Tuncel İttifak tartışmalarına dair konuştu: Halkla ittifak kurulmalı

Tuncel İttifak tartışmalarına dair konuştu: Halkla ittifak kurulmalı
İttifak tartışmalarına dair konuşan Sebahat Tuncel, bazı kesimlerin “Birlikte yürümeyelim ama dışardan destekleyelim” şeklindeki tutumunu eleştirdi. Tuncel, “Bizimle yol yürümüyorsan nasıl destek olacaksın?" diye sordu.

Artı Gerçek- Sosyalist Yeniden Kuruluş Partisi (SYKP) Genel Merkezi, 10 yıl önce yaşamını yitiren kurucuları Mustafa Kahya’ya dair İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) Ankara Şubesi’nde “Parti, ittifak ve yeniden kuruluş” başlığı ile panel düzenlendi.

Panele konuşmacı olarak katılan Sebahat Tuncel, sosyalistlerin çözümden çok dert ve sorun konuştuğunu söyledi. “Hep dert anlatırsan altında kalırsın. Altında kalırsan kalkamazsın. Bana göre ne yapabiliriz? Sorusu önemli" diyen Tuncel şöyle konuştu:

"Bana göre partiler araç, amaç değil. Partiler neden kurulur? Halkın, kadınların, toplumun çocukların özgür bir yaşamda yaşayabilmesi için politika yapmak için kurulur. Ayrıca sadece bunun aracı parti de değildir. Demokratik kitle örgütleri, kadın örgütleri ve gençlik örgütleri partiden daha önemli. Türkiye’de parlamenter sistem sıkıştırılmış, siyaseti parti yapabilir diye bir şey var. O yüzden herkes parti kuruyor.”

'PARTİ HER DURUMDA ÖNCÜLÜĞE HAZIR OLMALI'

Öncülük meselesinin önemli olduğunu ifade eden Tuncel, partilerin kapsamadığı çok geniş bir toplumsal kesimin varolduğunu belirterek "Milyonlardan söz ediyoruz. Partinin buradaki görevi nedir? Doğru yerde doğru zamanda koşullar hazır olduğunda buna öncülük yapabilmektir. Sosyalist partilerin en çok tartışması gereken şey bu. Öncülük durumu, her durumda her zaman hazır olmak. Yani devrim koşulları hazır olsa devrime öncülük edecek bir parti yoksa onu götüremez değil mi” diye sordu.

SORUNLARA KARŞI ORTAK MÜCADELE

Kadınların yaşadığı sorunlarla sadece kadınların ilgilenmesi gerektiğine dair bir havanın olduğunu ifade eden Tuncel, “Kadınlar olarak daha özgür eşit, bir toplum yaratmak istiyoruz. Eşit adil bir toplum erkeklerin ihtiyacı değil mi? Hepimizin ihtiyacı ise buradan birlikte bir yaşamı nasıl kurabiliriz? Sorusunun yanıtını bulmamız lazım. Türkiye’de şöyle bir durum var; kadın sorunu kadınların sorunu. İşçilerin sorunu işçilerin sorunu. Oysa yaşama bir bütündür. Ortak sorunlarımız bunlar. Sınıf mücadelesinde bir kadın sorunu yok mu? Ya da toplumsal yaşam içinde var olan sınıfsal bir sorun kadınları etkilemiyor mu? Ya da tüm toplumu etkilemiyor mu?” diye sordu.

‘BAŞKA BİR DÜNYA DİYORUZ’

Türkiye’deki sorunların birbiriyle ilişkili olduğunun altını çizen Tuncel, “Biz ortak mücadele diyoruz başka bir dünya bir yaşam diyoruz. Peki bu başka dünya dediğimiz şey nedir? Sosyalist bir dünya diyoruz değil mi? Cezaevindeyken işçi sınıfının eylemlerini heyecan ile izlerdik. İşçiler eylemde bir şey çıkar mı? Diyorduk. Sonra bir bakıyorduk işçiler maaşları artıyor evine gidiyorlar. Şimdi işçi sınıfının tek derdi maaş mı?” diye konuştu.

‘SOL VE SOSYALİSTLER ZAYIF OLDUĞU İÇİN...'

