Temelli: Mazbatalar verilsin
HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, seçimleri kazanan belediye başkanlarına mazbataların verilmesini istedi.
ARTI GERÇEK - HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, seçim sonrası yaşanan hukuksuzlarla ilgili düzenlediği basın toplantısında YSK'ya "hukuka uyun" çağrısı yaptı.
Temelli'nin, HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Ayşe Acar Başaran ve Seçim İşleri Komisyonu Sözcüsü Ali Ürküt ile birlikte Genel Merkez'de düzenlediği basın toplantısındaki konuşmasından satır başları şöyle:
"31 Mart seçimlerine giderken Türkiye çok sıkıntılı bir süreç yaşadı. Kampanya dönemi var olan krizleri daha da derinleştirmiş, iktidar eliyle siyasi gerilim hattı oluşturulmuştur. Hem kampanya boyunca siyasi dil olarak, üslup ve yöntem olarak izlenen bu saldırganlık tüm çıplaklığı ile sizlere de yansımıştır.
"Kampanya döneminde 31 Mart seçimlerine giderken seçmen yerlerinin kaydırılması, seçmenlerin silinmesi, askerlerin seçim mühendisliği ile seçmen olarak atanması, kaymakamların valilerin süreçte oynadıkları roller gibi birçok usulsüzlük teşhir edilmişti. Bunların seçim sonuçlarına yansıyacağına ilişkin uyarılarımız dikkate alınmamış ve arzu edilmeyen sonuçlar karşımıza çıkmıştır. Bugün Şırnak meselesi böyledir, Muş ve Malazgirt meseleleri böyledir. Bunlara topluca baktığınızda büyük bir seçim adaletsizliği ve seçim güvenliğinin temelden sarsıldığı bir durumla karşı karşıyayız.
"Tüm bunların ötesinde seçimler sonuçlanmasına rağmen geçen 10 gün sonunda hala Türkiye seçim sonuçlarını tartışıyor. Bunun arkasında da YSK'nin basiretsizliği vardır. YSK bizzat kendi içtihatlarına uymama, kendi yasalarını tamama anayasayı ihlal gibi tablolarla Türkiye toplumu karşılaşmaktadır. Çok ciddi bir sorunla karşı karşıyayız. Şu anda bir krizle karşı karşıyayız. Bu bugüne kadar yaşadığımız yargı krizini çok daha ileri bir aşamaya taşımaktadır.
" YSK anayasal bir kurumdur. YSK kararlarına itiraz edecek bir üst merci yoktur. Bu denli önemli bir kurumdur. Seçim güvenliği konusunda buna yetkili olan bir kurum, adaletli ve bağımsız hareket etmesi gereken bir kurum Türkiye toplumunun beklentilerine cevap vermemektedir.
"Vicdanen ciddi bir rahatsızlık söz konusudur. Açık bir hukuksuzluk haliyle, çoklu bir hukuksuzluk hali ile karşı karşıyayız. YSK ivedi bir şekilde, acil olarak yasalara uygun hareket etmeli ve toplumun beklediği, vicdanları rahatlatacak kararları bir an önce almalıdır.
HİÇBİR İTİRAZIMIZ KABUL EDİLMEDİ
"Hiçbir itirazımız kabul görmemiştir, bütün partilerin belli oranlarda itirazları kabul görürken, AKP’nin neredeyse yüzde 90 itirazları kabul görürken, sandıklar defalarca sayılırken HDP’nin bir tek itirazı bile kabul görmemiştir. Oysa ilkesel olarak seçim sonuçlarına olan itiraza eşit adil bir tepkiyi, çözümü YSK var edebilseydi bugün belki de birçok tartışmanın önüne geçilebilecekti. Geçersiz oylar adaylar arasındaki farktan çoksa geçersiz oylar yeniden sayılabilirdi. Ama tam tersine iktidarın talimatıyla hareket edildiği gerçeği ile karşı karşıyayız.
"Son olarak yeni bir tartışma ile yine adeta boğuşmak zorundayız. KHK ile OHAL döneminde ihraç edilen ama bugün seçilmiş olanların mazbatalarının verilmeme hali. Tabii sadece bu arkadaşlarımızın mazbataları verilmemekle kalınmıyor. Bu konu dahilinde değerlendirilmemesi gereken arkadaşlarımızın da mazbataları verilmiyor.
"3 büyükşehrimizin Van, Diyarbakır ve Mardin Büyükşehir belediye başkan adaylarımız büyük oy farkıyla kazanmalarına rağmen başkanlarımızın mazbataları verilmiyor. Gerekçesi de açıklanmıyor.
BU OYUNU BOZACAĞIZ
"Bu kriz bir yerde yanlış hesaplardan kaynaklanıyor. Biz bu yanlış hesaplara izin vermeyeceğiz. Bu oyunu bozacağımızı söyledik, sandıklarda bozduk. Bu oyunda ısrar edenlere bir kez daha uyarıda bulunuyoruz. Bu oyundan vazgeçin, bu yanlış hesaplardan vazgeçin. Hukuk ne diyorsa, yasalar ne diyorsa bunun gereğini yerine getirmekle sorumlusunuz, mükellefsiniz.
