Türkiye, haklarında idam kararı olan İranlı Kürt çifti sınır dışı edecek

Türkiye, haklarında idam kararı olan İranlı Kürt çifti sınır dışı edecek
Haklarında idam kararı bulunan Manbari ve Mohammadi çifti hakkında sınır dışı kararı verildi. Avukat İnegöllü, çiftin sığınma başvurusunda bulunduğunu ve sonucu beklediklerini söyledi.

Osman ÇAKLI


Artı Gerçek - İran’da ekonomik taleplerle 2017-2018 yıllarında başlayan geniş çaplı protestolara katıldıkları gerekçesiyle haklarında idam kararı verilen Hossein Manbari ve Shugar Mohammadi 3 ay önce geldikleri Türkiye’den sınır dışı edilecek.

15 Aralık’tan beri Muğla Ula Geri Gönderme Merkezi’nde tutulan Hossein Manbari ve Shugar Mohammadi çifti idam edilecekleri için İran’a geri dönmek istemiyor. Muğla Barosu avukatlarından Duygu İnegöllü, Manbari ve Mohammadi’nin son durumuyla ilgili Artı Gerçek’e konuştu.

İDAM CEZASININ GEREKÇESİ: PROTESTOLARA KATILMAK

2017 yılında İran’da pahalılığa karşı başlayan protestolarda İran hükümeti hedefteydi. Protestolarda çıkan çatışmalarda akrabalarını kaybeden Manbari ve Mohammadi çiftinin cenazeyi almaya gittiğinde çekilen görüntüleri üzerinden protestolara katıldığı iddia ediliyor. Son aylarda İran’da devam eden hükümet karşıtı gösterilerden sonra İran hükumetinin idam cezalarını hızla onamaya başladığını söyleyen Duygu İnegöllü, “3 ay önce ülkemize geldi Manbari ve Mohammadi. Şu an Ula Geri Gönderme Merkezi’nde tutuluyorlar. Kimlikleri olmadığı için sınır dışı kararı alındı” dedi.

144 KİŞİDEN SADECE İDAM CEZASI OLAN ÇİFT KALDI

15 Aralık’ta Muğla İl Jandarma Komutanlığı aralarında İran, Suriye, Afganistan, Irak ve Filistinli 144 mülteciyi Ula Geri Gönderme Merkezi’ne götürmüştü. Ardından yapılan işlemlerde Manbari ve Mohammadi haricindeki 142 kişi serbest bırakıldı. Manbari ve Mohammadi çiftinin neden bırakılmadığını sorduğumu İnegölüllü, şöyle konuştu:

"Bunun hukuki bir cevabı yok. Biraz politik tercih ve inisiyatifler söz konusu var. İdari gözetimler genellikle böyle işliyor. Örneğin çocukları olanlar ve rahatsızlığı nedeniyle sorun yaşayabilecek olanları daha hızlı bırakıyorlar. Geri gönderme merkezinde avukat masası olmadığı için görüşmelerde çok zorlanıp, rahatsız olduk. Güvenlik görevlileri koridorda yaptığımız görüşmeyi dinleyip bir dizi sorular sormuştu. Görüşmeyi kısa tutmak zorunda kaldım.”

‘GERİ GÖNDERİLECEKLERİNİ BİZDEN ÖĞRENDİLER’

İnegöllü’nün gazetecilerle paylaştığı yazılı metinde ise Manbari ve Mohammadi ile ilk defa geçen pazartesi görüşme yaptığını söyledi. İnegöllü, Türkiye Barolar Birliği’nin ücretsiz tercümanlık hattının avukatlarca kullanımı mümkünken, geri gönderme merkezinde hattın kullanımına izin verilmediğini ekledi.

İnegöllü, süreci şöyle anlattı: "Kürtçe ve Farsça bilen müvekillerimiz ile başta iletişim kuramadık. Hafta sonu yakalandıkları için henüz dosyaları bile hazırlanmamıştı ve mültecilere de bir bilgilendirme ya da tebligat yapılmamıştı. Bu nedenle mültecilerin arkadaşlarının maddi desteği ile Farsça yeminli tercüman bularak birkaç saat sonra yeniden kuruma gittik. Müvekillerimiz haklarında sınır dışı kararı alındığını ve bu merkezin amacının kişileri geri göndermek olduğunu ilk defa bizden öğrendiler. Gözyaşlarına ve paniklerine şahit olduk. Haklarında idam cezası olduğunu ve geri gönderilirlerse hayatları kaybedeceklerini, hali hazırda birçok arkadaşlarının hükümet tarafından alındıktan sonra kaybedildiğini anlattılar."

SIĞINMA BAŞVURUSU YAPTILAR

Manbari ve Mohammadi Türkiye’ye ‘sığınmak’ için başvurularını gerçekleştirdi, fakat karar henüz verilmedi. İnegöllü, hürriyetinden yoksun durumdaki kişilerin bulundukları kuruma uluslararası koruma başvurusu iletme hakkına sahip olduğunu söyledi. Durumun aciliyeti nedeniyle müvekkilleriyle birlikte dilekçe yazan İnegöllü, Ula Geri Gönderme Merkezi’nin evrak kayıt sistemi olmadığını öğrendi. Ardından il göç idaresine mail yoluyla dilekçeler verildi. İnegöllü, son olarak sığınma hakkının engellenmemesini ve sürecin hukuka uygun olarak yürütülmesini, bu süreçte kişilerin hukuka aykırı olarak sınır dışı edilmemelerini umduğunu belirtti.

Öne Çıkanlar