‘Şengal’de sorun sadece diyalogla çözülür’
3 Mart sabahı Şengal’de başlayan çatışmalar, tarafların geçici ateşkes konusunda anlaşması sonrasında durdu. Artı Gerçek, sorunun çözümü konusunda çaba gösteren Kürdistan Bölgesi Peşmerge Bakanlığı Sözcüsü Helgurd Hikmet ve HPG Şengal Komutanı Agid Civyan ile konuştu. Her iki kesim de sorunun kalıcı çözümü için yegane yolun diyalog olduğunun altını çiziyor.
Fehim IŞIK
GÜNCEL – Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) Dış İlişkiler sorumlusu Hemîn Hewremani, Şengal’de taraflar arasında geçici ateşkes konusunda anlaşma sağlandığını ve diyalogun sürdüğünü twitter üzerinden açıkladı. Geçici ateşkes kararı Kürdistan Bölge Hükümeti Peşmerge Bakanlığı ve KDP’den üst düzey yetkililer ile Şengal Direniş Birlikleri (YBŞ), Şengal Kadın Birlikleri (YJŞ) ve Kürdistan İşçi Partisi’ne (PKK) bağlı Halk Savunma Birlikleri’nden (HPG) yetkililerin katıldığı görüşmeler sonrasında alındı. Taraflar arasında diyalog kesilmiş değil, sorunun kalıcı çözümü için görüşmeleri sürdürüyorlar. Artı Gerçek adına gelişmeleri yakından izleyen yetkililer ile konuştuk.
Sorularımıza yanıt veren Kürdistan Bölgesi Peşmerge Bakanlığı Sözcüsü Helgurd Hikmet, gelişmeleri yakından takip ettiklerini ve dün yapılan ateşkesin hala sürdüğünü açıkladı. Hikmet şunları söyledi:
"Taraflar arasındaki diyalog sürüyor. Umudumuz o ki bir kez daha karşılıklı çatışma yaşanmasın. Ateşkes bozulmaz ise iki taraf arasında sorunu kalıcı bir şekilde çözmek daha kolay olur."
‘ASIL SORUN ROJAVA PEŞMERGELERİ DEĞİL’
"Asıl sorun Rojava Peşmergeleri değil" diyen Helgurt, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sorun o ki o bölgedeki sınırlar bizim kontrolümüzdedir. Tüm taraflar o sınırların Kürdistan Bölgesi’nin sınırları olduğunu biliyor. Yasalarımıza göre o sınırların güvenliğinden Kürdistan Bölgesi peşmergeleri sorumludur."
Helgurt, Rojava Peşmergelerinin Şengal kasabasına gönderilmesine ilişkin olarak ise şunları söyledi:
"Rojava Peşmergeleri, Kürdistan Bölgesi peşmergelerinin bir koludur. Onlar, Kürdistan Peşmergesinin sorumlu olduğu tüm alanlarda görev yapabilirler. Yani sorun, Rojava Peşmergelerinin bölgeye gitmesi değil. Sorun esasen, bölgede yasal olarak herhangi bir sorumluluğu olmayan güçlerin bölgede bulunmayı sürdürmesidir. Onlar, Kürdistan Bölgesi’nin resmi güçleri değil. Şengal kasabasının yönetimini oluşturmak, bölgeye dönük yardım organizasyonlarını yapmak, kısaca Şengal’i yeniden inşa etmek ve diğer tüm sorunları çözmek için bölgede yasal olarak bulunması mümkün olmayan güçlerin o bölgeden çıkması lazım."
