'Tarsus'taki işkence iddiaları araştırılsın'
HDP Ağrı Milletvekili Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir, Tarsus T Tipi Cezaevi'ndeki işkence iddialarına ilişkin açıklamada bulundu ve soru önergesi verdi.
HABER MERKEZİ - HDP Ağrı Milletvekili Kadın Meclisi Sözcüsü Dilan Dirayet Taşdemir açıklamasında şunları belirtti:
Geçtiğimiz yıl açılan ve açıldığı günden bu yana işkence iddialarıyla gündeme gelen Tarsus T Tipi Cezaevi'nde hak ihlali iddiaları, tutsaklar ve ailelerine yönelik yaşam hakkının ihlali düzeyinde bir işkencenin varlığını ortaya koyuyor.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün yanıtlaması istemiyle hazırladığımız önergede yer alan iddialarla ilgili ayrıca bir açıklama bekliyoruz.
'İNCELEME YAPILMASI İÇİN ÇAĞRIDA BULUNUYORUZ'
Twitter hesabında "İşkence yapmak ya da yapana göz yummak en az müfterilik kadar alçaltıcıdır, onursuzluktur" beyanında bulunan Ceza ve Tevkif Evleri Müdürü Enis Yavuz Yıldırım'a, bizlerin de içinde olduğu bir heyetle inceleme yapılması ve ilgililer hakkında soruşturma başlatılması konusunda çağrıda bulunuyoruz.
Tarsus Cezaevi'nde yaşananlar, AKP döneminde insan haklarının ne düzeyde olduğunun görülebileceği bir turnusol kağıdıdır. Cezaevlerini işkence laboratuvarlarına dönüştürenlerle mücadeleden geri adım atmayacağız.
Adalet Bakanı Abdülhamit Gül'ün yanıtlaması istemiyle hazırlanan önergede şunlar yer alıyor:
OHAL dönemi içerisinde, geçtiğimiz yıl açılan Tarsus T Tipi Cezaevi’nin, ilk günden bu yana işkence iddialarıyla gündem olması dikkat çekicidir. Kan donduran iddialar, hak ihlallerinin işkence boyutuna vardığını ortaya koymaktadır. Bu ihlallere tepki gösteren ailelere ise 2.5 ay görüş yasağı verildiği bilgisi basına yansımıştır. Nitekim Tarsus T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutuklu bulunan 52 kadın mahkûm, kötü koşulların düzeltilmesi talebiyle açlık grevine başlamıştır.
'TARSUS CEZAEVİ MÜDÜRÜ DİYARBAKIR CEZAEVİ'NDEKİ KATLİAMDA ORADAYDI'
Özellikle, Tarsus T Tipi Cezaevi Müdürü Mahmut Çaça’nın, 1996 yılında 11 siyasi tutuklunun yaşamını yitirdiği, 24’ünün yaralandığı katliamda Diyarbakır E Tipi Cezaevi’nde ikinci müdür olarak görev yapmış olması endişeleri artırmaktadır.
Mahkûmların yaşam haklarının dahi engellenecek düzeyde hak ihlallerine maruz kaldıkları anlaşılmaktadır. Öyle ki; en düşük 31 santigrat derece olan sıcaklıkta koğuşlara vantilatör ve buzdolabı verilmediği, cezaevi idaresinin 15 kişilik koğuşa kirli ve içilemez olan bir damacana su verdiği, yemek kaşığının da sınırlı sayıda verilmesi nedeniyle tutsakların sırayla yemek yemek zorunda kaldığı ifade edilmektedir.
Bu bağlamda;
1- OHAL gerekçesiyle uygulamaya konulan "şifreli görüşme" uygulaması nedeniyle mahkûmların aileleriyle görüşemediği iddia edilmektedir. Şifre ile görüşme uygulamasına hangi yasal gerekçe ile ihtiyaç duyulmuştur?
2- Avukatlardan alınan bilgiler, 56 kadın mahkûm saçlarından sürüklenip darp edilerek, tecavüzle tehdit edilerek cinsel şiddete maruz kaldığını ortaya koymaktadır. Avukatlar müvekkillerinin bedenlerinde morluklar olduğunu ifade etmektedir. Bu iddialarla ilgili olarak yapılan suç duyurusuna ne zaman yanıt verilecektir?
3- Cezaevi yönetimi tarafından sağlık hakkı talep eden mahkûma açıkça, ‘Sizi tedavi de etmeyeceğiz, hastaneye de götürmeyeceğiz’ denildiği, sık sık kameraların olmadığı hatırlatılarak tehditte bulunulduğu belirtilmektedir. Söz konusu iddialarla ilgili bir soruşturma başlatılmış mıdır?
4- Ceza ve Tevkif Evleri Genel Müdürü Enis Yavuz Yıldırım, twitter hesabında 17.5.2017 tarihinde yaptığı paylaşımda "İşkence yapmak ya da yapana göz yummak en az müfterilik kadar alçaltıcıdır, onursuzluktur" demektedir. Sayın Yıldırım, bu sözlerinin gereği olarak, Tarsus Cezaevi ile ilgili 2016 yılından bu yana gündeme gelen işkence iddiaları konusunda herhangi bir soruşturma başlatmış mıdır? Bu iddiaları kamuoyunun gündemine taşıyan avukatlarla, rapor hazırlayan İnsan Hakları Derneği temsilcileri ile bir görüşme gerçekleştirilmiş midir? İlgili Cezaevinde iddialarla ilgili inceleme yapılmış mıdır? Vekillerimizin defaten sunduğu önergeler dikkate alınmış mıdır?