"Bugün KHK ile ihraç edilenlerin mazbatalarının verilmemesi tartışılıyor. Bu tartışma bile başlı başına bir hukuk tanımazlıktır. Kendi içtihatını, kendi yasalarını yok saymaktır. KHK ile ihraç edilmiş olan ama seçimlere giren bu arkadaşlarımız adaylık kriterlerine uygun olarak başvurdular ve YSK onay verdi. Aday olma şartlarını hepsi yerine getirdi. Bu konuda hiçbir uyarının yapılmamasına rağmen YSK’nin şimdi kalkıp farklı bir tasarrufa yönelmesi, kendi içtihadını reddetmesinden kaynaklanıyor. Çünkü YSK diyet ödeme, aldığı talimatları yerine getirme peşindedir. Bunu kabul etmiyoruz. YSK kanunda ne diyorsa onu yerine getirmek zorundadır. Adaylık kriterleri çok nettir, kanunda belirtilmiştir. Adaylığın bu denli net belirtildiği bir dönemde şimdi kalkıp bu adaylara mazbatalarının verilmemesi seçmenin iradesinin yok sayılmasıdır. Sadece seçilenler değil seçenlerin de iradesi yok sayılmaktadır. YSK tüm bunlara kulaklarını kapamış görünüyor.
"Bir kez daha uyarıyoruz, bir an önce tüm seçilmişlerin sonuçları kesinleşmiş her yerde mazbataları verilsin. Özellikle Anayasanın 67’inci maddesi ve 76’ncı maddesinde adaylık kriterleri çok açık bir şekilde dile getirilmiştir. Anayasanın 67 ve 76’ncı maddeleri gereğince YSK üzerine düşeni yapmalıdır. 2972 sayılı Mahalli İdareler Kanunu’nun 9’uncu maddesi de aynı açıklıktadır. YSK'nin hangi yasalara uyması gerektiği çok açıktır ve nettir.
'Muhtarlar konusu ile belediye başkanlığı. belediye meclis üyeliğinin de karıştırılmaması gerekiyor. Bunlar yasada ayrıntıları ile belirtilmiştir.
"Seçim öncesi ve sonrası YSK'nin içinde bulunduğu bu hukuksuzluk girdabından bir an önce çıkmasını istiyoruz. Bu sadece seçim sonuçlarının teyit edilmesi meselesi değildir. Bu ülkenin demokrasisi, adalet ve barış arayışı önünde set olacaktır. Bunu bir yüksek mahkemenin yapması eşyanın tabiatına aykırıdır. Yüksek mahkemeler demokrasi insan haklarını korumakla mükelleftir. Buna aykırı bir adım atmaktan vazgeçme konusunda uyarıyoruz. Belediye başkanlıkları, belediye meclis üyelikleri halkın iradesiyle seçilmişlerdir. Bunlar atama ile göreve gelmemektedirler. Kamu görevi kapsamında değerlendirilse de kamu görevlisi değil seçilmişlerdir.
HALK İRADESİ İLE SEÇİLDİLER
"Halkın iradesi ile o koltuklara seçilmişlerdir. Hangi partiden olursa olsun halkın iradesi bu şekilde tecelli ettiyse 1 oyla bile tecelli ettiyse herkes buna saygı göstermeli, yan yollar aramamalıdır. Muş’ta da, Malazgirt’te de, Balıkesir’de de, İstanbul’da da hangi partiden olursa olsun... Tüm kurumların, özellikle YSK'nın buna riayet etmesini talep ediyoruz.
"Bugün Türkiye uluslararası kamuoyunda birçok açıdan itibarını yitirdi. Bugün seçimlerin adaleti konusunda da itibar yitimindedir. Uzun süredir anayasa referandumundan, 24 Haziran seçiminden beri dile getirdiğimiz bu itibar yitimini hep birlikte yaşıyoruz.
"OHAL'i meşrulaştırmayalım. OHAL döneminde alınan kararların meşru zemini yok. OHAL, darbeye kalkışanlarla mücadele etmekten çok Türkiye’deki demokratik siyasetin hukukun tasfiyesinin aracı olarak kullanılmıştır. OHAL bitti mi? Anlaşılıyor ki bitmemiş. OHAL’i meşru kabul eden yasalara aykırı uygulamaları hayata geçiren kurumların olduğunu üzülerek görüyoruz.
"Bir an önce süregiden bu adaletsizliğe son verilmesi çağrısını yinelemek istiyorum. Mazbatasını hak eden tüm belediye başkanlarına mazbataları verilmeli, oy sayımının devam ettiği yerlerde de sayım sonuçlandırılmalıdır. Halklarımızın beklentisi bu yöndedir."
Temelli, gazetecilerin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘14 bin oy ile seçim kazanılmaz’ sözlerinin hatırlatılması üzerine de şunları söyledi: "Oy sayısı tartışmasının bugüne kadar sürmesi, seçim kurulları ve YSK'nin basiretsizliğinden kaynaklanmaktadır. Hukuku iktidarın gölgesine itmiş olmalarından kaynaklanmaktadır. Oysa temel bir ilke çerçevesinde bu tartışmaları ilk günden bitirebilirdi. Bir oy yeterlidir. Çünkü seçim sistemi böyle kurgulanmıştır. Şimdi kalkıp bu hukuku yok sayarak ben kazanamadım o yüzden seçimler yeniden yapılsın demek toplumun vicdanına aykırıdır."
Temelli, "FETÖ’nün bu işe el attığı" iddiasıyla ilgili de " FETÖ'nün darbe kalkışması 15 Temmuz 2016'da olmuş. Nasıl bir İçişleri Bakanlığı, nasıl bir istihbarat teşkilatı var ki bu ülkede hala FETÖ’cüler sandık kurulu başkanı olabiliyor. Buna kimsenin inandığı yok. Bu tamamen iktidarın algı yönetimi çerçevesinde uydurduğu bir başlıktır" dedi.