TGC: 'RTÜK gazeteciliğe müdahale ediyor'

TGC: 'RTÜK gazeteciliğe müdahale ediyor'
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, RTÜK'ün 680 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile gazetecilik mesleğine doğrudan müdahale ettiğini açıkladı. RTÜK'ün...

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, RTÜK'ün 680 sayılı Kanun Hükmündeki Kararname ile gazetecilik mesleğine doğrudan müdahale ettiğini açıkladı. RTÜK'ün sansürü kurumsallaştırdığını vurgulayan Cemiyet, gazetecileri de Hak ve Sorumluluk Bildirgesi'ne uygun davranmaya çağırdı.

Haber Merkezi- Resmi Gazete’de 6 Şubat 2017 tarihinde yayınlanan 680 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yayın yasağına aykırı davranan  yayıncı kuruluşunun yayını önce bir gün,  basın yasağının tekrar ihlali halinde yayınlar beş güne kadar durdurulacaktır. Yayın yasağı bir kez daha ihlal edildiğinde yayınlar 15 güne kadar durdurulacak; yayın yasağının bir yıl içinde tekrar ihlali halinde yayın lisansı iptal edilme kararı alındı.

Bunun üzerine RTÜK  terör olaylarına ilişkin olarak sadece olayın olduğuna dair bilgi verilebileceği, resmi açıklama yapılıncaya kadar canlı yayın yapılamayacağı, ölü, yaralı sayısı verilemeyeceği belirtilmiştir. Olay yeri görüntüleri ile vtr yapılamayacağı, görgü tanığı anlatımı, polis, ambulans, itfaiye aracı görüntülerinin kullanılamayacağı, terörle ilgili manşetlerin yer aldığı gazetelerin görüntülerinin de ekrandan yansıtılamayacağı açıklanmıştı.

TGC, RTÜK'ün bu uygulamasının gazetecilik mesleğine doğrudan bir müdahale olarak yorumlayarak bunun anayasaya aykırı olduğunu dile getirdi. Cemiyet ayrıca RTÜK'ün bu kararının demokratik bir toplumda kabul edilemez olduğunu da ekledi.

 

RTÜK’ün bu yaklaşımını ölçüsüz bulan Cemiyet, sansürün kurumsallaştırıldığını söyledi. RTÜK'ün kararlarından ziyade gazetecileri ilkeli davranmaya çağıran Cemiyet şunları açıkladı:

‘TGC olarak; tüm meslektaşlarımızın, tüm yayın organlarının; Türkiye Gazetecileri Hak ve Sorumluluk Bildirgesi’nde yer alan ilkelere uygun hareket etmesinin, toplumun ihtiyaç duyduğu huzura katkı sağlayacağını  düşünüyoruz. Haberlerin topluma aktarılırken Bildirgedeki ilkelere uygun olarak verilmesi ve nefret dilinden uzak durulması böylesi bir dönemde özel önem kazanmıştır.'

 

 

 

Öne Çıkanlar