Türkiye’de yaşayanların yarasından fazlasının yoksul olduğunun altını çizen Tuncel sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kapitalizm kendini her gün organize ediyor. Sol ve sosyalistler zayıf olduğu için kapitalizm kendini yeniden organize ediyor. Ortadoğu’ya bakalım. Orada işler karışık. Üçüncü paylaşım uzun üredir devam ediyor. Son gelişmeler üzerinden değerlendirmiyoruz. Arap baharıyla birlikte yeniden organize ettiler. Savaş karşıtlığı önemlidir. Ne olacağı beli değil. Bir sapma olduğunda bölgesel bir savaşa gidebilir. İran savaşın içine çekilmek isteniyor. Çekilirse ne olur? Ortadoğu çok gergin. Türkiye’de de faşizm koşulları var.”

NEDEN ÜÇÜNCÜ YOL?

Kürtler ve sosyalistlere yönelik saldırılara karşı çok büyük bir mücadelenin olduğunu belirten Tuncel, “Beli bir süreden sonra durmak gerilemektir. Çünkü sistem sizi aşar. Şimdi durmanın zamanı değil. İlerlemenin zamanı. Peki ne ile ilerleyeceğiz? İşte onu konuşmak gerekir. İttifaklar politikasına da böyle bakmak gerekir. Yeni, özgür bir yaşamı birlikte kuracaksak ittifaklar kurmalıyız. Bizim için önemli olan stratejik ittifaklar. Üçüncü Yol stratejisini Kürt siyaseti olarak çok kullanıyoruz. Neden? Çünkü kapitalizme karşı Demokratik Modernite’dir. Mevcut güncel koşullarda AKP-MHP ve Ergenekon’un başını çektiği faşist ittifak var. Bir de Altı Masa ittifakı var. Masalar ne kadar devrilse de zihniyet hala duruyor” dedi.

Bir üçüncü seçeneğin de olduğunu dile getiren Tuncel, “Sol sosyalist güçlerin, demokrasi güçlerinin yeni yaşamı kuracağı Üçüncü Yol stratejisidir. Bu çok kıymetlidir. Halkların tek umudu bence bu. Biz de sürekli bir tartışma içindeyiz. Sürekli ittifak toplantıları yapıyoruz. El insaf kaç yıldır bu işlerin içindeyim hep toplantı yapıyoruz bu konuda. Tüm seçimlere ittifaklar ile girmişiz. Artık toplantı zamanı değil eylem zamanı. Halk sürece müdahale etmemizi istiyor toplantı yapmamızı istemiyor” diye belirtti.

'NASIL DESTEK OLACAKSIN?'

Kürt hareketinin içinde olmadığı bir birleşmenin başarılı olamayacağını söyleyen Tuncel sözlerini şöyle sürdürdü:

“Biz Kürt siyasetinin dışında olursak daha çok kişiye ulaşırız ve daha çok destekleriz’ deniliyor. El insaf, biz hiç görmedik. Niye birlikte yürümüyoruz? Devlet de bize böyle diyor. ‘Sizinle birlikte yürümüyorum’ diyor. Kendilerine sosyalist diyen bazı arkadaşlar da ‘sizinle yol yürümeyelim biz size destek olalım?’ Bizimle yol yürümüyorsan nasıl destek olacaksın? Mesaimizin çoğunu onlara harcıyoruz. Kendisine değer vermeyen bir birleşik mücadele var. Aslında doğru zamanda doğru işi yapsa ama biz durmadan genişlemekten bahsediyoruz. Genişlemek istediğimiz kişiler de gelmeyin kardeşim diyor.

‘HALKLA İTTİFAK OLMALI’

O yüzden örgütler ile genişlemek değil halkla, toplumla, işçiler, yoksul emekçilerle… Enerjimizi bazı şeylerden öte halka harcasak işçi sınıfına harcasak ben çok daha büyüyeceğimizi düşünüyorum. Bazı şeylerin değişmesi gerektiğini düşünüyorum. O yüzden konuşuyorum. Üzerine alan alır, almayan kendi bilir. Ama alsalar iyi olur! Birleşik mücadeleyi böyle ifade edeyim. Kaç yıldır konuşuyoruz? El insaf aynı arkadaşlar olarak ittifak kuruyoruz. Bunun bize bir şey getirdiğini düşünmüyorum. Bu yüzden halkla ittifak kurulmalı.” (MA)

Öne Çıkanlar