Soru soran gazeteci görünce çuvallıyorlar

Aslında yarattıkları 'tekçi' medyaya direnen ve hala soru sormaya kalkan gazetecilerin olması onları kızdıran.

Soru soran gazeteci görünce çuvallıyorlar

MEDYA GÜNLÜĞÜ
Burhan Kuzu’nun dün akşam CNN Türk’te kendisine soru soran Nevşin Mengü’ye kızdığı görüntüler çok konuşuldu.

Mengü, referandumla getirilmek istenen sistem ile ‘başkan’a tanınan hakları sıraladı. Başkanın yardımcılarını atayacağını, HSYK üyelerini ve milletvekillerini seçeceğini söyleyen Mengü, yasama, yürütme ve yargı yetkilerinin tek elde toplanacağı şeklindeki eleştirileri sordu.
Kuzu sinirlendi:

"Bir soru içerisinde 50 tane soru sorulmaz. Siz Kemal Bey gibi dolmuş vaziyette bana soru soruyorsunuz. Ben çok programa katıldım böyle program görmedim, kusura bakmayın. Kemal Bey’in yalanları bunlar. Program yapacaksak tek tek gidelim, yapmayacaksak ayrı bir mesele.. Ben ilk defa programa katılmıyorum."
Nevşin Mengü: Ben de ilk defa konuk ağırlamıyorum. Sormayayım mı soru.
Kuzu: Sizin sorunuz biraz garip geldi bana…
İşin garip yanlarından biri de ‘yandaş’ medyanın bu olayı haberleştirme şekliydi:
"Kuzu, kendisini konuşturmayan Nevşin Mengü’yü azarladı."
"Kuzu’dan kendisini konuşturmayan Nevşin Mengü’ye tepki"

AKP’lilerin gazetecileri ‘azarlaması’ yeni bir durum değil ne yazık ki. İki gün önce de Başbakan Yıldırım, Fox Tv ekranlarında ‘Davutoğlu’nu Cumhurbaşkanı’nın görevden aldığını’ söyleyen İsmail Küçükkaya’ya tepki göstermiş ve "Biz şimdi kişileri mi, sistemi mi konuşacağız. Sen nasıl böyle bir şey düşünürsün" diye ‘ayar’ vermeye kalkmıştı.

Aslında yarattıkları ‘tekçi’ medyaya direnen ve hala soru sormaya kalkan gazetecilerin olmasıydı onları kızdıran. Çünkü çok uzun zamandır hem medyayı her türlü yöntemle susturuyorlardı. Hem de ‘yerli’ ya da ‘yabancı’ gazetecileri azarlıyorlardı.

Erdoğan’ın ‘Mavi Marmara’ sorusu için İsrailli bir gazeteciye "Doğru konuşamıyorsunuz, doğru konuşun" dediğini anımsayın.
Ya da ‘Cumhurbaşkanlığı Sarayını’ soran bir gazeteciye "Soruyu sorarken maalesef işi iyi bilerek sormuyorsunuz’ sözlerini…
Ya da henüz başbakanlığı döneminde ‘tapelerle’ ilgili soru soran gazeteciye "İddia ediliyor lafını kenara bırak. İddia ediyoruz de, çünkü hepsinin altında patronlarınız var. Komutlarla hareket ediyorsunuz. Hukukta bir kaide var bunu öğren…" diye uzun bir söylev verdiğini…

Finlandiyalı gazetecinin ‘Bazı vatandaşlar sizden korkuyorlar ve sizi diktatör olarak görüyorlar. Ayrıca terör saldırısında devlet parmağı var diyorlar. İddialarla ilgili ne düşünüyorsunuz" sorusu üzerine kızgınlığının yüzüne nasıl yansıdığını ve Türkçe konuşan gazeteciye hangi kurumdan olduğunu sorduğunu…
Hadi biraz daha yakına gelelim. Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun Berlin’de ‘Türkiye’ye gelen yabancı turistlerin tutuklandığı’ imasında bulunan gazeteciye diplomatik dili bir kenara bırakarak "bullshit-saçmalık" dediğini anımsayın.

Sadece AKP’liler mi? Onların ‘referandum’ ortağı MHP liderinin de bu konuda sabıkası var elbette.

‘Delegelerin bir değişim talebi var. Neden karşılamıyorsunuz?’ sorusuna çok kızmıştı Bahçeli. Ve "Peki milletin değişim talebini basın olarak siz neden karşılamıyorsunuz. Çöreklenmiş 30 yıldır zehir saçan basın mensupları var, köşe yazarları var bunlara hiçbir değişim talebi olmuyor mu?" demişti.

Bu örnekleri çoğaltabilirsiniz.
Mesele şu ki, 15 yıllık iktidarında kendi medyasını oluşturan AKP ve zihniyeti ‘soru soran gazetecileri’ unuttu. Artık alışık olmadıkları bir durumla karşılaşınca da böyle çuvallıyorlar.

gazeteci Soru Medya Günlüğü