Rojava Peşmergeleri’nin iki yılı aşkın süre önce Kürdistan Bölgesi peşmergeleri tarafından eğitilen ve Peşmerge ordusuna dahil edilen birlikler olduğunun altını çizen Helgurt, "Bölgede Kürdistan Demokrat Partisi’ne bağlı çok sayıda insan yaşıyor. Bu insanlara dönük baskılar da var. Pekala Rojava Peşmergeleri de kendilerine verilen görevleri yapabilir, sınırların korunmasında görev alabilirler. Bölgede Kürdistan Bölgesi Peşmerge Bakanlığı’na bağlı başka güçler de var. Kürdistan Bölgesi peşmergeleri var. Ayrıca Zerevani dediğimiz özel birlikler var. Oradaki tüm birliklerimiz Kürdistan Bölgesel Hükümetinin ve Peşmerge Bakanlığı’nın çizdiği stratejiye uygun çalışmalar yürütüyorlar. Ancak bölgeden çıkmasını istediğimiz diğer güçlerin orada hiçbir yasal dayanakları bulunmamaktadır" dedi.
‘IŞİD KARŞITI MÜCADELEDE ROL OYNADILAR’
Şengal’de bulunan HPG, YBŞ ve YJŞ’nin IŞİD’e karşı mücadelede rol oynadıklarını ve Êzidilerin korunmasında görev aldıklarını hatırlatımamız üzerine Helgurt, "Biz onların emeklerine bir kez daha teşekkür ediyoruz. Bize ciddi yardımları dokundu. IŞİD’in bölgeden çıkarılmasında rol oynadılar. Ancak onların şu anda bölgede kalmalarının bir nedeni kalmadı. Onların bölgedeki varlığı idari, ekonomik, yasal sorunların çözümüne engeldir. Bölgede IŞİD’e karşı mücadele eden tüm güçlere teşekkür ediyoruz" dedi.
‘KÜRTLER ARASI ÇATIŞMA HERKESİN ZARARINADIR’
Kürdistan Peşmerge Bakanlığı Sözcüsü Hikmet Helgurt sözlerini şöyle sürdürdü:
"Kürtler arasında bir çatışma yaşanmasını hiç arzu etmediğimizi herkes bilmeli. Her Kürt gücü yaşananları kendi sorunu gibi görmeli ve buna göre tutum almalıdır. Bu anlamda bazı güçlerimiz de bilmeli ki onların çalışma alanı Şengal değil, Kürdistan’ın güneyi değil. Bazı güçlerin Kürdistan’ın batısına, bazılarının da Kürdistan’ın kuzeyine geçmesi en doğru olandır. Soruna neden olanlar bu gerçeği görmeli. Sorunun en mükemmel çözümü sözünü ettiğimiz güçlerin bölgeden çıkmalarıdır. Başka hiçbir yöntem yoktur. Orada farklı güçlerin olması yönetim anlamında da bir karmaşa nedenidir ve sorun üretir. Her bir güç kendi yaklaşımları üzerinden bölgeyi yönetmeye ve kontrol etmeye kalkarsa bunun altından kalkamayız. Biz bu sorunun zor kullanılarak çözülmesini istemiyoruz. En mükemmeli, sorunun diyalogla çözülmesidir. Kürdistan’ın çıkarları bunu gerektirir. Esas olan askeri anlamda farklılıklar değil. Siyasi anlamda farklılıklardır. Kürdistanlı partiler siyaseten farklı stratejik hedeflere sahip olabilir ve bunun çalışmasını yürütebilirler. Ancak aynı şey silahlı güçler için sözkonusu olamaz. Askeri güçler arasındaki farklılıklar gelecekte ciddi sorunlara neden olabilir."
