerken, başarısız kabul edilenlere ne olacağı ise cevapsız" dedi.
Selçuk, konuyla ilgili değerlendirmesine şöyle devam etti:
Öğretmenlerin performansı bundan sonra periyodik olarak incelenecek. Bu değerlendirmelere okul müdürü, diğer öğretmenler, veliler ve öğrenciler de katılacak. Bu değerlendirmeye göre öğretmenlere yeni kariyer basamakları oluşturulacak. Başarılı olanlar için görevde yükselme, yurtdışında görevlendirilme gibi imkanlar öngörülüyor.
Selçuk, bu maddenin öğretmenler arasına bir kast sistemi getireceğinin altını çiziyor. Okul müdürlerinin önemli bir kısmının iktidara yakın isimler tarafından seçildiğini vurgulayan Selçuk, öğretmenleri okul müdürlerinin, velilerin ve öğrencilerin değerlendirmesinin, okullara OHAL gelmesi demek olduğunun altını çiziyor. "Okulların mevcut hiyerarşisi, dokusu bozulacak. Okulların nicelik ve niteliği eşitlenmeden öğrenci başarısı üzerinden öğretmenlerin değerlendirilecek olması tarihi bir hatadır. Zaten geçen yıl yapılan performans değerlendirmeleri yine hiçbir nesne kriter olmadığı, keyfiyete ve yandaşlığa dayalı olduğu için, bu günlerde yargı yoluyla iptal ediliyor. Görülüyor ki ders çıkarılmamış.
Üstelik bu değerlendirmelerde başarısız olan öğretmenlerin akıbeti belirsiz bırakılmış. Yandaş olmayan öğretmenlerin tasfiyesi kolaylaşacak.
Zaten geçen yıl yapılan performans değerlendirmeleri yine hiçbir nesne kriter olmadığı, keyfiyete ve yandaşlığa dayalı olduğu için, bu günlerde yargı yoluyla iptal ediliyor. Görülüyor ki ders çıkarılmamış.
ÖĞRETMENLERE SINAV BASKISI
Öğretmenler, 4 yılda bir "öğretmen yeterlilikleri" çerçevesinde sınava girecek. Sınav sonuçlarına göre; teşvik ve rotasyon uygulamalarıyla karşılacak.
Öğretmenlerin 4 yılda bir, kriterlerinin ne olduğunun henüz bilinmediği bu sınavlara girmesinin kabul edilemez olduğunun altını çizen Eğitim İş, uyarıyor:
Öğretmen yeterliliğinin, performansın ölçülmesi gibi uygulamaların öğretmeni okula, öğrenciye değil yeterlik sınavına, performansa odaklayabileceği sürekli bu sürecin stresine maruz kalabileceği, olası yeterlik sınavı başarısızlığında ‘bu öğretmen başarısız sınavı geçemedi’ algısının her şeyi alt üst edebileceği mutlaka tartışılmalı ve değerlendirilmelidir.
ROTASYONUN NASIL YAPILACAĞI BELİRSİZ
Aynı eğitim kurumunda kesintisiz uzun süre görev yapan öğretmenler, rotasyona tabi tutulacak.
Sendika, "Kabul edilemez" dediği rotasyon uygulaması için önemli bir uyarı da yapıyor: "Süre ve kriter belirlenmemiş!"
Öğretmenlere dair lojman gibi fiziki imkanlar artırılacak ve iyileştirilecek.
Eğitim İş, öğretmenlerin çalışma şartlarına yönelik iyileştirmenin sadece fiziksel imkandan ibaret sayılmasının utanç verici olduğunu söylüyor ve daha hayati bir konuya parmak basıyor: Öğretmenlerin öncelikli olarak ekonomik gelirleri artırılmalı bu doğrultuda 3 bin 600 ek gösterge ivedilikle verilmelidir.
Stratejik belgede ayrıca;
Öğretmen adaylarının mesleğe girişte "öğretmen yeterlilikleri çerçevesinde çeşitli sınav ve mülakatlara girmesini, eğitim kurumlarının bölgesel olarak tekrar sınıflandırılmasını, öngörüyor.
'BELGENİN HEDEFİ: YANDAŞ ÇOĞALTMA'
Öğretmen Strateji Belgesi yandaş çoğaltma hedefi ile ortaya çıkmıştır.Her ne kadar da çok tartışılarak hazırlandığı söylense de, strateji belgesi temelsizdir. Bu belge hazırlanmadan önce belirttiğimiz kaygıların, uygulama yanlışlıklarının giderilmesi ve ondan sonra ortaya çıkacak tabloya göre bir planın yürürlüğe konulması gerekirdi. Bu planın bir bütün olarak kabul edilmesi mümkün olmadığı gibi uygulama halinde yapılacak düzenlemelerin de takipçisi olacağız.
Öğretmenlerimizin tatile girerken böyle bir tartışmanın içine atılması da yanlış olmuştur. Uygulanması halinde eğitim çalışanları emin olsunlar ki;
Eğitim İş olarak; eğitimde daima ülke menfaatlerinin ve onun vazgeçilmez, en önemli paydaşı olan öğretmenlerin yanında ve savunucusu olacağız.
EĞİTİM-SEN: ÖĞRETMENLERİN GELECEĞİ İKTİDARIN VE İDARENİN İNSAFINA BIRAKILDI
Konuyla ilgili Eğitim-Sen Şube Başkanı Cahit Gür'ün ise değerlendirmesi ise şöyle:
"Öğretmen Strateji Belgesi'nde ‘Yüksek nitelikli, iyi yetişmiş ve mesleğe uygun bireylerin öğretmen olarak istihdamını sağlamak’ başlığı altında çeşitli öneriler getirilirken, ‘akademik ve örgütsel yeniden yapılanma’ vurgusu öne çıkmaktadır. ‘Üniversite Mezunları Arasından Öğretmenlik Mesleğine En Uygun Olanları Seçmek’ başlığı altında öğretmenlik mesleğine seçme işlemlerinin ‘çok aşamalı’ ve ölçütleri belirlenmiş olarak yeniden tasarlanacağı ifade edilmektedir. MEB öğretmen atamalarında yazılı sınavın yanı sıra ‘alternatif değerlendirme yöntemlerinin de kullanılacağını belirterek, 15 Temmuz sonrasında hayata geçirdiği mülakat sistemini temel alan bir yaklaşımı hayata geçireceğini açıkça ilan etmektedir. ‘Çoklu veri kaynağına dayalı değerlendirme’ olarak ifade edilen bu yaklaşımın öğretmen atama sistemi ve istihdamında yeni sorunları beraberinde getireceği, iş güvencesinin altını boşaltarak, öğretmenlerin geleceğini tamamen iktidarın ve idarenin insafına bırakacağı açıktır.
'ÖĞRETMENLERİN ROBOT OLMASI İSTENMEKTEDİR'
Milli Eğitim Bakanlığı'nın çoklu değerlendirme sistemi olarak önerdiği model, eğitim emekçilerini sürekli çeşitli sınav ve testlere tabi tutarak, onları angarya çalışmaya yönlendirmek olarak karşımıza çıkacaktır. Eğitim sistemi tamamen sınav odaklı hale gelmişken, öğretmenlerin de benzer bir sınav yarışından geçirmek istemesi doğru değildir. Sınav odaklı eğitim sistemi üzerinden öğretmenlerin ‘sınav teknisyeni’, mekanik birer ‘bilgi aktarıcısı’ ya da bakanlığın tartışmalı uygulamalarını hayata geçiren birer ‘robot’ olması istenmektedir.