Taşımalı eğitimde ‘tasarruf’:‘ Yine ilk, kız çocuklarının eğitiminden feragat edilecek'

MEB’in ‘tasarruf tedbirleri’ kapsamında birçok köyde kaldırdığı ‘taşımalı eğitim’ sonrası bazı öğrenciler okula köy dolmuşları ile giderken bazıları hiç gidemiyor. Aileler ve uzmanlar bu kararın özellikle kız öğrencileri okul dışına iteceği görüşünde.

Müzeyyen YÜCE


İSTANBUL - Yeni eğitim öğretim yılının başlamasının üzerinden iki hafta geçmesine rağmen, birçok köyde öğrenciler okula başlayamadı. Öğrenci yetersizliği nedeniyle yıllar içerisinde çok sayıda köy okulunun kapatılmasının ardından, şimdi de taşımalı eğitimin kapsamı sınırlandırıldı. Millî Eğitim Bakanlığı tarafından kamuda tedbir tasarrufu gerekçesiyle Taşımalı Eğitim Yönetmeliği’nde yapılan değişiklik, kırsal mahallelerde ve köylerde yaşayan öğrencilerin okula erişimini zorlaştırırken, özellikle maddi olanakları elvermeyen aileler çocuklarını okula gönderemez hale geldi.

‘BEN CANIMDAN ÇOK İSTİYORUM KIZLARIM OKULA GİTSİN; ANCAK GÜCÜM YETMİYOR’

O ailelerden biri de Diyarbakır’ın Silvan ilçesine 34 kilometre uzaklıkta bulunan Kutlualan köyünde yaşayan Paylacı ailesi. Tasarruf tedbirleri kapsamında köylerinde ‘taşımalı eğitim’ uygulamasına son verildi. Balıkesir’de elektrik direklerinin bakımında yevmiye usulü ile çalışarak ailesini geçindirmek durumunda olan Resul Paylacı, lisede eğitim gören iki kızının bu karardan olumsuz etkilendiğini söyledi.
İlknur ve Avşin isimli iki kız babası olan Paylacı, “Canımdan çok istiyorum kızlarım okusun; ancak gücüm yetmiyor” dedi ve ekledi:

“Biri lise iki, diğeri ise lise üçüncü sınıf öğrencisi. İkisi de okullarında başarılı öğrenciler. Gece gündüz demeden çalıştım, okuttum ikisini de gücüm yettiği kadar. Ancak şimdi taşımalı eğitimi kaldırmışlar. İlçede pansiyona yönlendiriyorlar. Hem ilçedeki güvenlik sorunu hem pansiyonun şartlarının uymaması hem de maddi zorluklar işin içine girince kızları okula gönderemiyoruz.”

Kutlualan köyünün merkeze 34 kilometre uzaklıkta olduğuna dikkat çeken ve “30 kilometre gelen servis 4 kilometre daha gelemiyor bu ülkede” diyerek tepkisini dile getiren Paylacı şöyle konuştu:

"Bugün köy dolmuşu ile kızları okula gönderip kitaplarını aldırdım ki bari evde çalışabilsinler. Köyde herkes bir umut bekliyor ki okula gidebilsin. Bizim gibi yoksul yerleşim yerlerinde zaten zar zor doyan aileler için ilçede çocuk okutmak maddi güç ister. Kaldı ki ilçe de güvenli değildir. Ben canımdan çok istiyorum kızlarım okula gitsin; ancak gücüm yetmiyor. Devlet her şeyi düşünmüş de bu insanlar ne yapacak diye düşünmemiş mi?”

‘BENİM KÖYÜMDE 35 ÖĞRENCİ VAR’

Kutlualan Mahallesi Muhtarı Mehmet Ulutepe de bazı ailelerin kendi imkanları ile çocuklarını okula gönderdiğini, bazılarının ise gönderemediğini söyledi. Köylerinde 35 lise öğrencisinin bulunduğunu, bu sayının yarısına yakınını kızların oluşturduğunu ifade eden Ulutepe, ailelerin bazılarının da Silvan’daki yurtların, pansiyonların güvenli olmadığı için çocukların gitmesine sıcak bakmadığını ifade etti. Bu konuda mağduriyet oluştuğuna da dikkat çeken Ulutepe, çocukların eğitime erişimin sağlanması noktasında katkı sağlanmasını talep etti.