‘ROJ PEŞMERGELERİNİN GÖNDERİLMESİ PROVOKASYONDUR’
HPG Şengal Komutanı Agit Civyan ise sorunun bu noktaya gelmesinden KDP’yi sorumlu tuttu. Roj peşmergelerinin Şengal’e gönderilmesini provokasyon olarak değerlendiren Civyan, çatışmaların niçin başladığını da şu sözlerle değerlendiriyor:
"Kendilerine Roj Peşmergeleri adını veren güçler, Şengalli Êzidilerin HPG desteğiyle özgürleştirdiği Hanesor ve benzeri bölgelere yerleşmek için gelince YBŞ güçleri bunlarla diyaloğa girmek istedi. Durumu anlamak istiyorlardı. Kendilerine hiçbir bilgi verilmemişti. Diyalog için görüşmeye gittiklerinde, sert ve tehditkar bir üslupla karşılanıyorlar. Görüşmelerle çözüm alınmayınca bölgedeki Êzidi güçler savunma amaçlı tedbirler almaya başlıyor. 3 Mart sabahı saat 06.30 sıralarında bölgeye gelen güçler saldırı başlattılar. Çok sayıda zırhlı aracın bölgeye gönderilmesi, saldırı amaçlı geldiklerinin işaretiydi."
‘ÇATIŞMALAR BAŞLAYINCA BÜYÜMEMESİ İÇİN DEVREYE GİRDİK’
Agit Civyan, çatışmaların başlamasından sonra devreye girdiklerini ve sorunun çözümü için harcadıkları çabaya ilişkin olarak da şunları söyledi:
"Bu arada biz de tedbir aldık ama bir yandan da çatışma yaşanmaması için devreye girdik, taraflarla görüştük. Biz esasen aracı rolü üstlendik. Bu nedenle bizden de görüşmeye giden arkadaşlar vardı. Doğrusu her şeye rağmen güçlerimizin içinde yer aldığı görüşme grubuna bir saldırı olacağına ihtimal vermiyorduk. Görüşmeye giden arkadaşlar arasında 2 kişi HPG üyesiydi. Diğerleri YBŞ’liydi. Ne yazık ki bu arkadaşlara saldırı oldu ve 2’si HPG savaşçısı 7 arkadaş şehadete erdi. Bu arada yaralanan arkadaşlarımız da oldu. 20 civarında yaralı arkadaşımız var ve ne yazık ki bazılarının durumu ağır. Bu saldırı sonrasında 3 saate yakın yoğun çatışmalar yaşandı. Daha sonra herkes kendi mevzisine çekildi. Çatışmalar başladıktan sonra KDP yönetimi bizi aradı. Diyalog kurmak istediklerini söylediler. Biz, çatışmaların durması için aracı olabileceğimizi, yardımcı olabileceğimizi söyledik. Çatışmaların büyümesinin hem halkımız, hem de bölge için olumsuzluk olacağını ve Kürt halkının zararına olduğunu söyledik. Biz çatışmaların büyümesini ve yayılmasını arzu etmediğimizi açık bir biçimde söyledik. Bu minvalde katkı sağlayabileceğimizi ve her iki tarafla da görüşebileceğimizi belirttik. Bu ilk görüşmenin akabinde YBŞ ile görüştük ve mevzilerine çekilmelerini talep ettik. Talebimizi yerinde gördüler ve mevzilerine çekildiler. Aynı gün akşam saatlerinde PDK üst düzey yöneticileri ile bir görüşme daha gerçekleştirdik. Bu görüşmeye YBŞ’den de temsilciler katıldı. Bu görüşmede provokasyonlara dikkat çektik. Zeminin provokasyonlar için müsait olduğunu aktardık."
‘PEŞMERGELER HİÇBİR ZAMAN ENGELLENMEMİŞTİR’
KDP ve Hükümet yetkilileri ile yapılan görüşmede kendilerine peşmerge güçlerinin bölgedeki intikalinin YBŞ tarafından engellendiği konusunda bilgi aktarıldığını belirten Civyan, bu iddianın doğru olmadığını söyleyerek şunları aktardı:
"Bu görüşmede, YBŞ’nin peşmergeleri engellediği, bölgeden geçişlerine izin verilmediği konusunda iddialar dile getirildi. Bunların doğru olmadığını biliyorduk ve bu durumu onlara da aktardık. Peşmerge başından beri bu bölgeden tüm geçişleri özgürce yapabiliyor, hiçbir sorunla karşılaşmıyorlar. Şengal’in tüm noktalarında peşmerge de, HPG’liler de özgürce dolaşabiliyorlar, bir yerden bir başka yere intikal edebiliyorlar. Bu konuda şimdiye kadar tek engel çıkarılmış değil."
