'Talimat böyle': 50 gözaltı, 7 bin lira para cezası

Erdal İMREK

ARTI GERÇEK- KHK'lerle işten atılan kamu emekçilerinin Yüksel Caddesi'ndeki 'işimizi geri istiyoruz' eylemi OHAL döneminin en çok ses getiren eylemi oldu. Eylemi başlatan Nuriye Gülmen ve hemen ardından eyleme dahil olan Semih Özakça’nın açlık grevi sürerken, İnsan Hakları Anıtı’nın dahi polis bariyerleriyle çevrilip ‘gözaltına’ alındığı Yüksel Caddesi’ndeki ‘işimizi geri istiyoruz’ eylemi de her gün yaşanan polis müdahalesi ve gözaltılara rağmen sürüyor.

Yüksel’de süren eylemin en çok öne çıkan isimlerinden biri Veli Saçılık. Onlarca kez gözaltına alındı, yerlerde sürüklendi, biber gazı sıkıldı, şiddet gördü. Saçılık’a defalarca para cezaları kesildi.

Yaklaşık bir yıldır Yüksel Caddesi’nde ‘işimizi geri istiyoruz’, ‘Nuriye ve Semih işlerine geri dönsün’ diyen Veli Saçılık’la gözaltıları, para cezalarını ve süren eylemlerini konuştuk.

‘TAM ŞU AN 3 CEZA DAHA GELDİ’

Konuşmaya başladığımızda daha biraz önce eline ulaşan tebligatı açan Saçılık, "Tam şu an gelen tebligatla, 3 tane daha para cezası gönderdiler. Biri 219 lira. 2016’nın Kasım ayındaki eylem nedeniyle kesilmiş. Diğer 2’si 227’şer lira. Zam yapmışlar" dedi.

50’Yİ AŞKIN GÖZALTI

Bu güne kadar kaç kez gözaltına alındığını, gözaltına alındığında nasıl bir prosedür işletildiğini sorduğumuzda anlattıkları sürecin aslında yasayla değil, keyfiyetle ilerlediğini de gösteriyor. Burada sözü Veli Saçılık’a bırakalım: "İşimizi geri istiyoruz talebiyle eylemlere başladığımızdan bu yana 50’yi aşkın defa gözaltına alındım. Her gözaltına alınışımda farklı bir prosedür işletiyorlar. İlk başta 2911, yani ‘toplantı ve gösteri yürüyüşü kanununa muhalefet’ten işlem yapıyorlardı. Daha sonra ‘kabahatler kanunu’ndan para cezası kesmeye başladılar. Sonra ‘örgüt üyesi’ yaptılar. Bir ara ‘Veli Saçılık yine gözaltına alındı’ dedirtmemek için, gözaltı yapmamaya başladılar. 2 hafta almadılar beni mesela. Bir süre de gözaltına alıp hiçbir işlem yapmadan bırakmaya başladılar."

KEYFİ UYGULAMAYA 'TALİMAT BÖYLE' YANITI

"Polis eylem sırasında '2911'e göre suç' diye anons yapıp, sonra da gözaltına alıyor. Savcı bu durumdan sıkılmış belli ki ‘artık bize getirmeyin' diyor. Bu yüzden de ‘kabahatler kanunu’na göre para cezası kesmeye başladılar. 2911’den işlem yapmadılar. Biz polise 'Madem biz 2911'e göre suç işlemiyoruz, neden müdahale ediyorsunuz' diye soruyoruz, 'Talimat böyle' diyor. 'Peki 2911'e göre bir suç işlememişsek neden kabahat kanunundan ceza kesiliyor' diyoruz, yine 'talimat böyle' diyor. Ben gözaltına alınınca daha fazla gündem oluyor diye bazen diğer arkadaşları gözaltına alıp, beni almıyorlar. ‘Onlarla aynı eylemdeyim beni niye almıyorsunuz’ diyorum. O na da 'talimat böyle' diyorlar."

Saçılık defalarca gözaltına alındı, birçok kez şiddet gördü

ŞU ANA KADAR 30 KEZ PARA CEZASI KESTİLER

Şu ana kadar 30 kez 'kabahatler kanunu' gerekçe gösterilerek, para cezası kesildiğini söyleyen Saçılık, "Cezaların her biri 227 lira. 30 tane kestiler. Bu da yaklaşık 7 bin lira ediyor" dedi.

'CEZALARI ÖDEMEYECEĞİM; ENGELLİ ARACIMA EL KOYABİLİRLER'

Cezaları ödeyip ödemeyeceğini sorduğumuzda ise "Ben bu cezaları ödemeyeceğim. Biz bir kabahat işlemedik. Yasal itirazlarımı yapacağım. Ama ödemediğim için hacizle alma yoluna gidebilirler. Bu durumda engelli aracıma el koyabilirler. Benim işimi elimden aldılar. Sendikamın verdiği bin lira dışında bir gelirim yok. Evliyim ve çocuğum okula yeni başladı" dedi.