‘ÖĞRENCİLERİN ÇOĞU ŞU AN OKULA GİDİP GELMEK İÇİN KÖY DOLMUŞUNU KULLANIYOR’

Aydın Söke İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü de 'tasarruf tedbirleri' kapsamında çok sayıda mahallenin muhtarlıklarına gönderdiği yazıyla taşımalı eğitimin sona erdiğini bildirdi. Bu mahallelerden (köy) biri de Akçakonak. Taşımalı eğitimin sona ermesinin ardından Artı Gerçek’e konuşan velilerden E.A., köylerinde 77 öğrencinin bulunduğunu kaydetti.

Türkiye’deki ekonomik şartların giderek kötüleştiği bir tabloda asgari ücretle geçinmeye çalışan ailelere vurgu yapan E.A., “Türkiye’de birçok konuda tasarruf edilecek alan varken eğitimden tasarruf etmek nasıl bir düşünce yapısı, merak ediyoruz. 17 bin TL ile geçinmeye çalışırken çocuk okutan aileler neyden tasarruf etsinler? Artık sıkacak kemer kalmadı” dedi. Çıkartılan son karardan sonra öğrencilerin okula köy dolmuşları ile gidip gelmek zorunda kaldıklarını belirten E.A., şunları söyledi:

“Bu öğrencilerin çoğu şu an okula gidip gelmek için köy dolmuşunu kullanıyorlar. Onun da ne derece güvenli olduğu tartışılır. Çoğu zaman dolmuşta yer bulamıyor ve okula geç kalıyor mesela çocuklar. Şimdi kış ayları da geliyor. Sabahın karanlığında yola çıkıp köy dolmuşları ile yağmur kış demeden okula nasıl gidip gelecekler. Bir süre sonra bu öğrenciler okulları terk etmeye başlayacak. İstenilen bu mu?”

‘TÜM ŞARTLARI ZORLADIK, ÖZEL SERVİSE YAZDIRDIK’

Söke’ye bağlı Yenişehir Mahallesi’nde de taşımalı eğitime son verildi. Biri üç, biri beş, diğeri ise yedinci sınıfa giden üç çocuğu olduğunu belirten Zuhal Arıcı ise servis haklarının sonlandırılmasının maddi olarak ailesini çok zorladığını söyledi.

Tüm ekonomik şartları zorlayarak üç çocuğu için özel servis tuttuklarını anlatan Arıcı, çocuk başına servise ödedikleri ücretin bin 200 TL olduğunu kaydetti. Bu masraflara yeme, içme, kırtasiye gibi giderlerin de eklendiğini aktaran Arıcı, “İnanın ne kadar sürdürülebilir bu durum bilmiyorum. Hadi biz bu kadarını yapıyoruz; bu masrafları kaldıramayan çok aile var. Onlar çocuklarını ya okula gönderemeyecek ya da MESEM’lere yönlendirilecekler. Devlet köy okullarını kapatıyor ancak eğitime erişimi sağlamıyor” diye konuştu.

‘YİNE İLK FERAGAT EDİLEN KIZ ÇOCUKLARININ EĞİTİMİ OLACAK’

Bolu’da da merkeze uzak köylerde lise öğrencilerini kapsayan taşımalı eğitim sonlandırıldı. Yeni yönetmelik sonrasında köylerde yaşayan veliler, çocuklarını okula götürmek için bir mücadele veriyor. Öğrencilerin sabahın erken saatlerinde kendi imkanları ile okula gitmeye çalıştığını belirten Bolu Veli-Der Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici, “2024-2025 eğitim öğretim dönemine sorunlarla, adaletsizliklerle ve eşitsizliklerle başladık” dedi. Bu kararın sadece Bolu’yu değil, Türkiye’deki birçok köyü etkileyeceğini belirten Gezici, “Bu aynı zamanda öğrencilerin eğitime erişimin engellenmesi anlamına geliyor. Ne toplu taşıma var ne de herkesin özel aracı var. Bu tamamen cemaat ve tarikat yurtlarına velilerin dayatılmasıdır. Zaten memlekette ciddi bir ekonomik kriz var. Bugün en yakın köyde dahi servis ücreti 2 bin liradan başlıyor. İnsanların bu ücretleri karşılaması çok zor. Biz bunu pandemide de gördük. Yine ilk feragat edilen kız çocuklarının eğitimi olacak. Bu çok ciddi bir tehlike barındırıyor. Bu konunun gündeme getirilmesi lazım” uyarısında bulundu.