"ROJ PEŞMERGELERİ ARASINDA TÜRKÇE KONUŞANLAR VAR’
Rojava Peşmergeleri’nin bölgeye gönderilmesinin provokasyon olduğunu belirten HPG Şengal komutanı, konuya ilişkin olarak ise şunları dile getirdi:
"Rojava Peşmergeleri adıyla anılan grubun Şengal bölgesine getirilmesinin hiçbir meşru açıklaması yoktur. Bunların burada yapabileceği bir şey yok çünkü. Ayrıca ne amaçla geldikleri de açık değil. Bu bölgede HPG’nin, YBŞ’nin, peşmergenin kaldığı tüm yerler belirlenmiş ve şimdiye kadar bir sorun da yaşanmamıştır. Roj Peşmergelerinin buraya gelişi, çatışmaya davetiye çıkarmaktır. Sorunun çözülmesi için öncelikle Roj Peşmergeleri bu bölgeden geri çekilmelidir. Çünkü bu yaklaşımı bir provokasyon olarak görüyoruz. Rojava Peşmergeleri olarak adlandırılan güçlerin kime bağlı olduğu konusunda bizim de kaygılarımız var. KDP, bu güçlerin kendilerine bağlı olduğunu söylüyor. Eğer bunlar gerçekten KDP’ye bağlı ise bunların Şengal’e getirilmesindeki amaç nedir, onu da bilmek gerekir. Bunlar arasında halkımızın kanına bulaşmış tipler bile var. Hatta Êzidi halkına dönük katliamda rol almış olanlar bile var aralarında. Bunu biliyoruz. Halkımıza karşı savaşmış kontraların bu bölgeye getirilmesi, provokasyondur, doğru değil. Bunlar eğer KDP’ye bağlı ise o zaman bunların buraya getirilmesi de bilinçli bir politikanın ürünüdür. Bu durum, en başta KDP’ye zarar verir. Ayrıca Rojava Peşmergeleri’nin içinde Türklerin olduğuna dair bilgilere de ulaştık. Çatışmada yaralananlar arasında Türkçe konuşanlar vardı."
‘KÜRTLER ARASI ÇATIŞMA HERKESİN ZARARINADIR’
Civyan, HPG’nin iç çatışmalara yönelik tutumunu da açıkladı. Civyan’ın görüşleri şöyle:
"HPG olarak bizim yaklaşımımız açıktır. Kürtler olarak içinde bulunduğumuz süreç bir araya gelmeyi, sorunları diyalogla çözmeyi zorunlu kılıyor. Savaşın kimseye faydasının olmadığını biliyoruz. Aksine bu savaş tamamen zararımızadır ve büyük kayıplara yol açacak durumdadır. Bizim yaklaşımımız bu nedenle olayların büyümemesi, gelişmemesi yönündedir. Halkımıza saldıran AKP’dir, DAİŞ’tir. Halkımıza düşen bu saldırıları bertaraf etmektir. Yoksa birbirimizi bertaraf edeceğimiz bir durum söz konusu değil. KDP yöneticileri ateşkes ile ilgili bir açıklama yaptı. Bu açıklama doğrudur. Dün yapılan görüşmelerin akabinde geçici bir ateşkes yapıldı. Ancak YBŞ bölgeye getirilen güçlerin çekilmesini istiyor; bu konuda ısrarcı. Provokasyon zemininin son bulması için adına Roj Peşmergeleri denilen güçler bu bölgeden çekilmeli. Bu arada çatışma zemininin tamamen son bulması için de girişimlerimiz sürüyor. Tüm taraflar, özellikle de KDP bu konuda sorumlu davranmalı. Bu çatışmaların KDP’ye de zarar verdiğini bilmeliler."