'Sise Bingöl birbiriyle çelişen iki rapor nedeniyle cezaevinde'

Muş Devlet Hastanesi ve Ankara Adli Tıp Kurumu iki ayrı rapor vermişti.

'Sise Bingöl birbiriyle çelişen iki rapor nedeniyle cezaevinde'

İnsan Hakları Derneği (İHD) Diyarbakır Şubesi Kadın Komisyonu ve Cezaevi Komisyonu, Tarsus T Tipi Kadın Kapalı Cezaevi'nde tutulan ve ağır sağlık sorunları nedeniyle 2 Kasım'da hastaneye kaldırılarak tedavi altına alınan 85 yaşındaki Sise Bingöl'ün serbest bırakılması talebiyle dernek binasında basın toplantısı düzenledi.

Toplantıda konuşan Kadın Komisyonu Üyesi Ezgi Sıla Demir, Bingöl için Muş Devlet Hastanesi’nin, "sağlığının cezaevinde kalmaya elverişli olmadığı", Ankara Adli Tıp Kurumu’nun da "cezaevinde kalmasının hayati tehlike arz etmediği" şeklinde raporlar hazırladığını belirterek, bu iki raporun çelişkili olması gerekçesiyle Bingöl’ün tahliye edilmesinin engellendiğini söyledi.

‘BİR ÇOK HASTALIĞI RAPORA GEÇİRİLMEDİ’

Kadın Komisyonu Üyesi Demir, Bingöl’ün gerek yaşı ve gerekse birçok sağlık sorunu olmasına rağmen yapılan tüm tahliye başvurularının reddedildiğini belirterek, Bingöl’ün, akciğer, kalp, mesane, astım, tansiyon gibi pek çok hastalığının bulunduğu ve hastalıklarının bir kısmının da sağlık raporuyla belgelenmediğini ifade etti.

'Sise Bingöl birbiriyle çelişen iki rapor nedeniyle cezaevinde' - Resim : 1
İHD Diyarbakır Şubesi Kadın ve Cezaevi Komisyonu hasta tutuklu Sise Bingöl'ün tahliye edilmesini istedi.

‘SİSE BİNGÖL’ÜN TUTULMASI İŞKENCEDİR’

Bingöl’ün tahliye edilmesi gerektiğini ifade eden Demir şöyle devam etti: "Cezaevinde bulunma nedeni ne olursa olsun, ağır sağlık sorunları bulunan hasta mahpusların hapishane koşullarında tutulması ve tedavilerinin sağlanmaması evrensel hukuk kriterlerine göre işkence ve kötü muamele yasağının ihlalidir. Ağır sağlık sorunları bulunan ve yaşam hakkı ihlali riski olan Sise Bingöl’ün, halen Tarsus T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurumu gibi yoğun hak ihlallerinin meydana geldiği bilinen ceza infaz kurumunda tutuluyor olması işkence ve kötü muameledir. Sise Bingöl örneğinde görüldüğü üzere sağlık koşulları sebebiyle tahliye olması gereken mahpusların, mevzuat ya da adli tıp uygulamaları gibi engellere takılmadan tahliyeleri derhal sağlanmalıdır."

‘YAŞAM HAKKI KUTSALDIR’

İnsan hakları savunucuları olarak cezaevlerinde yeni ölümlerin olmasını istemediklerini dile getiren Demir, "10 yıldır vicdanlara seslendik. Yaşam hakkının kutsallığından bahsettik. Birleşmiş Milletler (BM) resmi belgesi olan İstanbul Protokolü gereği, tutuklu ve hükümlü konumda da olsa her hastanın kendi doktorunu seçme ve raporlarının bağımsız bilirkişilerce hazırlanmasını isteme hakkı vardır. Özellikle, ağır hasta mahpusların yakınlarının yanında tedavilerine devam edebilmesini ve mahpusların bir veda hakkına dahi erişemeden yaşamlarını yitirmemesi gerektiğini söyledik" dedi.

‘ADLİ TIP KURUMU DEVREDEN ÇIKARILMALI’

Demir, konuşmasının devamında şu talepleri sıraladı: "Mahpusların evrensel hukuk çerçevesinde ve en temel insan hakları esas alınarak yaşam koşulları düzeltilmeli; şiddet, işkence/kötü muamele ve yaşam hakkı ihlallerinin önüne geçilmeli, ihlalleri gerçekleştiren sorumlular yargı karşısına çıkarılmalıdır. Hasta mahpusların tedavilerinin önündeki her türlü yasal/idari engeller kaldırılmalı, kelepçeli tedavi, asker nezaretinde tedavi, bodrum katlarında tedavi gibi insanlık dışı uygulamalardan vazgeçilmelidir. Evrensel hukuk ilkeleri gözetilerek, hasta mahpuslar açısından daha açık ve daha az yoruma yer bırakacak yasal düzenlemeler acilen yapılmalı ve uygulanabilir olmasının önündeki engeller kaldırılmalıdır. İnfazların ertelenmesi hususunda gecikmelere neden olan ve objektif olmayan kararlarda imzası bulunan Adli Tıp Kurumu bir an önce devreden çıkarılmalı, tam teşekküllü devlet hastanelerinin ve üniversite hastanelerinin vereceği raporlar yeterli görülmelidir. Hapishanelerde yaşamını tek başına idame ettiremeyen veya ölümcül hastalıkları bulunan tüm mahpuslar bir an önce tahliye edilmelidirler." (MEZOPOTAMYA AJANSI)

Sise Bingöl İnsan Hakları Derneği Hasta tutuklular