whatsapp-gorsel-2024-09-20-saat-17-22-35-66619a1f.jpg
Bolu Veli-Der Şube Başkanı Zehra Kulalı Gezici

'350 BİN CİVARINDA ÖĞRENCİNİN OKULA ULAŞIMI KESİLDİ’

Millî Eğitim Bakanlığı’nın verilerine göre ilkokul, ortaokul ve lise düzeyinde taşımalı eğitim gören öğrenci sayısı 1 milyon 200’in üzerinde. Bunun 744 bin 625’i ilk ve ortaokul düzeyinde eğitim alan öğrencileri kapsarken, 479 bin 428’i ise lisede eğitim gören öğrencileri içeriyor.
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak, Türkiye’de yıllar içerisinde kapatılan köy okullarının ve o okullarda öğrenim gören öğrencilerin yakın il ve ilçelere ‘taşımalı’ şekilde aktarıldığına tanıklık ettiklerini, şimdi ise çıkartılan son yönetmelik ile eğitime erişimin engellendiğini söyledi.
Ülke genelinde hangi illerin hangi mahalle ve köylerinde servislerin kaldırıldığına ilişkin ellerinde net bir verinin bulunmadığını belirten Irmak, taşımalı eğitim gören öğrencilerin en az yüzde 30’unun, yani yaklaşık 350 bin civarındaki öğrencinin bu karardan olumsuz etkileneceğini, yani öğrencilerin ulaşımların kesildiğini kaydetti.

egitim-sen-genel-baskani-kemal-irmak-2-scaled.jpg
Eğitim-Sen Genel Başkanı Kemal Irmak

‘AİLELERİN İKİ SEÇENEĞİ VAR: YA TÜM ŞARTLAR ZORLANACAK YA DA ÇOCUK OKUL DIŞI KALACAK’

Bu öğrencilerin eğitim haklarına erişimleri noktasında MEB’in alternatif bir politika ve uygulamasının da bulunmadığına dikkat çeken Irmak, bu düzenlemenin öğrencilerin okul dışına çıkmasına yol açabileceği görüşünde. Irmak bu tehlikeyi ise şu şekilde açıkladı:

“Hali hazırda taşımalı eğitim ile öğrenim hakkına zor erişen öğrenciler bu karar ile eğitime ulaşma haklarından tamamen mahrum kalacak. Bakanlığın bu düzenlemesi taşımalı eğitim gören öğrencilerin yüzde 30’unu olumsuz etkileyeceği gibi yüzde 15-20 civarındaki kısmın ise bu yıl içerisinde okul dışı kalmasına yol açacaktır. Çünkü özellikle kırsal kesimde yaşayan ve ekonomik olarak zor durumda olan aileler çocuklarını okula gönderemez hale gelecektir. Bu ailelerin iki seçeneği olacak; ya tüm şartlar zorlanarak çocuklar okula gönderilecek ya da okul dışında kalacaklar. Tabi ki en büyük tehlikede kız çocukları için olacaktır. Bu uygulama çocuğun eğitim hakkını engelleyen bir düzenlemedir.”

‘UYGULAMA ÖĞRENCİLERİN EĞİTİM HAKKINI ORTADAN KALDIRILIYOR’

Türkiye genelinde bugün köy okulların giderek azaldığına ve yüzde 4.6 civarında bir orana tekabül ettiğine dikkat çeken Irmak, ailelerin önce taşımalı eğitime, şimdi de kendi ekonomik şartlarına mecbur bırakıldığını söyledi. MEB’in taşımalı eğitimi 30 kilometre ve 10 öğrenci ile sınırlandırmasını ‘eğitime erişimi engellemek’ olarak değerlendiren Irmak, “Türkiye’de geçmiş yıllarda yüzde 55 oranlarında olan köy okulları bugün bakıldığında yüzde 4’lere kadar düştü. Tek tek köy okullarını kapatan iktidar şimdi de taşımalı eğitimi öğrencilerin ellerinden alıyor. Bu uygulama öğrencilerin eğitim hakkını ortadan kaldırılıyor. Hem de Bakanlık eliyle alternatif sunulmadan öğrenciler okul dışına itiliyor. Bakanlığın bir an önce bu kararından vazgeçmesi gerekiyor. Biz Eğitim-Sen olarak bu düzenlemenin iptali için dava açtık. Sürecin takipçisi olacağız” ifadelerine yer verdi.

Öne Çıkanlar