9 DAVA, 10’DAN FAZLA SORUŞTURMA

Veli Saçılık hakkında şu ana kadar açılmış 9 dava, hazırlık aşamasında ise 10'nun üzerinde soruşturma var. Saçılık bu dava ve soruşturmalara ilişkin de şunları söylüyor; "Açılan davalardan biri örgüt üyeliğinden. Tutuksuz yargılandığım için imza veriyorum her hafta. Açılan soruşturmalardan birinin gerekçesi trafiğe kapalı olan Yüksel Caddesi’nde trafiği engellemek. Soruşturmaların bazılarında ise, 'yasaya uymamak' değil, 'valinin emrine uymamak' gerekçesi var."

'EŞİMİ VE ANNEMİ BENİ CEZALANDIRMAK İÇİN ALDILAR'

Sadece Veli Saçılık'a değil, annesi ve eşine de açılan davalar var. Veli Saçılık "Bunu beni cezalandırmak için yapıyorlar" diyor. Annesi Kezban Saçılık, Yüksel Caddesi'nde yerlerde sürüklenerek gözaltına alınmıştı. Ardından hakkında 'Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na muhalefetten' soruşturma açıldı. Saçılık, "Anneminki hazırlık soruşturması aşamasında ifadesini aldılar" dedi. Eşiyle kendisine açılan davaya konu olan olayı da şöyle anlatıyor; "O gün beni gözaltına almadılar. Ben de alandan ayrılıyordum. Arkamdan gelip, 'Bir bayan gözaltına alındı, bak istersen belki senin eşindir' dediler. Ben de gittim. Eşim eylemci değildi, benim için oraya gelmişti. Ama beni cezalandırmak için onu aldılar. Polise 'bırakın' derken bana saldırdılar. Arbede oldu, aracın içine gaz sıktılar. Ben suç duyurusunda bulununca, onlar da bana ve eşime karşı dava açtı. Açılan dava Mart ayında görülecek."

Veli Saçılık'ın 70 yaşındaki annesi polislerce yerde sürüklenmişti.

'NURİYE O İLK EYLEMLE ROSA PARKS'IN YAPTIĞINI YAPTI'

Nuriye Gülmen’in başlattığı eylemi, 1 Aralık 1955’te Amerika’da bir otobüste beyazlara ayrılan ve 'siyah derililer'in oturması yasak olan koltuğa oturan Rosa Parks’ın eylemine benzeten Saçılık, "9 Kasım’da Nuriye ilk eylemi yaptı, 23 Kasım'da Semih yanına geldi, 24 Kasım'da da ben katıldım. Sonra Acun Karadağ ve diğer arkadaşlarla sürdü. Nuriye oraya çıkarak, Roza Parks'ın 'siyahlar oturamaz' denen yere oturarak yaptığı gibi 'OHAL'de eylem yapılamaz'a itirazın başlangıcıydı. Hükümet 'darbecileri ve FETÖ'cüleri devletten temizliyoruz' diyordu. Ancak bizleri, KESK üyelerini atarak asıl amacının emekçileri, demokratları, muhalifleri cezalandırmak olduğunu ortaya koydu. Zaten Tayyip Erdoğan da patronlara seslenirken, 'OHAL sayesinde grevlere anında müdahale ediyoruz' demişti. Yüksel'deki eylemle milyonlarca insana, darbeyi olanağa çevirip emekçileri, sendikaları, demokratları tasfiyeye yöneldiklerini gösterdiğimizi düşünüyorum. Hükümetin gerçek niyetini açığa çıkarmak açısından etkili olduğunu düşünüyorum" şeklinde konuştu.

Rosa Parks'ın 'beyazlara ayrılan' yere oturması ırkçılığa karşı mücadelenin simgesi olmuştu

'EN ACİL TALEBİMİZ NURİYE VE SEMİH'

Bundan sonra en acil taleplerinin Nuriye ve Semih'in işlerine dönmesi olduğunu söyleyen Saçılık, "Açlık grevinde olan arkadaşlarımızın sağ salim işlerine dönmelerini istiyoruz. Hükümetin yapacağı şey; arkadaşlarımızı işlerine geri almak ve böylece açlık grevini sonlandırmak. İnsani olan bu. En acil talebimiz de bu. Umuyorum ki Kasım ayı içinde bu konu bir yere bağlanır. Sonra da bizler işimize geri dönmek istiyoruz. Bu dünyanın en haklı talebi. Bundan sonra da biz OHAL'e karşı, KHK'lere karşı mücadelemizi sürdüreceğiz" dedi.

Nuriye Gülmen ve Semih Özakçı'nın açlık grevi 233 gündür devam ediyor.

'DİLENMİYORUZ, ELİMİZDEN ALDIKLARINI GERİ İSTİYORUZ'

"Biz orada solcuların ya da sosyalistlerin hakları için çıkmadık, Anayasal hakkımız olan çalışma hakkımızın elimizden alınması için çıktık" diyen Saçılık, "Tek sloganımız 'işimizi geri istiyoruz.' Bunun için sağcı, solcu falan olmaya gerek yok. Biz devletten bir şey dilenmiyoruz; Elimizden aldıklarını geri istiyoruz. Bizim fikirlerimize karşı olan insanların, ne istediğimize bakmaları lazım. Biz tüm emekçiler için direniyoruz. Biz kazanamazsak, işimizi geri alamazsak bütün emekçiler kaybetmiş olacak" dedi.