'Sur beyaz yakalı, sermaye sınıfının hizmetine sunuluyor'
Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi, ‘Sur'da evler hak sahiplerine teslim edilecek’ yönündeki haberleri yalanladı.
Remzi BUDANCİR
ARTI GERÇEK- Diyarbakır’ın tarihi Sur ilçesinde 2015 yılında ilan edilen sokağa çıkma yasağının ardından çatışmaların başlaması ile yaşanan mağduriyet sürüyor. Tarihi ilçede kamulaştırma kararı kapsamında evler yıkılınca Sur sakinleri büyük mağduriyet yaşadı. Evleri yıkılan, maddi durumu kötü olan, kentin çeşitli yerlerinde kiraladıkları evlerde yaşam mücadelesi veren Sur sakinleri, bir an önce evlerine geri dönmek istiyor.
İlçenin sakinleri evlerine geri dönmeyi beklerken Sur’daki çalışmalar ile ilgili farklı iddialar gündeme gelmeye başladı. Sur Belediyesi kayyımı Abdullah Çiftçi, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, ilçede yapımı süren 293 evin 2019'un haziran ayında tamamlanarak sahiplerine teslim edileceğini açıklamıştı. Bu açıklamaların ardından iktidara yakın basın organları Sur’daki çalışmalarla ilgili haberler yayınlamıştı.
MİMARLAR ODASI: HABERLER GERÇEĞİ YANSITMIYOR
Mimarlar Odası Diyarbakır Şubesi, Sur ile ilgili iddiaların basında yer almasının ardından bir açıklama yaptı. Mimarlar Odası Diyarbakır Şube Yönetim Kurulu adına yazılı olarak yapılan açıklamada, bazı yayın organlarında yer alan ‘Sur mağdurlarına Sur’da yeni tarihi evler yapılıyor ve yakın zamanda kendilerine teslim edilecek’ şeklindeki haberlerin gerçeği yansıtmadığını vurguladı.
SUR’DA TARİHİ 4 BİN 985 YAPI YIKILDI
2 Aralık 2015’te ilan edilen ve halen devam eden sokağa çıkma yasağının üçüncü yılını doldurduğunun belirtildiği açıklamada, "11 Temmuz 2018 tarihi itibariyle Sur’un yasaklı altı mahallesinde 87 adedi tescilli ve 247’si de tescile değer tarihi yapı olmak üzere toplamda 4 bin 985 adet yapı yıktırılmıştır. 21 Mart 2016 tarihinde Sur’un neredeyse tamamı için Bakanlar Kurulu, Acele Kamulaştırma kararı almış ve Sur halkının mülksüzleştirilme süreci başlatılmıştır. Bununla birlikte 2016 Haziran ayında henüz Sur’da tarihi kıyım tam olarak yaşanmamışken Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Sur sakinlerinin Sur’u terk etmesi için çok ağır seçenekler dayatıp başka adresler göstermiştir" ifadeleri kullanıldı.
HALK DAYATMALAR İLE KARŞI KARŞIYA
Sur sakinlerinin evlerinin yerlerinin bile görmesine müsaade edilmediğinin belirtildiği açıklamada kullanılan ifadeler şöyle:
Dayatılan seçenekler;
1- Surlu parasını alıp tapusunu bize teslim edecek.
2- Surlu bana daire verin diyorsa Diyarbakır, Urfa, Mardin, İstanbul’da TOKİ’ lerde daire verelim ama vereceğimiz daire fiyatının farkını ödemek zorunda kalacak.
3- Surlu eğer kendi evini yapmak isterse arsası kendisinin olacak ve imar planına uygun yapacak ya da hapis cezası verilecek, şeklindedir.
"SUR DEMOGRAFİK YAPISI DEĞİŞTİRİLMEK İSTENİYOR"
Yukarıdaki bilgilerden de anlaşılacağı üzere bakanlığın 2016 yılında Sur'un demografisini değiştirme, Surluları kendi yurdu ve kenti içinde zorunlu göçe maruz bırakarak yaşam alanlarından uzaklaştırma kararını verdiği görülmektedir. Yani Sur halkının Sur’da yaşaması için çok zor şartlar öne sürerek Sur’dan çıkışları meşrulaştırılmak istemiştir.
Sur’da tarihi doku ile alakası olmayan yüksek bedelli bazalt makyajlı onlarca villa yapılmıştır. Yapılan villaları Sur’un gerçek sahibi, emekçi Sur halkının yüksek bedeller karşılığında alma gücü bulunmadığına göre beyaz yakalı, sermaye sınıfının hizmetine sunulacağını söylemek yanlış bir öngörü olmayacaktır. Hakikati çarpıtmaya dönük bu tür haberlerin toplum nezdinde hiçbir karşılığı ve değerinin olmayacağının bilinmesini isteriz."